Aslında Cumartesinin gününün gelişi “Cuma” dan belliydi. Kamuoyu bir süredir bu yönde hazırlanıyordu. Her daim saf Müslüman halkımız kendilerine yapılan bir yönlendirme ile ve tamamen saf duygularla, ülkemizde ve çevresinde bu kadar acı yaşanmışken en azından bu sene yılbaşı kutlanmasın tartışmasının içine çekilmişti.
Öncesinde ise bir başka dikkat çekici haber servis edilmiş, bazı cemaat “şefleri” vaazlarına ara vermişti.
(…) Kamuoyunun Cübbeli Ahmet hoca olarak bildiği Ahmet Mahmut Ünlü, İslamcı Hüküm Dergisi'nin yayın yönetmenliğini yapan İhsan Şenocak ve Soyal Doku Vakfı'nda konuşan Nurettin Yıldız sohbetlerine ara verdiklerini açıkladı. Sohbetlerin aynı anda durdurulması terör saldırısı ve suikast istihbaratı alındığı yorumlarına neden oldu. Hükümete yakın isimlerden Fatih Tezcan ise sohbetlerin durdurulduğunun açıklanmasının ardından "Toplumun gerek Alevi gerek Sünni kesimlerinde 'kanaat önderi' konumunda bulunan ve sevilen kimselerin koruma tedbirleri acil artırılmalıdır" ifadelerini paylaştı. Tezcan Twitter adresinden yaptığı paylaşımda "Sünni hocalara ve Alevi dedelerine" koruma polisi tahsis edilmesini istedi. Olayı sosyal medya hesabından duyuran gazeteci Ahmet Şık ise "Makaraya alınacak bir durum değil. Cübbeli'nin uyarıları, sürekli bir Noel vurgusu yapması dikkate değer. Tedbirli olmakta fayda var" diye yazdı. (Oda TV 22.12.2016)
Ve yılbaşı gecesi bildiğiniz gibi Türkiye'nin en popüler gece kulübü Reina'ya terör saldırısı düzenlendi. Biz bu yazıyı kaleme alırken ölü sayısı 39 idi.
Son 4-5 yazımızı BTÖ'ye (Batı Terör Örgütü) ve topyekün saldırılarına dikkat çekmeye ayırmıştık. İşte bu örgüt, bütün kiralık adamlarını ve “Karanlık Oda”larını saldırı sonrası hemen devreye soktu.
Kamuoyunun Cübbeli Ahmet hoca olarak bildiği Ahmet Mahmut Ünlü, İslamcı Hüküm Dergisi'nin yayın yönetmenliğini yapan İhsan Şenocak ve Sosyal Doku Vakfı'nda konuşan Nurettin Yıldız 31 Aralık gecesi sohbetlerine ara verdiklerini açıklamıştı. Yılbaşı gecesi yaşanan Reina katliamı ise bu iptallere yeniden dikkatlerin çevrilmesine neden oldu.(…) Oda TV
Önümüzdeki günlerde bu ve benzerlerinin daha niceleri ortaya dökülecektir. Peki eski ABD Ankara Büyükelçisi Eric Edelman ne demişti daha çok kısa bir süre önce:
Yani Halkevleri Genel Başkanı üzerine düşen görevi layıkıyla yerine getirmiş demekten başka söyleyecek bir şey kalmamış…
İşte aslında resim bu kadar net… Saldırı sonrası bu saldırının psikolojik etkisini artırmak için lojistik destek veren BTÖ'nün psikolojik savaş ajanlarını sayesinde faili bulmak çok kolay oluyor.
Ve işte dikkat çekici bir başka kod. Bütün dünyayı kapsayan bir Anglo Sakson dayanışması. Son dönemde Çin'e karşı ABD üssü olmaya soyunan, denizaltı alımına 40 milyar Dolar harcayan kangrular ülkesi Avustralya'nın yeni dönemde hangi tarafta yer alacağını göstermesi bakımından olay bittikten sonra yapılmış bu manasız “uyarıya” katılması, dünyada çatışan tarafları görmemiz bakımından çok önemli.
Aralık ayında Beşiktaş – Bursaspor maçı sonrasında yapılan saldırının kodlarını ele aldığımız “BTÖ'nün İstanbul saldırısının kodları” başlıklı yazımızda şu grafiği yapmış ve saldırının mesajının Türkiye'nin geçmiş ile bağına verildiğini yazmıştık.
Şimdi benzer kodları, Doğuyu Batıya bağlayan yeni adıyla 15 Temmuz Şehitler köprüsünün hemen Doğu ayağında bulunan ”Muallim Naci” caddesi üzerinde yerleşik Reina gece kulübüne uygulayalım, bakalım ne göreceğiz:
Önce bakalım Muallim Naci kimmiş?
“Muallim Naci ( 1850, İstanbul - ö. 1893, İstanbul), Türk yazar, şair, öğretmen, eleştirmen. Aruz veznini Türkçeye kusursuzca uygulamak için çalışmış bir Tanzimat dönemi şairidir. Eski ile bağları koparmadan yenileşmeyi savunmuş; edebiyat tarihinde “eski şiir”in temsilcisi sayılmıştır. (…) Sakız'da iken yazdığı şiirlerle ün kazandı. Kuzu”(1881), ” Nusaybin Civarında Bir Vadi” (1882), “Dicle” (1883), bu dönemde Tercüman-ı Hakikat'te yayımlanan şiirlerinden bazılarıdır. 1883'te Sait Paşa ile birlikte İstanbul'a döndükten sonra Hariciye Nezareti'nde çalıştı. Paşa Berlin'e atandığında onunla birlikte gitme teklifini reddetti ve Hariciye Nezareti'ndeki görevine devam etti. (…) Muallim Naci hayatının son yıllarında Gazi Ertuğrul Bey adlı manzum destanı kaleme aldı ve Sultan Abdülhamit'e sundu.
Ertuğrul Gazi'nin Anadolu'daki mücadelelerini anlatan eserde “Türk” sözcüğünü kullanan şair, bir şiirde “Türküm” ifadesini kullanan ilk şair olmuştur. Eseri çok beğenen padişah kendisini rütbe ve nişanla ödüllendirmiş; maaş bağlamış ve “Tarih-Nüvîs-i Selatin-i Âl-i Osman” ünvanını vermiştir. Padişah tarafından ayrıca Osmanlı tarihini kaleme almakla görevlendirilen yazar; zamanının büyük kısmını Osmanlı tarihini araştırmaya ayırarak Söğüt, Bilecik, Yenişehir, Bursa ve İzmit'te gezi yaptı. Aniden rahatsızlanarak 1893 yılında hayatını kaybetti. II. Mahmut Türbesi haziresine gömüldü. Cenaze masrafları II. Abdülhamit'in özel hazinesinden karşılanmıştır.” (Wikipedia)
Aralarda özel olarak işaretlediğimiz bölümlerden kodları çıkarma görevini siz değerli okuyucularımıza bırakalım ve devam edelim.
Saldırıya uğrayan gece kulübü tam Doğu ile Batıyı birbirine bağlayan 15 Temmuz Şehitler köprüsünün Doğu ayağında olmuştur. Bu açık kodu uzun uzadıya yazmak yerine bu köprünün Batı ayağında yerleşik ve Batılı “dostlarımızın” resim vermeyi çok sevdiği Ortaköy Camisini unutmayalım. Türkiye'nin, kültür farklılıklarına rağmen Batı ile yüzyıldır süren “dostluğunun” adeta simgesi haline getirilen camimiz.
Bu camiden Batı yönünde yürümeye başlayınca bir süre sonra ulaşacağınız yer ise bir önceki İstanbul saldırısının olduğu yukarıda grafiğini tekrar alıntıladığımız yer olan Dolmabahçe sarayının karşısındaki eski adıyla İnönü stadyumu oluyor.
Son dönemde yapılan saldırıların bu bölgelere yoğunlaşması sizce tesadüf müdür yoksa geçmiş ve gelecek arasında, Doğu ve Batı arasında yapılan tercihlere yönelik bir uyarı mıdır?
'Saldırıya uğrayan gece kulübü tam Doğu ile Batıyı birbirine bağlayan 15 Temmuz Şehitler köprüsünün Doğu ayağında olmuştur.' Doğu!!!