Can Kemal Özer

Zeytinle tabiatla savaşan kaybeder

2.06.2017 05:34:46

Hükümete bu aklı kim verdi acaba?

Ya da zeytinlikleri sanayi alanına çevirme konusundaki ısrarın altındaki çapanoğlu nedir?

Bilmediğimiz bir hikâye varsa bir hükümet yetkilisi kalkıp açıklasın.

Bu ülke, çivi çakacak toprağın kalmadığı Singapur değil.

Devasa bir ülkeyiz…

Şehirler, köyler, kasabalar, yollar, barajlar, sanayi alanları ve sair ne kadar beşeri kullanımda olan alan varsa toplamı ülkenin yüzde 4'ünden daha küçük.

Yani sanayi tesisi, mesken, yol, baraj yapmak istediniz de yer mi bulamadınız?

Avrupa dev bir kıta… Büyük sanayi tesisleri yer alıyor.

Türkiye ise Avrupa kıtasının yüzde 8 büyüklüğünde bir ülke. Bu hasta kıtanın dev sanayi tesislerinin tümünü Türkiye'ye taşısanız yüzdelik dilime girmeyecek kadar küçük bir yer kaplar. Kaldı ki hiçbir şey bir adet zeytin ağacını kesmeye değmez.

Devletin resmi verilerine göre Türkiye'nin yüzde 4'ü yerleşim alanı, zirai alan büyüklüğümüz yüzde 31.1, ormanlarımız 27.6, Mera 18.1, Su alanları 1.4, sanayi ve mesken yapılabilecek alan ise yüzde 17.3…

kemalozer-grafik

Ülkenizin yüzde 17,3'ü sanayi ve meskene uygun iken, siz zeytinliklere göz dikmişseniz herkesten gizlediğiniz bir hikâyenizin olması gerekir.

3573 sayılı Zeytincilik Kanunu'ndaki “zeytincilik sahaları daraltılamaz” hükmü gereği, ülkenin zeytin ağaçlarını korumakla mükellef Tarım Bakanı'nın, bu hususta ses çıkaramaması yahut kısık sesle konuşması bize;

Ya siyasi amirlerinin emrinden çekindiğini,

Ya bürokratlarca yine aldatılarak zeytinciliğin köreltmek istenildiğini,

Ya siyaset veya iktisaden hatırlı birine ait zeytinlikler için özel kanun çıkarıldığını,

Ya da devletin açıklamak istemediği gizli bir hedefinin olduğuna işaret eder.

Tarım Bakanı'nın çekingen, sözde ‘bilim' özde sanayi bakanının zeytinlik talanındaki ısrarına baktığımızda hayırlı sayılabilecek bir netice göremiyor kimse.

Stratejik bir neden söz konusu ise kanun hükmünde kararname ile o alan kamulaştırılıp, proje için tahsis edilebilir. Böyle de yapılmadığına göre, ortada ülke adına büyük bir sorun var.

12119

FETÖ mücadelesindeki zafiyet, liyakat esaslı bir yönetim yerine helyum balonu gibi şişirilmiş öz geçmişler ve ‘hamili yakınıdır' zihniyeti, tedrisat, ziraat gibi alanlardaki başarısızlıktan bunalıp, AK Parti'ye tepkilerin arttığı, hayati öneme sahip referandumun bile kritik bir nispetle geçtiği, Cumhurbaşkanının yeniden yapılanmadan söz ettiği, 2019'a yönelik endişelerin yoğunlaştığı bir zaman diliminde zeytinlik talanında ısrar niye, var mı içinizde anlayan?

‘Eski Türkiye'yi hatırlatan bu dayatma ve direnç niye?' bilen varsa lütfen söylesin.

Hiç sözü evirip çevirmeye gerek yok, zeytinlik talanı kanun teklife ve/veya tasarısı TBMM'ye 7'nci kez sunuldu. Tuzak ya da maske ise ‘sanayinin desteklenmesi ve üretimin geliştirilmesi.' Şimdi çok kararlı gözüküyorlar.

Önceki gün ‘tartışmalı madde hükümet tarafından komisyondan çekildi' diye bir haber servis edildi. Doğru bir madde çekildi ama zeytinlik talanında öyle kararlılar ki başka bir madde eklediler.

Bu tasarıya göre ne kadar ağaç kesilirse iki katı ağaç dikilecekmiş.

Bir zeytin ağacı bin ila 4 bin yıl yaşar. Verimli çağa 50 yılda erişir. Bunlar gerçek, fıtratı ile oynanmamış ağaçlar.

Birde genetik yapısına müdahale edilerek bodurlaştırılan bozuk zeytin ağaçları var. Bunlar ise daha hızlı ürün veriyor ama ömürleri de boyları da onların genetik yapısına müdahale edenlerin aklı gibi kısa.

zeytin001

ZEYTİNYAĞLI YERİM, HATTA BASMA DA FİSTAN DA GİYERİM YA DA ESKİDEN ÖYLEYDİK

Günlerdir kafa yoruyorum, bu oyunu bize kimin oynadığını bulmak için. Bu aymazlığı akılla izah etmek güç.

Akla hemen 1950'ler geliyor. FETÖ'nün siyasi ve gladyo ayağını oluşturan Kasım Gülek'in CHP genel sekreteri, NATO yöneticisi ve forsundan yanına yaklaşılamadığı dönemler.

Kasım Gülek Amerika'nın özelde de Rockefeller'in kuludur. Tohumlarımızı ilk ifsad ettiren de o.

Adana'ya kaçak hibrit buğday getirip ektirerek, ilk tohumculuk kanununu çıkarttıran ülkeyi, ziraatimizi ve sağlığımızı Rockefeller'e teslim ettiren hain.

Üstelik o günlerde iktidar Demokrat Parti, muktedirler ise her zaman olduğu gibi CHP.

İşte o zaman toplumumuzun ABD'nin mısırözü, soya, kanola/kolza ve ayçiçek gibi rafine sözde yağlarına alıştırılması gereken zamanlar.

Marshall Yardımı adıyla, zeytin ve tereyağı cenneti ülkesine ABD zıkkımlarının propagandası yapılır.

Büyük paralara “zeytinyağlı yiyemem amman basmada fistan giyemem amaan…” türküsü besteletilip, radyolarca çalınır, Egemizde en verimli çağındaki milyonlarca zeytin ağacı zorbalıkla ve cebren kestirilir.

Bugün hem toprak, hem de nüfus olarak eski vilayetimiz Yunanistan'ın yarısı kadar zeytin üretebiliyoruz. Bir Türk, bir Yunanın 10'da biri kadar zeytinyağı yiyor. Üstelik yağımızı ucuz fiyata dışarı satıp, ABD'den, Avrupa'dan insan için zararlı rafine edilmek üzere yağlar ithal ediyoruz.

Zeytincilik konusunda Suriye'nin bile gerisindeyiz.

Buna rağmen zeytinle savaşmaya kalkıyorlar. Zeytinle, tabiatla savaşan kaybeder.

Kaybettiğimiz belli, ülkemizde kalp damar ve kalp krizi ölümleri birinci sırada. Onu diyabet ve kanser izliyor. Yaşı kemale erdiği için yaşanan ölümler 30 yılda 1. sıradan 8. sıraya geriledi.

Gerçekleri görmek için etten göz yetmiyor, kalp gözü de gerekiyor.

Bırakın zeytinleri, herhangi bir ağaca el sürerken yüreği sızlamayan adamdan ne ülkeye, ne de insanlığa fayda gelir.

Bize uzaya gittiklerini söylüyorlar, bir ağacın yerini değiştirmeyip kesiyorlar. Ya o yalan ya da bu.

Ellerini zeytinliklere, çınarlara, ağaçlara dikenlere diyoruz ki; o ağaçların ateş olup bu dünyada veya öbür dünyada bütün bedeninizi sarmasından hiç mi korkmuyorsunuz?

Şayet korkmuyorsanız, sizden korkulur!

zeytin_agaci

  1. fatih fatih

    konuyu çok güzel anlatmışsınız Allah razı olsun, inşallah bir yerlere ulaşır ve etkili olur..

  2. Dokuzuncu Köy Dokuzuncu Köy

    Allah razı olsun. Hükümetin yanlışlarını sizin gibi hakkaniyetli ve cesur bir tarzda dile getiren gazetecilerimiz, münevverlerimiz özellikle de bizim cenahta, yok denecek kaddar az. Herkes yıkama-yağlama derdinde; hak-hukuk yerle yeksan...

  3. Samimi Samimi

    Kümbet yerini değiştirmek için yurt dışından firmalarla iş birliği yapılarak canhıraş çalışan yetkililerimiz, ( tarihi eserlerin korunmasına karşı değiliz) tarihi eserler kadar önemli zeytin ağaçlarına da aynı hassasiyeti göstermeli.Hem bizim bildiğimiz sanayi bölgesi yerleşim yerlerine ve tarım ve ağaçlık bölgelere uzak yerlere kurulur ki, insan sağlığı zarar görmesin. Bu milletin malını korumakla yükümlü yetkililere bunu yaptırmakta ısrarı neden , ne için ? Şeffaflık istiyoruz, samimiyet istiyoruz........

  4. Züleyha Züleyha

    Daha dün akşam iftara yakın yedi yaşında ki oğlum diyorki; anne en büyük hayalim bitki yetiştirmek ama yetiştiremiyorum bahçemiz yok. Ve oğlumun yüzündeki hüzün... bu sözü karşısında şok oldum,keder kapladı içimi. Bu yaşam tarzını bize dayatan vicdansızlar utanma varsa eger şu küçücük çocuğun bu içler acısı hali size yeter.Keşke o anı video çekip, tv kanalına gönderseydim keşke....

  5. ali hikmet ali hikmet

    Devlet isteyen her aileye bahçe imkanı sunması ve asıl kodlarıyla oynanmamış fidanlar hibe etmesi elzem iken milletin kendi gayretiyle diktiğine kıyım yapıyorsa bu işte bir terslik var.Yıllarca tarım ülkesiyiz diye teknoloji üretemiyoruz diye kafamızı şişirdiler.Neymiş efendim bir tır buğday veriyormuşuz bir disket alıyormuşuz bunu Anadolu! Lisesindeki hocamız söylerdi.Sen bana gdo suz doğal hakiki buğday bul bir tır ben sana elimde olsa kaşıkçı elmasını veririm.Çünkü o tayyip olan bir tır buydayla dünya tarım seyrini değiştiririm.Ha şimdi piyasadaki buğdayın bir tırına beş para bile vermem.

  6. ali hikmet ali hikmet

    Zeytin mübarektir. Kuranda incire ve zeytine yemin vardır. Peygamberimiz zeytin yağını yeyin ve sürünün der. Allahın bize ikramı incir de zeytin de ülkemizde yetişebiliyor. Bize verilen bu nimetlerin şükrü böyle olmamalı, onların kıymetini bilmeyen bizden olamaz. Şimdi durum bence şöyle bizim maddi ve manevi sıhhatimize hizmet eden tüm değer ve ürünlere kontrollü bir hücüm var. Bu hücüm tahribat ve bozgunu duhul tarzıyla içimize sızarak bize yaptırıyorlar.

  7. tolga tolga

    son zamanlarda üst üste hayal kırıklığına uğruyorum.güvendiğimiz dal elimizde kalacak gibi hisler oluşmaya başladı.

YORUM YAP