Kaşıkçı'nın infaz edildiği kesinleşti.
Nasıl gerçekleştiğinden önce, Cemal Kaşıkçı kimdi ona tekrar bir bakalım.
Hem Suudi, hem de Amerikan vatandaşıydı.
Geçtiğimiz yıl Londra'da ölen ünlü silah taciri Adnan Kaşıkçı'nın yeğeniydi.
Moon tarikatına bağlı Washington Post gazetesinin yazarıydı.
Türk vatandaşı bir kadınla nişanlanmış ve evlilik hazırlığı yapmaktaydı.
Önceki kral zamanında Suudi Arabistan yönetimine çalışıyordu.
Yeni prens sonrasında Kraliyeti eleştirmekteydi.
Muhalif bir gazete çıkarmanın hazırlığını yürütmekteydi.
Suudi yönetimi 4 aydır enselemek için peşindeydi ve ABD istihbaratı bundan haberdardı.
Eşinden boşanmıştı ve boşanma evrakını almak için yaşadığı ABD'deki Suud elçiliğine gitmişti.
Suud makamları evrakı İstanbul'dan alabileceğini söyleyerek Türkiye'ye yönlendirmişti.
27 Eylül'de Suudi Arabistan'ın İstanbul Konsolosluğu'na gitmiş, evrakını istemişti.
Konsolosluk, 2 Ekim saat 13:00'de gelmesini istemişti.
Kaşıkçı'da, 2 Ekim saat 13:15'de Suudi Konsolosluğuna tekrar gitmişti.
Ancak girdiği yerden bir daha çıkmamıştı.
Üç buçuk saat sonra gelişmeden Türkiye'nin haberi olmuştu.
Devletin ilgili birimleri seferber olmaktaydı.
20 dolayında Suudi infaz timinin, aynı gün ve saatte Konsoloslukta olduğu, cinayetin ardından geldikleri uçaklarla Arabistan yerine bu kez Mısır ve BAE'ne gittikleri ortaya çıkmıştı.
İlk uçak bilinmese de, ikinci uçak Türk makamlarınca aranmıştı.
Önce Trump, “beni ilgilendirmez” kabilinden bir açıklama yapmaktaydı.
Suudi yetkilileri, Kaçıkçı'nın Konsolosluktan ayrıldığını iddia etmiş, ancak ayrılma görüntüsü diye 27 Eylül tarihli görüntüyü paylaşarak bir nevi suçunu itiraf etmişti.
Türkiye, cinayeti çözmek için soğukkanlı davranmayı sürdürüyor.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Bağdat ziyareti sırasında “Kaşıkçı'yla ilgili gerçekleri açıklayacağız” der demez, Suudi yönetimi, Türkiye'ye işbirliği teklifi yapıyordu.
Ardından ABD ağız değiştirip, “Bu durum Beyaz Saray'da bizim için çok önemli bir mesele. Sonuna kadar gideceğiz" demek zorunda kalıyordu.
Müteakibinde de, cinayetin Suudililerce işlendiği Trump tarafından resmen ilan ediliyordu.
Peki, Kaşıkçı nasıl öldürülmüştü.
Nasıl öldürüldüğünün 3 delili ortaya çıktı.
İLK DELİL
İlk delil, Kaşıkçı'nın nişanlısına bıraktığı cep telefonu ile senkronize olan kol saatinin kaydettiği ve telefona ulaşan ses kayıtları. Bu kayıtlara göre önce sorgulanıyor, sonra da bir darbeyle öldürülüyordu. Ama bu ölüm değil bayılma da olabilirdi.
İKİNCİ DELİL
O gün Suudi Konsolosluğunda çalışan Türk vatandaşlarına işe gelmemeleri talimatı verilmişti. Bu nedenle Türk vatandaşı yoktu. Ancak devletler hiçbir zaman boş olmazdı. Elleri bir yerlere mutlaka uzanırdı.
İçeriden çekilen gizli görüntü, cinayetin nasıl işlendiğini gözler önüne sermekteydi.
Kaşıkçı sorgulanıyor ve zorla bir evraka imza atması isteniyordu. Ancak O, imzadan imtina ediyordu.
Heyetin büyük başlarından “öldürün” emri veriliyordu.
Ve infaz kameralar önünde gerçekleşmekteydi.
Son anda koldaki saati fark ediliyor ve siliniyordu ama bir kere iki kayıt senkronize olmuştu.
İlgili makamların elinde, Trump'a da izletilen ve ağız değiştirmesine neden olan bir kayıt vardı.
İşte bu kayıt, Suudi Arabistan yönetimini telaşlandırmış ve Türkiye ile masaya oturmaya itmişti.
Bir taşla birkaç kuş vurmak istiyorlardı.
Türkiye ise kendisi üzerine oynanan oyunun farkındaydı ve şeytanlığı da çözmüştü. Türkiye haklı ve güçlü taraf olarak, ABD ve Suudi yönetimine suçlarını itiraf ettirmenin peşindeydi.
Öte yandan avcılar ava giderken avlanmış, zora sokmak istedikleri Türkiye bu işten itibarını artırarak ve zaferle çıkmaktaydı.
Arap ise sonu gelmemesiyle meşhur “bukra”sına başlamıştı ama bu kez “bukra” değil, Türkiye tarafından “gel buraya” dönüştürülmüştü.
ÜÇÜNCÜ DELİL
Elbette bir cinayet varsa bir delil olmalıydı. Tecrübeli Türk makamları hemen harekete geçip, Konsolosluğun necaset tahliye kanallarını izlemeye almıştı, deliller oradaydı ve ele geçirilmişti.
Bu filme benzer ve dünya tarihinde de bir benzeri olmayan vahşi cinayetin düğümü hızlıca çözülse de, mesele faillerin resmi ikrarı ve hukukî süreç bitene dek masada olmaya devam edecek. Ama konu asırlarca yazılıp çizilecek.
Çünkü bu defter burada kapanacağa benzemiyor.