İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT)'nın İstanbul'da düzenlediği “6. Helal Fuarı 2018”e ancak bugün gidebildim.
Gitmekte gecikmemde bir beis olmadığı gibi, gitmemiş olmayı daha çok tercih ederdim.
Adı büyük olan ve Ticaret Bakanı'nın açıklamasıyla 4 trilyon dolarlık pastadan pay almak isteyen fuarı tarif etmek gerekirse, o da “kara mizah” olurdu.
Büyük alanlar belediyeler, yardım dernekleri ve kamu kurumlarına aitti.
5-6 adetlik sentetik ürünlerden müteşekkil hac malzemeleri satıcıları ile sokak lambaları satan firma da hayli renk katmış fuara.
Geriye kalan ve “helal” adı altında takdim edilenlerin ise her hangi bir market rafında gördüklerinizden zerre miktar farkı yok.
HELAL SERTİFİKASIZ ÜRÜN KALMADI
Aslına bakarsanız, artık helal sertifikası olmayan firma kalmadı. Hele ki tavukçular, süt ürünleri imalatçıları, reçelciler diye uzayıp giden tüm endüstri aklandı.
Zaten katkı maddelerinin hem zararı yok(!), hem de hepsi şüpheye mahal bırakmayacak kadar iyiler.
Hâsılı, helal sertifikalı ürünler çoğaldı ama dertler bitmek yerine arttı.
Bu gerçeği dile getirdiğimizde ise bazıları birden saldırganlaşıveriyor.
Her şeyin helal sertifikası var, ama 2018'de 13,5 milyon yani her 6 kişiden biri ameliyat edilmiş bu memlekette…
Peki bunu nasıl izah edeceğiz?
BİLİMİN RABLİK İDDİASI BİZİMKİLERİ DE KUŞATTI
İnsan eliyle çeşitli bahaneler ileri sürülerek fıtratına müdahale edilmiş ve hibritleştirilmiş tohumlar, “yerli ve milli” etiketi asılarak helalleştirilmiş.
Bu tohumların yanına uğradığımda bir ziraat mühendisi geldi ve başladı anlatmaya… Milattan 3 bin yıl önce 5-6 taneli olan mısırın birkaç asırlık çalışma ile koçanlı bir bitkiye dönüştüğü masalını anlatarak bizi şuurlandırdı. Meğer pek cahil kalmışız!
Cep telefonundan milattan önceye ait mısırın renkli resmini gösterdi ki, of ki of! Cidden pek geri kalmış hissettim kendimi!
Şaka değil gerçekten…
Aztekler ve mayalar zamanındaki dijital fotoğraf teknolojisi ne kadar gelişmiş işte orada gördüm.
Bu arkadaş bilime öyle inanmış ki, bilim olmasa hepimiz açlıktan ölecekmişiz.
Hz Âdem (a.s.)'den endüstri çağına kadar insanlığı doyuran tabii (geleneksel) tohumlar kifayetsiz ve iptidai imiş. Bilim el atıp tamamlamış bütün eksiklerini…
Mesela Amerika kıtasına ait mısırlar, bilim olmazsa Anadolu'da yaşamazmış.
İnanmış ya da inandırılmış adam, ne diyebilirsiniz ki?
Kendisine sordum: “Tohum ve fıtratla ilgili Kur'an-ı Kerim'de neler var” diye. Matbu cevap “biliyorum” idi. Bunca propagandaya karşı birkaç ayet söylemesini rica ettim. Hep yapıldığı üzere “Ben din âlimi değilim” cevabını aldık.
Devamında “ben ziraat okudum, dinî yönüyle ilgilenmedim…”
“Peki, Müslüman mısınız?” “Elbette…”
İyi ama Müslüman yaptığı işin dinî veçhesini yani ilmihalini bilmesi gerekmez mi?
Kem kümler ve iddialarını ispat için bildiğim hikâyeleri anlatmalar…
Uzatmayalım, dert büyük!
FUARIN EN HELAL STANDI
Fuarın en helal standı, “Gençleri Evlendirme Mehir Vakfı” idi.
Vakfın başkanı Mustafa Bey, Konya İmam Hatip Lisesinden ve sonrasından arkadaşım.
Kendisine ayrıcalık için de asla yazmadım bu cümleyi. Çünkü kendisi fakir gençleri evlendirerek pek hayırlı bir hizmeti îfâ ederek gençleri haramdan koruyor.
Gerçekten başka helal stant var mıydı inanın emin değilim. En azından gözüme ilişmedi.
Sabunu satan bir stant vardı. Sabunlarının “dünyanın en iyi sabunu” olduğu iddiasındaydılar. Gerçek sabun; zeytinyağı ve kostikten meydana gelir. Eklenecek ise bir iki çeşit bitki yağından oluşması gerektiği halde, bu yağda 20'ye yakın katkı maddesi vardı ve buna da “helal” damgası iliştirilmişti.
HELAL SERTİFİKALI BİRA
Türk Dil Kurumu'nun sözlüğünde bira şöyle tarif ediliyor: Arpa ile şerbetçiotunun mayalandırmak yolu ile yapılan az alkollü bir içki...
Bütün dertlerimizi çözen endüstri ve helal sertifikacılar şimdi de bira eksikliğimizi de gidermişler.
Fuarda bir de bira standı açtırmışlar...
Tabi “alkolsüz(!)” ve dolayısıyla ananızın ak sütü gibi “helal(!)” olan arpa birası…
İslam âleminin bira derdini çözen helal sertifikacılara teşekkür etmeden belirtmeliyiz ki, siz olmasanız bu millet ne yapardı?
Öte yandan “Mevzuatımıza göre litresinin yüzde yarımı (0,5)'i kadarı alkol içeren biralar zaten “alkolsüz(!) bira” sayılıyor” diyorsanız siz de haklısınız.
İşte resmi tablo:
Demek ki, mesele helallik-haramlık falan değil, Lidyalıların parası ya da FED'in doları…
Temel sual şu: Yenikapı'da her hafta bir başka şehir adına katılarak “yerel ürünler” diye endüstri ürünlerini satanlarla, helal sertifikalı ürün satanlar arasında ne fark var, bunu kim izah eder?
Bu helal sertifika sistemi başımızı öyle ağrıtacak ki, yakın gelecekte bu işin içinden çıkmamız mümkün olmayacak!
Siz, siz olun, endüstrinin bu tuzağına düşmeyin!
Bu tiyatro sahnesinden sonra galiba bir daha tiyatroya gitmem, zira bize gerçek diye halüsinasyon gösterisi yapıyorlar.
Uzun zamandır yazmiyorsun.
Abi selamün aleyküm. Başlığı görünce başta okumak istemedim ama elhamdülillah iyi ki okumuşum. fakirleri evlendirme projesi benim de 26 yaşında bekar olmamdan kaynaklı ileride Allah'ın izniyle yapmayı planladığım bir hayır. Allah yardımcımız olsun. Abi bizlere Esbabı nüzul ve dünya tarihi konularında kitap önerebilir misin?
Mehir Vakfı ile birlikte en helal standlardı bunlar maalesef.
yazık çok yazık