Trump'un ilk dış gezisini Suudi Arabistan'a yapması manidardı ve beklenen etkisini gösterdi. Trump ile Körfez ülkelerinin lideri durumundaki Suudi yönetimi arasındaki mutabakat çerçevesinde, Amerika'nın sömürgesi durumundaki ülkeler, Katar'a savaş ilan etti.
Bu savaşta asıl hedef Katar değil, Türkiye. Asıl hedef Müslümanlar!
Katar, önemli ölçüde İngiltere'nin himayesinde bir ülke idi. Denge unsuru olarak da, ABD'ye El Udeid askeri üssü verilmişti. Bu üs ki, ABD'nin Körfez'deki en büyük askeri üssü ve mühimmat deposu konumundaydı.
Batının kendi içinde savaşa girdiğini, Türkiye'nin yükselen güç olduğunu ve sığınılabilecek güvenilir bir liman olduğunu gören Katar Emiri, Türkiye ile siyasi, iktisadi ve askeri işbirliklerine girişti.
Öte yandan Katar; Mısır, İsrail ve ABD'nin zulmüne maruz kalan İhvan mensuplarına barınma imkânı vermişti. Suriye'de iç savaş başladıktan sonra, HAMAS da siyasi merkezini Katar'a taşımıştı.
Ayrıca Dünya Âlimler Birliği'ne, Katar ev sahipliği yapıyordu. Son dönemin en etkin âlimlerinden batının kara listesindeki Yusuf El Karadavi ve benzerlerine de Katar sahip çıkıyordu.
19 ve 20'nci asırda şeytanilerin vurduğu narkozdan kurtulan Türkiye, Somali ve Katar'a askeri üs kurmuş, Irak, Azerbaycan ve Arnavutluk'a asker göndermişti. Buna Kıbrıs'ı da eklediğimizde, Türkiye hem çevresini güvenceye alıyor, hem de birilerini çevreliyordu.
İşte bu hamle, şeytanileri ürküttü. Şeytanilerin Körfezdeki sömürge valisi durumundakini de. Son 10 asırda hiç kendisi olamayan, 10 asır Türklerin himayesinde rahat ettikten sonra, son bir asırdır İngiliz, Fransız ve nihayetinde de Amerikalıların sömürgesi olma zilletini sindiren, İngiliz dişi şeytan Gertrude Bell'in bölgedeki tasarrufundan hareketle kendilerini devlet sanan kuklalar, ülkelerinin servetlerinin efendilerine ikram etmekte, aradan komisyonlarını alıp, batılı ajan dişilerin koynunda, yine batının bar, pavyon, kumarhanelerinde yemekte idiler.
Ancak hem devir, hem de bölge insanı değişmeye başlamıştı. Batı ise her şeyin avucundan uçup gitmesini istemiyordu. Nihayetinde bedelini yüzbinlerce kat tahsil etse de, sömürgelerinin elinden kayıp gitmesini hangi şeytanî ister?
Ayrıca bu bölge, dünyanın kalbi... Burada siyaset, tarih ve coğrafya ilmi olmaksızın yapılamaz. Dünyaya efendi olmayı veya birileri sözünüzü dinlemesini istiyorsanız, -burada petrol bile olmasa,- buraya hâkim olmak, bayrağını dalgalandırmak veya size köpeklik edecek hainler bulundurmanız gerekir.
Bölge ülkelerinin -artık Suudi Kralı Selman da bunu göstermiştir ki- başındaki kuklalarına sahip çıkmanız gerekir.
Yaşanan hadisede olduğu üzere, Katar gibi Türkiye'ye askeri üs verir, parasını baronların bankalarınıza yatırmaz, batının ajan fahişelerinin koynunda sabahlamazsanız, köpeklerini devreye sokar saldırıya geçerler.
Olup biten bu iken, Türkiye ise Katar'a ambargo uygulayan İngiliz görünümlü Dubai şeyhine ait şirketine Çanakkale'de yer açmak, kabinedeki bir başbakan yardımcısının da ortağı olduğu ileri sürülen bir inşaat şirketinin yatırımlarına kolaylık sağlamak için ne kadar zeytin keserim, bununla meşgul ediliyor. (Zeytinliklerin, yüksek rakımlı Köşk'teki ‘sahibi'ne duyurulur.)
SAVAŞ RESMEN VE FİİLEN BAŞLADI
Malum geçen Çarşamba günü, "Trump Körfez'i karıştırdı" manşeti ile çıkmış ve Katar'a yapılmakta olan operasyonu yazmıştık.
Dün, şeytanilerin baş kuklası Suudi Arabistan ile Bahreyn, BAE, Mısır, Yemen ve Maldivler, Katar ile diplomatik ilişkilerini kestiğini duyurdu. Katarlı diplomatların 48 saat içinde ülkelerini terk etmeleri istendi.
Hemen ardından Katar, Yemen'deki Uluslararası Koalisyon'dan çıkarıldı. Anında Katar'ın, koalisyon güçleri bünyesindeki 6 askeri (faili belli meçhul) katledildi. Başta baş kukla Suudi yönetimi olmak üzere diplomatik savaşa girişen ülkeler, Katar devletine ait El Jazeera televizyonunun bürolarını kapattı.
Suudi-Amerika medyası, Katar'ın korkudan Filistin İslami Direniş Hareketi Hamas'ın bazı yöneticilerinin ülkeyi terk etmesini istediği haberlerini servis etti. Haber derhal yalanlandı.
KARŞI CEPHEDE NELER OLUYOR?
Ürdün, Kuveyt, Umman ve Irak, Suudi yönetiminin, Trump'ın emri ile yürüttüğü ve ikinci aşamasına geçilen savaşta Katar'ın yanında yer alma kararı aldı. Türk Dışişleri ise gariptir hâlâ sessiz.
Bütün bunlar şeytanilerin Bilderberg toplantısının bittiği günde meydana geldi. Sadece bunlar mı? Aynı zamanda İngiltere'de yaşanan saldırılar ve İtalya'da ‘korkulup demir düştü' denilerek geçiştirilen saldırı da…
Üstelik bütün bu maskaralıklar, Katar Resmi Haber Ajansı sitesine yapılan ve Katar ile bazı Arap ülkeleri arasında krize neden olan siber saldırının sorumlularının bulunması için, FBI tarafından bu ülkeye ekip gönderildikten sonra oldu.
HEDEF KATAR'dA DARBE VE DE TÜRKİYE'YE DARBE
İngilizlerin, Arabistan topraklarını teslim ettikleri Bin Suud'un hayattaki son oğlu Kral Selman, iktidara geldiğinden bu yana çok sayıda darbe girişimine maruz kaldı. Hatta öldürülmek istendi. Sadece 2017'de üç askeri darbe girişiminden kurtuldu ya da bugünleri yaptırmak için kurtarıldı. Biz ise bu süreçte haber ve manşetlerimizle korkak Selman'a destek çıktık.
Suudi hanedanı, tıpkı devirdikleri Şerif Hüseyin gibi, iktidar hırsı yüzünden Osmanlı'ya ihanet ederek İngilizlerle birlik olmuştu. Gün geldi, İngilizleri satıp, Amerikalılarla iş tutmaya başladılar. Selman'da, baba ve dedelerinin Osmanlı'ya ihanetinin bir benzerini Türkiye'ye, Erdoğan'a yapıyor. Trump gibi bir serseri ile iş tutup, kardeşlerine savaş ilan ediyor.
Küçük günah işlemeyi meşru görmeye başladığınızda, büyük günahları da işlersiniz. Bir kez ihanet ettiğinizde, Suudi örneğinde olduğu gibi, ihanet bağımlılığına yakalanırsınız. Zaaflarınız varsa mutlaka kullanırlar.
Kendi iktidarını korumak için, ahir ömrüne gelmiş olan Kral Selman, Trump'ın arzusu çerçevesinde Katar'da askeri darbe planlıyor. Bir arkadaşını, komşusunu, dindaşını, ırkdaşını çakallara teslim edenin, sıranın kendine geleceğini görememesi çok tuhaf. Ama insanın bir kez basireti bağlanmaya ve şeytanı akıl hocası ilan etmeye görsün. Sadece burnu değil, mide ve zihni de pislikten kurtulmuyor.
TÜRKİYE BUNU ENGELLEMELİ
Şeytaniler ve dolayısıyla baş kukla Suudi yönetimi, Katar'ı köşeye sıkıştırıp, ülkede askeri darbe yapılması için çabalıyor. Türkiye'ye düşen bunu engellemek! Gerekirse Katar'a geçici olarak daha fazla asker göndermeli… Katar düşerse, Türkiye 100 yıl kaybeder... Bir daha kimse güvenip de, Türkiye'nin himayesine girmez! Katar düşerse, Somali de, Azerbaycan da düşer. Ürdün ve Kuveyt de düşer…
Katar düşerse, şeytaniler mutlu olur, bölgede iç savaşlar ve hatta ülkeler arası ‘kardeş' savaşları çıkar. Katar düşerse, Suriye ve Irak resmen bölünür.
Onlar düşerse, Türkiye sendeler, 2019 seçimleri sıkıntıya girer.
Bu savaş çıkarsa, milyonlarca insan Türkiye'ye sığınmak zorunda kalır.
Türkiye'ye düşen, bu oyunu bozmak! Hem de zaman kaybetmeden!
HİZİPLER SAVAŞI ve TRUMP'IN GÖREVİ
Dünya yine bir paylaşımla karşı karşıya. Dünün efendisi İngiliz, şimdi pay almak şöyle sursun, parçalanmakla yüz yüze. İngiliz bu yüzden bize yaklaşıyor. Bizimle müttefik olmak istiyor.
Belli ki Trump'a verilen görev; Avrupa'yı, Körfez'i, Çin Denizi'ni, Afrika'yı, Mezopotamya'yı savaşa sürüklemek. Adamın eteği kor deposu, dili benzin tankı, imzası kibrit gibi. Yani yedi kollu şamdanın sarışın hali…
Görünen köye göre, belli ki Mesihciler el ele verip dünyayı ateşe verecekler. Trump'ın görevi dünyayı ateşe vermek. Yine bir Ramazan'dayız ve yine sıkıntılı günlere giriyoruz. Belli ki, birileri bizi zeytin kesme oyunu ile oyalıyor. Belli ki, FETÖ'cüleri acele ettirenlerin acelesi varmış.
Şimdi secdede dua vakti… Şimdi açlık orucu değil, acıkma ve açlığa alışma orucu tutma vakti. Şimdi sahura kalkıp, bir su içip, secdeye kapanma vakti. Millete düşen bu. Erdoğan'a düşense, Katar'a sahip çıkmak…
yok biz almayalım. suriyeden hala ders almadıkmı,dış politika da duygular değil gerçekler öndedir
Hayırlı ramazanlar Kemal Abi. Allah sizden razı olsun. Allah ilminiz arttırsın...