Önceki gün, şeytanın en çok gülüp keyif aldığı gündü. Zira içimizden birini aldatıp, insanlığın ifsadı için bir ömür çürüttürdüğü David'i de ateşe göndermeyi başardı. Şeytan sevinmesinde kim sevinsin…
Sahte kanser ilacı pazarlayarak insanları dolandıran John D. Rockefeller'in azgın ve sapık oğlu David, 200 yıl yaşayacağını iddia ettikten 2 yıl sonra öldü.
12 Haziran 1915'de doğdu, 102 yıl iblisliğin her alanında cirit attı.
Yahudi kadın Abby Aldrich'in oğlu olan David'in, Abby Mause, John D. Rockefeller III, Nelson, Laurance, Winthrop adlı hepsi cehennem yolunu çoktan tutmuş kardeşleri vardı.
Kendisi gibi Yahudi olan karısı Margaret McGrath'ten, David Rockefeller Jr., Richard Gilder Rockefeller olmak üzere iki oğlu ve Abby Aldrich, Neva Goodwin, Margaret Dulany ve Eileen McGrath isimli kızları oldu.
David'in yerine geçmesi beklenen Richard Gilder, 13 Haziran 2014'de kendi uçağının malikâneden havalanır havalanmaz yere çakılması ile öldü. Bu şaibeli ölümü daha önce yazmıştık. (Buradan okunabilir.) 1941'li David Rockefeller Jr ise sağ.
ORGAN HIRSIZI
Kendisine ait Harvard Üniversitesi'nin 1968'de uydurduğu “beyin ölümü” yalanıyla, diri iken öldüğü iddia edilen insanlar veya kaçırılan mazlumların 10'dan fazla organını yedek parça gibi taktırarak 102 yıl yaşadı. Ama sonunda her iki ayaklı şeytan gibi o da sonsuzluk savaşını kaybederek ebedi kalacağı cehenneme giriş yaptı.
Yahudi David'in etkin ve seçkin üyelerinden olduğu şeytanî karanlık örgüt Bilderberg, Polonyalı sosyalist Dr Joseph Hieronim Retinger ve Hollanda prensi Bernard'in fikir babalığı yaptığı gizli bir örgüt. Hollanda prensi Bernard aynı zamanda Nazi Schuts Staffel (SS)'in üyesiydi. Evliliği nedeniyle, büyük ortağı Rothschild'in olan Dutch Shell Oil'in ortaklarından biri olur.
İki ayaklı bir şeytan Rus Yahudi'si Brzenzinsk'nin, 3'lü Komisyon fikrini dillendirdikleri zaman tarih 1970'dir. Bilderberg Komisyonu, Belçika'da toplanıp, 3'lü Komisyon kararını aldığında ise yıl 1972. Komisyona, 1 Temmuz 1973'de Rockefeller'in New York, Tarrytown'daki malikânesinde toplanılarak son şekli verilir ve başkanlığına ABD Derin Devleti gibi çalışan CFR'nin (1970-85 arası) eski başkanı David Rockefeller getirilir.
KARANLIK KUVVETLERİN SİVİL CUNTACISI
Bir ayağı New York, diğeri Paris, üçüncüsü de Tokyo olan 3'lü Komisyon, dünya efkârı umumiyesinde ‘kabal' yani ‘sivil cunta' olarak nitelenmeye başlar.
Üçlü komisyonda yer alabilmek için, ya bedenen, ya da zihnen Siyonist olunması şart.
Bir de, MI6 ajanı John Coleman'ın hiçbir ulusal sınır tanımayan, her şeyi yapabilecek güçte bir grup dediği 300'ler Komitesi var, David'in üye olduğu.
Stalin'in “karanlık kuvvetler” olarak tanımladığı 300'ler komitesi, 1909'da kurulur. Aslında bugünkü şer düzene son halini bu komite verir. Hepsi birbirini çok iyi tanıyan 300 kişilik iki ayaklı şeytandan oluştuğu için bu adla anılır. İngiltere, Hollanda, Danimarka kraliçeleri, İspanya ve Belçika kralları gibi Avrupa'da tüm monarşi liderlerinin yanı sıra, büyük servet sahibi tefeci şeytanlar yer alır.
Babası,, David'i bizdeki bazı siyasetçilerin de devşirildiği London School of Economics'de okutur. Bu Londra Ekonomi Okulu'nu, 1883'de kurulan Fabian Örgütü açar. Şeytanî gizli bir yapı olan Fabian, adını Hannibal'ı devirmek için gerilla taktikleri kullanan Romalı General Fabius Cunctator'dan alır. Mesela, Cumhuriyet'in ilk yıllarında etkili olan bazı isimler de bu örgütün üyesiydi. Gandi ve Cinnah'ta bu örgütün yetiştirdiği kişilerdendi.
NÜFUS SOYKIRIMI ONUN ŞEYTANLIĞI
Gizli örgütleri iyi tanıyan yazarlardan Jim Marss'a göre, David Rockefeller'i benzer tiplerden farklı kılan şey; aynı anda Bilderberg, 3'lü komisyon, 300'ler komitesi, CFR, Royal Enstitü gibi yapılar arasındaki en açık bağ olmasıdır.
Çünkü babası, David'i daha küçük yaşta etkili şeytanların özel eğitimlerinden geçirtir. Sonuçta veliahttır. Verdiği görevlerden birisi, dünya nüfusunu azaltacak çözümler üretmesidir.
David daha 1928'de genç bir delikanlı iken, babası ‘John D. Rockefeller' tarafından ‘Sosyal Hijyen ve Doğum Kontrol Bürosu'nun başına getirilir. Şeytanlardan biri olan Malthus'un yolundan gitmeye kararlı olan David ise 1952'de Nüfus Konseyi'ni kurar.
David artık yetişmiştir. O da yerine, Eisnehower'ın Dışişleri Bakanı ve Rockefeller Vakfı sekreteri olan John Foster Dulles'ı getirir. Davidlerin kardeşi Hitler yüzünden yıpranan ‘soy arıtım projesi' yerine ‘aile planlaması ve nüfus kontrolü' terimleri kullanılmaya başlanır. Bu sayede ırkçılık veya soykırım eleştirisi ortadan kaldırılarak daha politik bir süreç başlar. İşler yolunda gitmektedir. Nüfus Konseyi'nin rolünü üstlenecek olan Uluslararası Planlı Aile Federasyonu (IPPF)'nu kurarlar. BM'ye 1967'de ‘Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu'nu kurdurarak, soykırımı devletlere yaptırmaya başlarlar.
ÂDEM'İN ÇOKLUĞU ŞEYTAN'I KIZDIRIR
Azgın, sapkın David, 1960'larda TBMM'ye kadar gelir, konuşma yapar. Devletleri harekete geçirir, özellikle Müslümanların çoğalmasını, genelde de insanlığın çoğalmasını engellemek ister. Çünkü bu, şeytanın en büyük arzusudur ve onlar için bu emir tanrı buyruğudur. Bizde de bu görev, Koçgillere verilir. Nasılsa her ülke bunların hizmetinde ve distribütörlüklerini yapan başka Koçgiller vardır. Hepsine görev verilir. Afişler, posterler, kitaplar, doktorlar, akademisyenler yetiştirilir. Kanunlar çıkarttırılır.
Hem ‘geliştik, daha fazla verim' derler, hem de insanların Allah'a güvenlerini yıkmak için, ‘nasıl bakacaksın, açlık var' yalanını yayarlar. Prezervatifler dağıtılır, halen bir salgın nüfus kontrol yöntemi olan sezaryen dayatılır.
FETÖ ve GDO'DA BU İBLİSİN İŞİ
“Yeşil Devrim” adı verilen ve tabii/fıtri ziraî faaliyeti yok etmek için dayatılan ifsad şerri de bu iblisin büyük emek harcadığı bir oyundu. Bu uğurda ülkemizin de aralarında bulunduğu adamlar, ABD'ye götürülüp devşirilir. FETÖ lideri Gülen'i, NATO, CIA ve Vatikan'la irtibatlandıran Kasım Gülek, David'in kulları arasındadır. Hatta Columbia Üniversitesi rektörü, Mustafa Kemal'e mektup yazarak, Kasım'ı gönderir. Paşa da, Kasım'ı Bilecik milletvekilliğine tayin eder.
Hibrit / GDO projelerine servetler aktarır. Çünkü önemli bir şey biliyorlardı: Tohumu ve gıdayı kontrol eden, insanlığı kontrol ederdi. Tohuma sahip olan hayata ve geleceği sahip olur. Bunu biz hâlâ anlamadık, ama bu iblisler bunun kitabını yazmış, kuralı koymuş, bu amaçla pek çok (k)akademisyenin şuur altını iğfal etmiştir.
Gıda ve ilaç katkı maddelerini, hastalık üretme, kısırlaştırma ürünü, daha açık ifadeyle silah haline getiren de bu Yahudi idi. Hakeza ilaç ve aşıların silahlaştırılmasında da büyük emeği vardı. Kanser, kalp damar ve diyabetin yaygınlaştırılması, insanı yönetmenin en iyi yoluydu, bu uğurda bir ömür tüketti. Kansere yönelik çözüm üreten kişileri infaz ettirdi.
Şimdi hesap vakti...
Gerçi ortada verilebilecek bir hesap yok…
Kısa yoldan cehennemin en acıklı yerindeki köşkünde ağırlanacak, hem de ebediyyen. Keşke oradan canlı yayın yaptırabilse de yolundan gidenler görse, ama bu da imkânsız.
Yarın yahut müteakip gün, Fransız nebatat âlimi Messequs'ye teklifi ve Türkiye hakkında söyledikleri ile devam ederiz İnşaallah
Kemal bey yazınız için elinize sağlık. yalnız. Şeytan bu şeytancığın ölmesine sevinmemiş aksine üzülmüştür. zira bir neferini kaybetmiştir. Hem biz Müslümanlar da sevindik böyle bir iblisin gebermesine
Maşallah Kemal Bey Ahirzaman deccallerinden birisini çok güzel anlatmışsınız. Allah kaleminize hep istikamet versin. Yazdıklarınızdan herkes umumen haberdar olsun. İnşallah.