Rus Pravda gazetesi, ABD'nin Esed rejimine CIA yetkililerini göndererek Suriye'den çekilmek için 3 şart sunduğunu iddia etti. Washington'un doğrulamadığı iddiada rejimin ABD'ye verdiği cevaba da yer verildi.
İddialara göre üst düzey birkaç CIA görevlisi özel uçakla Suriye'nin başkenti Şam'a gelerek Suriye istihbarat şefi Ali Memluk, Güvenlik İdaresi Başkanı Dib Zaytun ve Genelkurmay Başkan Yardımcısı Mufak Esad ile temaslarda bulundu. Gazeteye göre Şam'daki gizli görüşmeye CIA yöneticileri, Washington yönetiminin hangi koşullarda Suriye'deki askeri varlığını sonlandırabileceğine dair üç maddeyi Şam yönetimine sıraladı. Gizli temasta ABD tarafının sunduğu öne sürülen şartlar ise şunlar:
– Suriye'de varlık göstermeye devam eden İran, güneydeki tüm vilayetlerden çekilmeli.
– Suriye doğu bölgelerindeki petrol yataklarındaki üretim yetkisi Amerikan şirketlerine verilmeli.
– Şam yönetimi, ABD'nin terörist saydığı Suriye'deki örgütlerle istihbarat bilgisini Washington'a iletmeli.
‘İRAN MÜTTEFİKİMİZ'
ABD'den giden CIA heyetine verilen yanıtı da özetleyen Pravda gazetesi, Memluk'un şu cevabına yer verdi: “İran, Suriye'nin yakın müttefiki. Aramızdaki ilişkileri kendimiz belirleriz. Petrol yataklarına gelince, Amerikan tarafı bu alanda çalışmalar yürüten Batılı veya Rus petrol şirketleri ile ortaklık kurabilir. Suriye'deki teröristler hakkında istihbarat paylaşımına gelince, bu, ancak Suriye ile ABD arasında diplomatik ilişkilerin yeniden kurulmasından sonra mümkün olabilir.”
Lübnan'dan çıkan bu iddia, ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Heather Nauert'in günlük basın brifinginde gündeme geldi. Haberi gördüklerini belirten Nauert, “Herhangi bir görüşmeden haberdar değilim” açıklaması yaptı.
KREMLİN TEMKİNLİ
ABD ile Suriye yönetimi arasında CIA aracılığıyla gizli görüşmeler yapıldığı iddiasına Moskova'dan da değerlendirme geldi. Rus İnterfaks ajansına konuşan Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı ve Rusya lideri Vladimir Putin'in Ortadoğu Özel Temsilcisi Mihail Bogdanov, “Moskova'nın elinde böyle bir görüşmenin gerçekleştiğine dair bilgi yok. Büyük olasılıkla bu haber masa başında hazırlanmış uydurma haber zincirinden biri” ifadesini kullandı.
‘DİYALOĞUN DEVAMI KARARI ALINDI'
CIA ve Suriye istihbarat heyetleri arasında yapıldığı iddia edilen görüşmede diyalogun devam etmesi kararı alındığını yazan Lübnan'da Hizbullah'a yakınlığı ile bilinen El Ahbar gazetesinde yer alan habere göre; CIA heyeti, Birleşik Arap Emirlikleri'nden (BAE) özel bir uçak ile Şam'a gitti. Şam'da ABD ve Suriye rejimi arasında ilk kez gerçekleştiği öne sürülen ve dört saat sürdüğü bildirilen görüşmeden sonra diyaloğun Birleşik Arap Emirlikleri ve Rusya'nın arabuluculuğu ile devam etmesi yönünde karar alındığı da aktarıldı. Ferit ASLAN/DHA
LAVROV: ABD İLE İDLİB'DEKİ DURUMLA İLGİLİ TEMAS SÜRÜYOR
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Moskova'nın muhaliflerin denetimindeki Suriye'nin İdlib vilayetindeki durum ile ilgili yaptığı açıklamada Washington yönetimi ile temasta olduklarını söyledi. Öte yandan BM İnsani İşler Koordinasyon Ofisi (OCHA), İdlib'e yönelik olası bir operasyonda yüzbinlerce kişinin göçe zorlanacağı uyarısında bulundu. OCHA temsilcisi Linda Tom, “Bölgede 800 bine yakın kişi göçe zorlanabilir” diye konuştu.
RUS GENERAL: İKİ KAMYON KİMYASAL MADDE GETİRİLDİ
Bu arada Rusya ile Batılı ülkeler arasında Suriye'de olası kimyasal saldırı konusu Moskova tarafından yeniden gündeme getirildi. Rusya'nın Suriye'deki gözlem merkezi komutanı General Aleksey Tsigankov, Rus RİA haber ajansına açıklama yaparak kimyasal provokasyon iddialarını sürdürdü. Ellerinde somut istihbarat verileri bulunduğunu vurgulayan Tsigankov, “İdlib bölgesindeki Afs yerleşim bölgesinden Sarakıb kentine iki kamyonla çok miktarda kimyasal madde nakledildiğini biliyoruz. Buraya istif edilen zehirleyici kimyasal maddeler daha sonra üzerinde hiçbir işaret bulunmayan büyükçe plastik kaplara aktarıldı. Bu plastik bidonlar 8 Beyaz Baretliler temsilcisi eşliğinde İdlib bölgesinin güneyine yollandı. Tespitlerimize göre Suriye yönetimini suçlu göstermeyi amaçlayan kimyasal provokasyon bölgede kontrolü elinde bulunduran Ahrar el Şam teröristleri gerçekleştirecek” iddiasında bulundu.
SALDIRI AN MESELESİ ÜZERİNE TÜRKİYE ALARMA GEÇTİ
Dünya'nın yakından takip ettiği Esad rejiminin İdlib'e yönelik olası operasyonu, Türkiye'yi alarma geçirdi. İdlib'e yönelik rejimin olası operasyonunun engellenmesi için diplomasi trafiği devam ederken, sahadaki hareketlilik de arttı. Kenti kontrolü altında tutan silahlı gruplar, İdlib'in çevresine hendekler kazıyor.
Türkiye operasyon durumunda 4 milyona yakın sivilin sığınmak isteyeceği adres olduğu için çok bilinmeyenli İdlib denkleminin masada çözülmesi için çaba harcıyor. Çatışma durumunda sınır hattına yönelebilecek sivillerin ilk etapta Türkiye sınırına yakın noktada, Suriye tarafındaki Atme kampı ve civarında tutulması hedefleniyor.
Suriye'nin kuzeybatısında yer alan Hatay'ın karşısındaki İdlib kenti, ülkedeki iç savaşın başlamasıyla birlikte muhaliflerin kontrolüne girdi. 1,5 milyon nüfusa sahip Lazkiye, Halep ve Hama ile komşu olan tarım kenti İdlib'in nüfusu, rejim kontrolüne giren bölgelerden kaçanların sığınmasıyla birlikte 4 milyona ulaştı.
REJİM KARŞITLARININ SON KALESİ
Fırtına öncesi sessizliğin hakim olduğu İdlib, şu anda ülkede muhaliflerin son kalesi olarak biliniyor. Birçok grubun bulunduğu kentin kontrolünü HTŞ olarak adlandırılan Heyet Tahriri Şam elinde bulunduruyor. Bünyesinde 70 bin civarında savaşçı barındıran radikal dinci örgüt HTŞ'nin yanı sıra kentte diğer muhalif grupların oluşturduğu Suriye Ulusal Özgürleştirme Cephesi'nin de 30 bin civarında silahlı gücü bulunuyor.
REJİM SALDIRISI AN MESELESİ
Suriye rejiminin kontrolü sağladığı bölgelerdeki muhaliflerle yapılan anlaşmalar ile sivillerin gönderildiği kent olan İdlib, Dera'da kontrolü sağlayan Esad rejimi tarafından yeni hedef olarak belirlendi. Astana mutabakatı kapsamında çatışmasızlık bölgesi ilan edilen İdlib, muhtemel operasyon nedeniyle dünyanın gözünü çevirdiği adres oldu. Zaman zaman havadan ve karadan ateş altına aldığı kentin çevresine askeri yığınak yapan rejim güçleri, 9 Ağustos günü İdlib kırsalına havadan; ‘Suriye Arap Ordusu ile işbirliği sizi militan ve teröristlerin hakimiyetinden kurtaracak, sizin ve ailenizin hayatını koruyacak. Suriye'de diğerlerinin yaptığı gibi siz de yerel uzlaşıya katılın' yazılı bildiriler atarak operasyonun her an olabileceği mesajını yinelemiş oldu.
OPERASYON ‘KATLİAMA YOL AÇAR' ENDİŞESİ
Suriye rejimi tarafından ‘terörist' ilan edilen çoğunluğu HTŞ üyesi, 100 bin civarında silahlı unsurun bulunduğu İdlib'e yönelik olası operasyon, kentteki 4 milyon sivili de tehdit ediyor. Esad rejimi terörist olarak tanımladığı muhalifleri hedef alacağını duyursa da silahlı güçlerin sivillerin bulunduğu kent merkezinde yer alması, yapılacak operasyonda terörist-sivil ayırımı yapılamayacağı ve bunun da katliama yol açacağı belirtiliyor. Ağır sonuçları olabilecek operasyonun yapılmaması için Astana süreci ile İdlib'de garantör ülke olarak yer alan Türkiye, Rusya ve İran operasyon seçeneği dışındaki çözüm yolları için diplomasi trafiği yürütüyor.
SAHADA DA HAREKETLİLİK YOĞUNLAŞTI
Rejimin olası operasyonuna karşı kentte, HTŞ ve diğer silahlı gruplar da teyakkuza geçti. Silahlı gruplar, kentin etrafına hendekler kazarak rejimin olası kara operasyonuna karşı hazırlık yapıyor. Muhalif gruplar, ellerindeki son kale olan ve etrafında savunma hattı oluşturulan İdlib'in kaybedilmemesi için farklı bölgelerden de kente takviye güç kaydırıyor.
4 MİLYON KİŞİ TÜRKİYE'YE YÖNELEBİLİR
Suriye'de rejim karşıtı muhaliflerin son kalesi olarak bilinen İdlib'e yönelik Esed rejiminin olası operasyonunun engellenmesi için yoğun diplomasi trafiği devam ederken, sahadaki hareketlilik de her geçen gün artıyor.
Dünya kamuoyunun son günlerde yakından takip ettiği Esad rejiminin İdlib'e yönelik olası operasyonu, Türkiye'yi alarma geçirdi.
Kenti kontrolü altında tutan silahlı gruplar, İdlib'in çevresine hendekler kazıyor. Türkiye operasyon durumunda 4 milyona yakın sivilin sığınmak isteyeceği adres olduğu için çok bilinmeyenli İdlib denkleminin masada çözülmesi için çaba harcıyor. Çatışma durumunda sınır hattına yönelebilecek sivillerin ilk etapta Türkiye sınırına yakın noktada, Suriye tarafındaki Atme kampı ve civarında tutulması hedefleniyor.
Suriye'nin kuzeybatısında yer alan Hatay'ın karşısındaki İdlib kenti, ülkedeki iç savaşın başlamasıyla birlikte muhaliflerin kontrolüne girdi. 1,5 milyon nüfusa sahip Lazkiye, Halep ve Hama ile komşu olan tarım kenti İdlib'in nüfusu, rejim kontrolüne giren bölgelerden kaçanların sığınmasıyla birlikte 4 milyona ulaştı.
REJİM KARŞITLARININ SON KALESİ
Fırtına öncesi sessizliğin hakim olduğu İdlib, şu anda ülkede muhaliflerin son kalesi olarak biliniyor. Birçok grubun bulunduğu kentin kontrolünü HTŞ olarak adlandırılan Heyet Tahriri Şam elinde bulunduruyor. Bünyesinde 70 bin civarında savaşçı barındıran radikal dinci örgüt HTŞ'nin yanı sıra kentte diğer muhalif grupların oluşturduğu Suriye Ulusal Özgürleştirme Cephesi'nin de 30 bin civarında silahlı gücü bulunuyor.
REJİM SALDIRISI AN MESELESİ
Suriye rejiminin kontrolü sağladığı bölgelerdeki muhaliflerle yapılan anlaşmalar ile sivillerin gönderildiği kent olan İdlib, Dera'da kontrolü sağlayan Esad rejimi tarafından yeni hedef olarak belirlendi. Astana mutabakatı kapsamında çatışmasızlık bölgesi ilan edilen İdlib, muhtemel operasyon nedeniyle dünyanın gözünü çevirdiği adres oldu. Zaman zaman havadan ve karadan ateş altına aldığı kentin çevresine askeri yığınak yapan rejim güçleri, 9 Ağustos günü İdlib kırsalına havadan; ‘Suriye Arap Ordusu ile işbirliği sizi militan ve teröristlerin hakimiyetinden kurtaracak, sizin ve ailenizin hayatını koruyacak. Suriye'de diğerlerinin yaptığı gibi siz de yerel uzlaşıya katılın' yazılı bildiriler atarak operasyonun her an olabileceği mesajını yinelemiş oldu.
OPERASYON ‘KATLİAMA YOL AÇAR' ENDİŞESİ
Suriye rejimi tarafından ‘terörist' ilan edilen çoğunluğu HTŞ üyesi, 100 bin civarında silahlı unsurun bulunduğu İdlib'e yönelik olası operasyon, kentteki 4 milyon sivili de tehdit ediyor. Esad rejimi terörist olarak tanımladığı muhalifleri hedef alacağını duyursa da silahlı güçlerin sivillerin bulunduğu kent merkezinde yer alması, yapılacak operasyonda terörist-sivil ayırımı yapılamayacağı ve bunun da katliama yol açacağı belirtiliyor. Ağır sonuçları olabilecek operasyonun yapılmaması için Astana süreci ile İdlib'de garantör ülke olarak yer alan Türkiye, Rusya ve İran operasyon seçeneği dışındaki çözüm yolları için diplomasi trafiği yürütüyor.
SAHADA DA HAREKETLİLİK YOĞUNLAŞTI
Rejimin olası operasyonuna karşı kentte, HTŞ ve diğer silahlı gruplar da teyakkuza geçti. Silahlı gruplar, kentin etrafına hendekler kazarak rejimin olası kara operasyonuna karşı hazırlık yapıyor. Muhalif gruplar, ellerindeki son kale olan ve etrafında savunma hattı oluşturulan İdlib'in kaybedilmemesi için farklı bölgelerden de kente takviye güç kaydırıyor.
TSK'NIN 12 GÖZLEM NOKTASINA TAKVİYE YAPILDI
Astana mutabakatı kapsamında varılan anlaşmayla Türkiye, Rusya ve İran; dünyanın yakından takip ettiği İdlib'de, askeri güç bulunduruyor. ‘Gerginliği Azaltma Kontrol Gücü' olarak İdlib'de şu anda Türkiye 12, Rusya 10 ve İran 7 gözlem noktası inşa etti. Çatışmasızlık bölgesi ilan edilen İdlib'de, 3 ülke askerleri ateşkesin etkinliğinin artırılması, insani yardımların ihtiyaç sahiplerine ulaştırılması, yerlerinden edilenlerin evlerine dönüşü için uygun şartların sağlanması ve ihtilafın barışçıl yollarla çözülmesi için uygun koşulların oluşturulmasına destek sağlanması amacıyla inşa edilen gözlem noktalarında görev yapıyor. Afrin'in güneyi, Halep´in batısı, Hama´nın kuzeyi ve Lazkiye´nin güneyindeki 12 noktada TSK tarafından kurulan gözlem noktalarına, yaşanan son gelişmelerin ardından takviyeler yapıldı. Hatay'ın Reyhanlı ilçesinden sınırı geçen zırhlı araç ve personeller, sevk edildikleri alarm durumuna geçilen gözlem noktalarında görev yapmaya başladı.
OPERASYON BAŞLARSA SİVİLLERİN KAÇIŞ NOKTASI TÜRKİYE
Askeri harekat seçeneğinin devre dışı bırakılması için diplomatik çalışmalar sürerken, en kötü senaryoda rejimin başlatacağı bir operasyonda hedef olabilecek sivillerin tek kaçış noktası ise Türkiye. Çatışma durumunda kentte yaşayan 4 milyona yakın Suriyeli'nin, Hatay sınırına dayanması kaçınılmaz gözüküyor. Türkiye bu nedenle rejimin İdlib'e yönelik operasyona karşı çıkıyor. TSK hem İdlib'deki gözlem noktalarında, hem de sınır hattında teyakkuz durumuna geçerken, diğer resmi kurumlar da oluşabilecek göç dalgasına karşı çalışma yürütüyor. Olası operasyonla sınır hattına yönelebilecek sivillerin ilk etapta Türkiye sınırına yakın noktada Suriye tarafındaki Atme kampı ve civarında tutulması hedefleniyor.
İDLİB'DE BEKLENTİ VE UMUT: TSK
Fırtına öncesi sessizliğin hüküm sürdüğü İdlib'de 4 milyona yakın sivil, rejimin olası operasyonunu nedeniyle tedirgin. İdlib'de milyonlarca insanın endişe içerisinde olduğunu ifade eden siviller, kentte çözümün TSK tarafından sağlanmasını istiyor. Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından düzenlenen Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı Harekatları ile Carablus ile Afrin arasındaki bölgenin terör örgütlerinden arındırılarak özgürleştirildiğini anlatan kentteki siviller, benzer bir harekat ile İdlib'in de HTŞ ve diğer silahlı unsurlardan temizlenerek huzura kavuşturulmasını arzuladıklarını ifade ediyor.