Tarihe şeref veren bir dava adamı: Kadir Mısıroğlu

Bir hayat düşünün, henüz sinni kemale ermeye başladığı andan itibaren her daim hak üzere kaim olmuş olsun. Bir baş düşünün yalnızca ve yalnızca Hakka ser füru etmiş olsun. Bir nefes düşünün, sadece Rahman için alınıp verilmiş, bir göz düşünün yegâne gayesi hakkı aramak ve bulmak için binlerce sahife eseri okumak olsun. Bir el düşünün, bu mazlum milleti derin uykulardan uyandırmak için, binlerce sahife eser kaleme almış olsun. Bir zekâ ve hafıza düşünün, tecemmuu nadir insanlarda görülen türden olsun. Bir yürek düşünün, seksen senedir deccalizm ile cihad etmeyi ve İslam tarihinin görmüş olduğu en büyük fitne ile mücadeleyi hayatının ve var oluşunun en büyük amacı addetmiş olsun. Bir iman düşünün, Allah'ın davası için en ağır bedelleri, hapisleri, sürgünleri, aşağılanmaları göze almış ve davasından bir milim inhiraf etmemiş olsun.

Bir dava adamı hayal edin Hakkın hatırını hiçbir hakka feda etmemiş olsun. Onlarca sene ne ihtilaller, ne mahkemeler, ne zindanlar O'nu durdurabilmiş ve susturabilmiş olsun. Bir şahsiyet düşünün, Ali Ulvi Kurucu'nun  “Sen” şiirinde kendisini bulsun;

Sen

Ey ömrünü bir gayeye vakfeyleyen insan, 
Göğsündeki imanına mazi bile hayran!..

Tebrik ediyor, bak seni, mabedler ezanlar, 
Ey Hak yolunun yolcusu: Kurban sana canlar!..

Oldukça o yüksek idealler sana hakim, 
Sarsılmayan imanına zincir vuracak kim!

Alkışlıyor iclalini göklerde melekler, 
Atide nesiller, senin irşadını bekler!..

İnsanlığa örnek ideal ufkuna yüksel; 
Kopsun seni artık, canevinden vuracak el!..

Dünyalara hükmettiğimiz günleri yad et... 
Mabedleri, kürsileri, minberleri şad et...

Ey şanlı emel kaynağı, Nur çehreli yıldız!.. 
Ruhumdan kopan fırtınalar senden alır hız!..

            İşte bu şahıs, din namına, Şehamet-i İslam adına, Kur'an hesabına verdiği destansı mücadele ile her türlü övgüye layık büyük Üstad Kadir Mısıroğlu'dur. Bir davaya adanmış, uzunca bir ömür. Ahir zaman fitnesi ile mücadeleye kendisini vakfetmiş, hayatı zindanlarda, sürgünlerde geçmiş ama bir kez olsun “yeter yahu bir ben miyim ümmet kayırıcı” dememiş bir ulu şahsiyet. Seksen sene ömrüne seksenden fazla eser sığdırmış bir bilge adam. O'nu yücelten vermiş olduğu eserleri ve yapmış olduğu cihadından ziyade, Rabbimin onu tavzif etmiş olduğu zamanın şartlarıdır şüphesiz. Bu mazlum ve necip milletin uğramış olduğu zulümler ve maruz kalmış olduğu fitne, insanlık tarihinin görmüş olduğu en büyük fitnedir. Sahabe-i Kiramın, ahir zaman fitnesinden haber veren hadisler, Resul-i Ekrem Efendimizden südur edince, kaçacak delik aradığı ve korku ve telaşlarından nereye saklanacaklarını bilemeyip, üst ve başlarının yırtılmasına sebep olan o azim fitne hengâmında, o müdhiş musibet ile göğüs göğüse harp eden ve asla İslam'ın izzetini yere düşürmeyen kahramandır O. Yüz yıldır uyutulan ve örselenen bir millete “Uyan artık ayağa kalk, sen nasıl bir milletin torunusun idrak et. Allah seni âlem-i İslam'ın bayraktarı yapmış, kendine gel, Lozan zehrini kus, bünyenden at artık” diyen, İslam davasının keskin kalemidir O.  

            Şimdilerde, mazlum milletimize tarihini, geçmişini doğru bir şekilde öğreten ve geleceğe dair ümit aşılayan O büyük İslam müdafisi hastalıkla mücadele ediyor. Hangi hastalık, hangi mikrop O'nun bir asra yakın uğraştığı cehalet, deccalizm, materyalizm, yalancı tarihçilik hastalığından daha büyük ve müessir olabilir ki? Ey büyük Üstad siz ki, nice pehlivanların, nice sözde kahramanların sırtını yere getirmiş bir Mücahid-i İslamsınız. Size bu dertler, hastalıklar vız gelir inşallah. Rabbim sizi bu milletin başından eksik etmesin. Rabbim uğruna bir ömür vermiş olduğunuz nur-u İslam'ın parıl parıl parladığı, fecr-i kazibin, fecr-i sadıka inkılap ettiği o güzel günleri, dünya gözünüzle sizin de görmenizi nasip etsin inşallah… Dünyayı şereflendirdiğiniz Kadir Gecesi hürmetine, sizden gelecek ilim damlalarına müştak olan masum evlad-ı ümmet yüzü hürmetine sizlere sağlıklı uzun ömürler versin inşallah. Amin…