İngiltere Dışişleri Bakanlığında, 'İngiliz hükümetinin PYD/YPG ile sınırlı bir teması var, PKK ile ise hiçbir teması yok.' denildi.
İngiltere Dışişleri Bakanlığı, parlamentonun Dışişleri Komisyonunun Irak ve Suriye'deki Kürt hareketleriyle ilgili raporuna verdiği yanıtta, "İngiliz hükümetinin PYD/YPG ile sınırlı bir teması var, PKK ile ise hiçbir teması yok." açıklamasında bulundu.
Bakanlık, İngiliz parlamentosunun alt kanadı Avam Kamarasının Dışişleri Komisyonu tarafından yayımlanan "Kürtlerin hevesleri ve İngiltere'nin çıkarları" başlıklı rapora yazılı yanıt verdi.
Metinde, “PYD/YPG ile etkileşimlerimizde PKK ile olabilecek her türlü bağlantıları ile ilgili kaygılarımızı dile getiriyoruz ve kendilerini PKK'dan ve terör etkinliklerinden uzaklaştırmaları çağrısı yapıyoruz.” ifadelerine yer verildi.
PKK ile PYD/YPG'nin benzer ideolojik hedefleri olduğuna işaret eden İngiltere Dışişleri Bakanlığı, şu değerlendirmelerde bulundu:
“PYD/YPG, kontrolü altındaki topraklarda bu ideolojiye göre siyasi yapılar oluşturdu. PYD kontrolündeki alanlardaki yönetimle ilgili, özellikle de siyasi muhalefete müsamaha gösterilmemesi ve yönetim yapılarında başkalarına yer verilmemesi ile ilgili kaygılarımız var.”
İngiltere'nin Afrin'deki ve genel olarak kuzeydoğu Suriye'deki gelişmeleri de yakından izlediği belirtilen metinde, “İngiltere gerilimin düşürülmesi ve sivillerin korunması çağrısı yaparken, Türkiye'nin kendi sınırlarını korumaya dönük meşru çıkarını da tanıyor.” ifadesi yer aldı.
Dışişleri Bakanlığının metninde ayrıca İngiltere'nin DEAŞ'a karşı Küresel Koalisyonun parçası olarak, YPG'yi de içinde barındıran Suriye Demokratik Güçlerine (SDG) hava desteği sağladığı belirtilip, “Ancak birer yapı olarak ne SDG'ye ne de YPG'ye silah, kaynak veya teçhizat sağladık.” görüşü savunuldu.
İngiltere'nin sağladığı hava desteğinin de sadece DEAŞ'a karşı operasyonlarla sınırlı kaldığı vurgulandı.
Suriye'nin toprak bütünlüğü
Suriye'nin toprak bütünlüğünü desteklediklerini kaydeden Dışişleri Bakanlığı, “İngiltere, hiçbir tek yanlı otonom ilanını desteklemiyor.” ifadesini kullandı.
İngiliz hükümetinin SDG kontrolündeki toprakların BM önderliğinde bir süreçle ulaşılacak ulusal siyasi çözüm çerçevesinde Suriye'yle yeniden bütünleşmesinden yana olduğu ifade edilen yanıt metninde, “Bu, Suriye'nin toprak bütünlüğüne yönelik açık uluslararası taahhüt ile uyumludur. Kürtler dahil bütün Suriyelilerin haklarını koruyacak siyasi bir çözümü destekliyoruz.” değerlendirmesi yer aldı.
İngiltere'nin SDG kontrolündeki topraklara temel insani yardımda bulunduğu da belirtilirken, bununla birlikte SDG'nin veya PYD'nin başını çektiği kurumlara hiçbir doğrudan destek sağlanmadığı kaydedildi.
Metinde, bölgedeki nüfusu temsil eden, insan haklarına saygılı ve siyasi çoğunluğu tolere eden yönetim yapılarının geliştirilmesi zaruretinin altı çizildi.
Diğer yandan İngiltere'nin Türkiye ile temaslarında Afrin harekatına ilişkin kaygılarını dile getirdiği belirtilen metinde, Türkiye'nin operasyonu Menbiç'e doğru genişletme niyetinin de ABD güçleri ile çatışma riski oluşturması nedeniyle kaygı yarattığı vurgulandı. İngiltere'nin her fırsatta gerilimin düşürülmesi ve diyalog çağrısı yaptığının altı çizildi.
Fırat Kalkanı'na övgü
Türkiye'nin DEAŞ'a karşı gerçekleştirdiği Fırat Kalkanı harekatını öven İngiltere Dışişleri Bakanlığı, bu harekatla temizlenen topraklarda devam eden Türk askeri varlığı ile Suriye Geçici Hükümetinin ve Türkiye'nin destek verdiği muhaliflerin yönetime geldiğine işaret etti.
Bakanlığın metninde, “İngiltere, Türkiye'nin Küresel Koalisyonun DEAŞ'la mücadeleye yaptığı bu önemli katkıyı memnuniyetle karşılıyor.” ifadesi kullanıldı.
Türkiye'nin İdlib'de de bir dizi gözlem noktası kurduğuna dikkat çekilen yanıt metninde, “İngiltere, Türkiye'nin İdlib'deki şiddeti azaltmaya dönük çabalarını memnuniyetle karşılıyor ancak rejimin ve destekçilerinin hava ve kara saldırılarından kaygı duyuyor.” değerlendirmesi yapıldı.
"Kürt siyasetçilere hem kendi seslerini hem de Kürt halkının sesini duyulur kılmaları için baskı yapıyoruz"
Raporun Irak bölümüne verilen yanıtta ise “İngiltere güçlü, başarılı ve birleşik bir Irak içinde yer alan güçlü bir Irak Kürt Bölgesinin, istikrar ve herkesin yararına işleyen bir ekonomi için en iyi yol olduğuna inanıyor.” değerlendirmesi yer aldı.
İngiltere'nin Irak'la ilgili önceliklerinin başında mayıs ayında yapılacak seçimlere Kürtlerin de katılımını sağlamanın bulunduğu belirtilen yanıt metninde, “Kürt siyasetçilere hem kendi seslerini hem de Kürt halkının sesini duyulur kılmaları için baskı yapıyoruz.” ifadesi kullanıldı.
Irak Kürt Bölgesel Yönetiminin (IKBY) yolsuzluklar ve demokratik hak ihlalleri dolayısıyla eleştirildiği metinde, “Bölgede gücün tekelleşmesi ve demokrasinin kısıtlanması ihtimalinden kaygılıyız. IKBY'nin özgür ve bağımsız medyaya bağlılığının ölçüsünden de kaygılanıyoruz. Onları, bu konularda zorlamaya devam edeceğiz.” ifadelerine yer verildi.
Rapor
Parlamento Dışişleri Komisyonu şubat ayında yayımlanan 33 sayfalık raporunda Irak Kürt Bölgesel Yönetimi'nin (IKBY) geçen yıl yaptığı bağımsızlık referandumu ile Suriye'deki PKK/YPG ilişkileri ele alınmıştı.
Raporda, “(YPG) Araştırmamız sırasında sunulan kanıtlar bu grubun PKK ile bağlantılı olduğunu temellendirdi. Ancak İngiliz Dışişleri bu bağlantıların mevcudiyeti konusunda bile kararsız göründü. Bu inanılabilir değil. Dışişleri, tekrar tekrar bildirilen bağlantılardan söz etmeyi bırakıp bu konuda kendi açık görüşüne sahip olmalı.” değerlendirmesi yer almıştı.
Raporda İngiliz hükümetine IKBY içindeki yolsuzlukları ve antidemokratik uygulamaları eleştirmesi ve Irak merkezi hükümetinin İran ile bağlantılı Şii güçlerle bağlantısını kesmesi için çalışması çağrısı da yapılmıştı.
İngiliz parlamentosunun 11 üyeli Dış İşleri Komisyonu "Kürtlerin hevesleri ve İngiltere'nin çıkarları" başlıklı araştırmasını kasım ayında başlatmıştı. Komisyon oturumlarında bölgede rol sahibi muhtelif aktörler ile uzmanlar tanık olarak dinlenmişti. Komisyona Türkiye'nin Londra Büyükelçiliği de yazılı bir metin sunmuştu.
www.aa.com.tr