Gerek adaylık süreci ve gerek seçilmesi akabinde aldığı ilk kararlar itibari ile oluşturduğu izlenimlerle yeni bir model olmanın rengi olan Trump, “tartışılır başkan” imajını sürdürürken ‘finiş'i erken konuşmak ve öngörüler edinmek büyük fayda sağlayabilir..
Kennedy cinayeti sonrası gözle görülür şekilde ‘paralel' sistemlerin elinde olan Amerika, yeni bir “Boston'da Çay Partisi”nin arefesinde gözüküyor. İlki Britanya'ya karşı olan tarihi toplantının tekrarının, diğerinden farklı olarak androidleşen devlet sistemine karşı olacağı muhakkak.
İçte imaj ve popülist hayat argümanları, dışa karşı güç ve baskıyla devamiyetini sağlayan Amerika Birleşik Devletleri ezber bozacak bir yol ayrımına geldiğinin sinyallerini veriyor.
Klasik diktatör modelinin kötü bir kopyası olarak pragmatist ve psiko aykırılıklar sergileyen Trump'ın seçimleri kazanmasını, işleyen bir mekanizmanın büyük hamlelerinden birinin öncesindeki son adımı var sayarsak, ileriki dönemde olabilecek birkaç ihtimali şöyle sıralayabiliriz.
1929 buhranı gibi global bir işgalin ön hazırlığına benzer bir hazırlık..
Gücüne müdahale edemediği müttefiklere karşı yeni koz ve hamle şemaları üzerinden araç değişiklikleri..
Eskiyen ve işlev olarak teşhir olmuş gizli koloni ve teşekküllerin göz önünde olabilecek kavgalarını küresel kısıtlamalarla gizlemeye çalışmak..
Değişen tüzel kişilerin üzerinden farkındalıkları puslama amacıyla suni kaoslar..
Yeni komplolar adına kukla lider ve siyasi güç oluşturma, buna binaen Amerika halkı başta olmak üzere Hıristiyan topluma yeni savaşlara hazırlık empoze ettirecek psikolojiyi sağlama..
Yeni siyasi cinayetler üzerinden özel ve tüzel Müslüman terörist profili için gözden çıkardıkları liderlerle savaş ve tazminat avcılığı.. (Trump, Merkel, Macron..)
Çok ihtimal saymak mümkünken bu kadarı bile yeni bir dünya düzeni için yeterli ön hazırlıklar olarak görülebilir.
Karşı atak anlamında yapılabilecek en doğru adım ise ekonomik boykot ve tepkiden önce kültürel ve düşünsel mesafeyi korumak olacaktır. Genel ve yerel alışkanlıklarla uyuşturulmuş dünya halklarının yeni birer atakla şekillendirilecek alternatifler üzerinden sömürü ve yönlendirmelerin engellenmesi kolay olacaktır.
Donald Trump, Abraham Lincoln ve John F. Kennedy'nin ardından ‘Üçüncü Kurban' seçilmiş olabilir mi? Bu seferki tetikçinin, Rusya'nın Ankara Büyükelçisini katleden cinsten bir ‘Müslüman' veya bir ‘Türki' olması kimin işine yarar ve neyi sağlar?.
Büyük Britanya'nın kontrolden çıkan sömürgesi olarak Amerika kıtasının kaderini elinde tutan ‘Capital'in inanç ve kültürle olan kavgasının günümüzde birçok gizli hakikati gölgede tutmasının son dönemindeyiz.
Mızrağın çuvala sığmadığı bir dönemde ortaya çıkan bu bocalamayı Türkiye ve Müslüman toplumlar üzerinden kamufle etmeyi başaramayan Amerika'nın yeni ve daha tehlikeli yollar deneyeceği aşikardır. Yarınlarımızdan ve istikbalimizden çalınacakların habercisi olması hasebiyle alınacak yegane tedbir “ezber tepkicilik ve kripto muhalefet”in iş birliğini haklı adımlarla engellemek olacaktır.
Bunun için eğitimden çok “tekerrür kronolojisi”ni dikkat ve hassasiyetle bir kez daha gözden geçirmek hayati önem arz etmektedir.
Mustafa Bozkurt
Dipdalga.com