Gerçekte oğlu Osman Gazi 23 yaşında iken vefat eden Halime Hatun, bizi de doğum sonrası öldü gösterildi. Dizideki tarihi gerçeklerle bağdaşmayan gelişme tepkilere neden oldu.
TRT 1'de yayınlanan Diriliş Ertuğrul'un son bölümünde Erduğrul Gazi'nin eşi Halime Hatun, oğlu Osman'ın doğumunun ardından öldürüldü. Gerçekte ise Halime Hatun'un vefatı Osman'ın doğumdan 23 yıl sonra. İbn-i Arabi'nin vefatı ise Osman Gazi'nin doğumundan 18 yıl önce...
Halime Hatun, tarihte Halime Sultan ve Haime Hanım gibi isimlerle anılır.
Doğum tarihi hakkında herhangi bir bilgi olmasa da vefat tarihi 1281'dir.
Osmanlı Devleti'nin kurucusu Osman Gazi'nin annesi olan Halime Hatun, Ertuğrul Gazi'nin de eşidir.
Saru Batu Savcı Bey (vefâtı: 1287),
Gündüz Alp (vefâtı: 1306) ve
Osman Gazi (1258-1326) adlarında üç oğlu olmuştur.
ARABÎ'NİN DOĞUM VE VEFATI
Muhyiddin İbnü'l Arabî, 28 Temmuz 1165'de Endülüs'te doğmuş, 638/1240'de Şam'da vefat etmiştir. Bu da gösteriyor ki, İbnü'l Arabî Osman Gazi doğmandan 18 yıl evvel vefat etmiştir.
1281'DE VEFAT ETTİ
Hâlime Hânım'ın mezarı Söğüt'te kocası Ertuğrul Gazi'nin türbesinin bahçesindedir. Türbe ilk olarak oğlu Osman Gazi tarafından yaptırılmıştır.
Tarihte Ertuğrul Gazi'nin eşi Osman Gazi'nin annesi olan Halime Hatun'un ölümü 1281 yılında vuku buluyor. Osman Gazi'nin doğumu ise 1258 yılında gerçekleşiyor. Bu durumda tarihi olarak Osman Gazi 23 yaşındayken Halime Hatun'un vefatı gerçekleştiği biliniyor.
HALİME HATUN'UN KABRİNİN BULUNDUĞU ERTUĞRUL GAZİ TÜRBESİ NEREDE?
Ertuğrul Gazi Türbesi, Osmanlı Beyliği'nin kurucusu Osman Gazi'nin babası ve Selçuklu Uçbeyi Ertuğrul Gazi'nin Bilecik ilinin Söğüt ilçesinde bulunan türbesidir.
İlk olarak Osman Gazi tarafından açık mezar olarak yaptırılmış, daha sonra I. Mehmet Çelebi tarafından türbe haline getirilmiştir.
Sultan III. Mustafa zamanında 1757'de yeniden yapılırcasına onarılmış ve ilk yapılıştaki hali değişmiştir.
1886 yılında II. Abdülhamit tarafından yeniden onartılmış ve yanına çeşme eklenmiştir.
Ertuğrul Gazi Türbesi altıgen planlı, üzeri kubbe örtülü olup, dikdörtgen bir girişten sonra içeriye ulaşılmaktadır.
Bu girişin yanlarında ikişer pencere bulunmaktadır. Türbenin duvarları bir sıra taş ve iki sıra tuğladan örülmüştür. Sandukanın bulunduğu türbenin içindeki batı ve güneydoğu duvarlarına dikdörtgen pencereler açılmıştır.