Tahran dönüşü Erdoğan'dan kritik mesaj

Tahran dönüşü Erdoğan'dan kritik mesaj
09.09.2018 01:54:15

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ‘Rusya-Türkiye - İran Zirvesi' için gittiği Tahran'dan dönüş yolunda uçakta kendisine eşlik eden gazetecilerin sorularını yanıtlarken, ABD'nin gündeme getirdiği “Suriye yönetimi İdlib'de kimyasal silah kullanabilir” iddiası için, “Kör bahane” dedi. Erdoğan, “Bize göre sadece kimyasal silah tehdidi üzerinde durmak, konvansiyonel silahlarla yol açılan ölümlere aldırmamak doğru bir yaklaşım değil” diye konuştu. ABD'nin Suriye'de terör örgütü PYD-YPG'yi petrolle beslediğini söyleyen Erdoğan'ın değerlendirmeleri şöyle:

SİYASİ ÇÖZÜMDEN YANAYIZ
“(Tahran zirvesi) Astana sürecinin 3. Liderler Zirvesi'ni Tahran'da gerçekleştirdik. Biz Suriye'de askeri değil siyasi çözümden yanayız. Bunun için Suriye'nin toprak bütünlüğünün korunması, terör unsurlarının etkisiz hale getirilmesi ve oldu bittilere izin verilmemesi gerekiyor. Suriye'de 7 yıldır devam eden savaşın daha büyük insani dramlar üretmesine müsaade etmemeliyiz. Üç garantör ülke olarak bunun üzerinde hassasiyetle durmamızın gereğini ortaya koyduk. Tabii biz Suriye'de DEAŞ ve PYD-YPG başta olmak üzere bütün terör örgütlerinin temizlenmesinden yanayız. Sahada oldu bittilere izin vermeyeceğimizi Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı harekâtlarıyla da ortaya koyduk.

ÇATIŞMASIZLIK BÖLGESİ

(İdlib'deki gelişmelerin endişe verici hal aldığını anımsatıp) Zirvede de bu konuyu Sayın Ruhani ve Sayın Putin'le ikili görüşmelerimizde ayrı ayrı ele aldık. Ayrıca zirvede müzakeremizi en iyi biçimde yaptık. Müzakere de televizyonlardan zaten canlı olarak yayınlanmış. Zirve sonuç bildirgesinin 3. maddesi bu hususun altını çizmektedir. İdlib, üzerinde daha önce mutabık kaldığımız dört çatışmasızlık bölgesinden biridir. Diğer üç bölge zaten ortadan kalktı. Artık geriye sadece İdlib kaldı. İdlib'de malum 3.5 milyon insan yaşıyor. Bizim burada 12 askeri gözlem noktamız var. 

TÜRKİYE BEDEL ÖDEMEMELİ

Halep, Doğu Guta gibi yerlerden gelen ılımlı muhalifler de şu anda İdlib'de bulunuyor. Nusra gibi unsurlar bahane gösterilerek sivillere yönelik saldırıları kabul edemeyeceğimizi ifade ettik. Bu, büyük bir insani drama ve yeni bir göç dalgasına da neden olur. Türkiye, bunun bedelini ödemek durumunda kalmamalıdır. İdlib'deki terör unsurlarının etkisiz hale getirilmesini şüphesiz ki biz de destekliyoruz. Atılacak her tür adımın Astana sürecinin ruhuna uygun olması ve üç garantör ülkenin de mutabakatına dayanması gerekir. Bu adımları koordine etmek için teknik heyetler temaslarına devam edecek. Sayın Putin'le de konuştuk. Hatta, ‘Heyetler aralarında görüşsünler, sonra da biz bir araya gelerek bu konuda nihai kararı veririz' dedik. İdlib konusunda olumlu bir netice alacağımıza inanıyorum.”

İSTANBUL'DA 4'LÜ ZİRVE YAPILACAK

Rusya, Türkiye, Almanya ve Fransa'nın İstanbul'da gerçekleştireceği bir zirve söz konusu idi...
Bu ayın 14'ünde 4 ülkenin temsilcileri İstanbul'da bir araya gelecek. Ön hazırlıkları yapacak. Daha sonra da inşallah 4'lü olarak bizler, liderler olarak bir araya geleceğiz.”

CANLI YAYIN İSABET OLDU

Zirvenin canlı yayınlanması kararı o anda mı verildi, önceden plan var mıydı?
Canlı yayınlanacağından haberimiz yoktu. Ama hayırlısı olmuş, isabet olmuş...

RUSYA'YA GÖREV DÜŞÜYOR

ABD ile Türkiye, İdlib konusunda aynı safta yer alıyor gibi gözüküyor. İki ülkenin öncelikleri örtüşüyor mu?
İdlib konusunda şu an itibarıyla ABD ile tümüyle aynı safta yer aldığımızı söyleyemeyiz...

ABD de rejimin ve Rusya'nın müdahalesine karşı çıkıyor. O anlamda...
Oradan değil, onların kör bahaneleri var. Nedir o kör bahane? ‘Kimyasal silah kullanırsanız, biz şöyle yaparız, böyle yaparız' diyorlar... Bize göre, sadece kimyasal silah tehdidi üzerinde durmak, konvansiyonel silahlarla yol açılan ölümlere aldırmamak doğru bir yaklaşım değil. Birinci Dünya Savaşı sonrasındaki süreçte ortaya çıkan, sadece kimyasal silah odaklı o yaklaşımın güncellenmesi lazım. Bu hususta Rusya'ya büyük görev düştüğünü de ifade ettik. ‘BM Güvenlik Konseyi'ndesiniz. Bunu gündeme getirin, bu işi BM'de çözmek lazım' dedik. ABD, Suriye'de olup bitenleri şu anda tamamen tribünden seyreden bir seyirci konumunda. Hiçbir sözünün arkasında değil. Münbiç'te sözünü tuttu mu? 90 gün dedi, geçti 90'ı... Şimdi yeniden terör örgütlerini oraya sokmanın gayreti içerisinde. Aynı şeyi Deyrizor'da yaptı... Deyrizor'dan şu anda terör örgütlerini, PYD'yi, YPG'yi besliyorlar. Neyle? Petrolle... Orada çok ciddi petrol gelirleri var terör örgütünün. 300 milyon dolarlık ham petrol geliri söz konusu terör örgütlerinin. İşlenmiş halini düşünün. Herhalde 700 - 800 milyon doları bulur. Ben bu rakamı Putin'e söyledim, şaşırdı... Şu anda Amerika orada sadece o iki terör örgütünü besliyor. Onları maşa olarak kullanıyor. Çok daha ilginci geçen gün Hulusi Bey'le (Akar) de konuştuk. Yani, şu anda 18 bini aşkın TIR Suriye'nin kuzeyine silah, mühimmat taşımış vaziyette. 3 bin kadar da kargo uçağı her türlü silahı, mühimmatı oraya götürüyor. Orada kurulmuş üsler var. Ve bu üsler, bunlarla besleniyor.”

VOSTOK 2018 TATBİKATINI DEĞERLENDİRİYORUZ

Suriye'nin başına gelenlerin arka planında ABD'nin İsrail'le bölgede hâkim olma, Rusya'nın bölgede kalma hesapları, bir de sanki yeni bulunan Doğu Akdeniz'deki doğalgaz rezervlerinin geleceği de büyük rol oynuyor. Bu konuda neler söyleyebilirsiniz?
Tabii Doğu Akdeniz'deki doğalgaz rezervleriyle ilgili herkes bir şeyler söylüyor. Bu kadar hamle ettiklerine göre herhalde gaz bol. ABD buranın üzerinde oyun oynuyor. İsrail, Fransa oynuyor. Biz de kendi değerlendirmemizi yapıyoruz elbet... Şu anda tabii Rusya'nın oradaki tatbikat meselesi de var.. Biliyorsunuz Rusya'nın 5 tane üssü Suriye'de batı tarafında. Ayrıca Akdeniz'e gelen gemileri de orada. Çin'le yapacakları tatbikat da çok büyük. Savunma Bakanımız Hulusi Bey'den bilgi alalım.

TATBİKAT ÖNEMLİ
MİLLİ SAVUNMA BAKANI HUKUSİ AKAR: Önümüzdeki günlerde Vostok 2018 tatbikatı yapacaklar. Ona Türkiye'yi de çağırdılar. Değerlendiriyoruz. Doğu bölgesinde yapacaklar. Denizde yapılan başladı. 25 gemi, 30 noktadan, üzerilerinde canlı mühimmat da var. Bunlar 20-25 kilometre civarında menzile sahip füzeler. Amerika da bunu görüyor. Yani, tatbikat önem taşıyor.

BİZİM SONDAJIMIZ CİDDİ SES GETİRDİ
Doğu Akdeniz doğalgazının Yunanistan ve oradan Avrupa'ya götürülme ihtimalinin zor olduğu söyleniyor. Kıbrıs üzerinden Türkiye'ye gelmesi, buradan Avrupa'ya gönderilmesi ihtimali var, öne çıkıyor. Doğu Akdeniz'deki gaz, Türkiye'yi çok daha önemli hale getiriyor. 2-3 trilyon dolarlık bir rezervden bahsediliyor.
Tabii böyle bir yatırıma niyetlendikleri zaman, maliyeti ne olursa olsun deniz altından bir hatla doğrudan Yunanistan üzerinden taşımayı da tercih edebilirler. Mesela İsrail, bizim üzerimizden düşünüyordu ilk görüştüğümüz zamanlarda: Türkiye üzerinden Avrupa'ya açılmak... Orada Amerika'nın, Fransa'nın, İsrail'in tavırlarının yanı sıra tabii ki maliyet de belirleyici olacaktır.

HAZİNE VE MALİYE BAKANI BERAT ALBAYRAK: Orada hem Mısır'ın yeni gaz keşifleri oldu, hem İsrail'in gazı... Orada pazar, Türkiye üzerinden Avrupa... Tabii, Türkiye de pazar... Deniz altından yaparlar ama Türkiye'ye yapılacak olan altyapı yatırım maliyetinin neredeyse en az 4-5 katı maliyet olur. Geri dönüşü 40-50 yıl. Dolayısıyla fizibil değil. Zarar etme pahasına yaparlar mı? Halka açık hiçbir şirketin hissedarları buna olumlu bakmaz. Türkiye'nin bir şekilde devrede olması söz konusu... Ayrıca, bizim yeni sahalarla ilgili sondaj çalışmaları başlatma olayımız ciddi bir şekilde ses getirdi. Yani, Akdeniz'de bir-iki ay içerisinde kazılacak olan ilk kuyu sonra ikinci kuyu, dolayısıyla Türkiye bölgede gaz-petrol bulamamış tek ülke olarak, bölgede en çok tüketen en büyük ülke olarak, böyle bir durum olursa, onlarda böyle bir kaygı var.

Hürriyet

YORUM YAP