Sağlıkl Bakanlığı'nın Milli Eğitim Bakanlığı ile birlikte okullardaki "Florürlü vernik" reçetesi Prof Dr Ahmet Rasim Küçükusta'nın "Sağlık reçetelerinin tümü yalan, hastaneye giderseniz sizi zorla hasta ederler" sözlerini akla getirdi.
Düşünce melekeleri yazıflattığı için bazı ülkelerde yasak olan florürün dişmacunları ile minicik bedenlere verilmesi yine şaşkınlığa neden oldu.
Zeka geriliğine yol açan uygulamadan Avrupa vazgeçti, bizde yaygınlaşıyor. Milli Eğitim Bakanlığı ile Sağlık Bakanlığı, bazı okullarda anasınıfı ve birinci sınıf öğrencilerinin dişlerine uygulanan Avrupa'nın ‘zeka geriliğine yol açtığı için' terk ettiği florlu cila uygulaması yaygınlaştırılıyor.
Çocuklarda florür uygulaması yoksa zararlı mı?
Florür maddesini tartışmaya açan konuların başında yetişkinlerden çok çocukların florürlü maddeleri diş macunları ile birlikte almasıyla başladı. Florür konusundaki önemli detayları Dentakademi Ağız ve Diş Sağlığı Merkezi'nden Pedodonti (Çocuk Diş Hekimliği) Uzmanı Yrd. Doç Dr. Barış Karabulut anlattı.
Eskiden şebeke sularına katılan florür şimdi İsveç, Japonya ve Hollanda gibi ülkelerde yasaklandı.
"Florür tartışmalı bir maddedir. Düşük dozlarda diş çürümelerini engellediği için diş macunlarına, hatta bazı ülkelerde şebeke suyuna katılırken, son yıllarda zararları faydalarından daha çok tartışılıyor. Ancak şu bilinmelidir ki florürün zararlı etkileri uzun süreli ve yüksek dozlarda yani yanlış kullanım sonucu ortaya çıkmaktadır.
Çin, Avusturya, Belçika, Finlandiya, Danimarka, Norveç, İsveç, Hollanda, Macaristan ve Japonya gibi bazı ülkelerde suya florür katılması yasaktır. Türkiye'de sulara florür katılmamaktadır ancak pek çok ilimizin şebeke suyunda doğal olarak florür bulunduğu yapılan çeşitli araştırmalarca ortaya konmuştur. Üstelik şebeke suyu tek florür kaynağı değildir. Hazır meyve suyu ve gazlı içeceklerden tutun, bebek mamalarına kadar pek çok üründe florür bulunuyor.
Florürlü diş macunlarının yutulması küçük yaştaki çocuklarda büyük sağlık riski yaratıyor
İŞTE ZARARLARI
Florürlü diş macunlarının özellikle küçük çocuklarda pek çok sağlık riski yaratır. Florürlü diş macunlarının uzun süre yutulmasıyla kalıcı diş renk bozukluğu (dental florozis), mide rahatsızlıkları, akut zehirlenme, deri döküntüleri ortaya çıkabilir. Çocukların hoşuna giden tatların kullanılması da tartışmalı bir konudur. Özellikle küçük çocukların yutma refleksleri tam gelişmemiştir ve diş macununu her zaman büyük miktarlarda yutabilirler.
FDA: ZEHİRLER
Bu yüzden FDA, 1997'de diş macunu üreticilerinden ABD'de satılan tüm florürlü macunlara zehirlenme uyarısı koymalarını istedi. Bu uyarıda "6 yaşın altında olan çocukların erişemeyecekleri yerde saklayınız. Eğer kazara bir fırçalama için kullanılan miktardan fazlasını yutarsanız profesyonel yardım arayanız veya acilen zehir kontrol merkezleri ile irtibata geçiniz" yazmaktadır.
ZARARLARI SAYMAKLA BİTMEZ
Florürün zararlı etkileri akut (anlık) ve kronik (uzun dönem) olarak ele alınacak olursa anlık fazla miktarda florür alımıyla mide bulantısı ve ağrısı, kusma, baş dönmesi gözlenebilir. Uzun dönem ve yüksek dozda florür alımı neticesinde florozis denen bir mine hasarı görülür. Bu hasar hafif boyutlardaysa opak-beyaz lekeler, çizgiler olarak görülür. Daha ağır durumlarda yüzeyde girinti çıkıntılarla birlikte sarı-kahverengi renklenmeler gözlenir. Her iki durumda da önemli estetik sorunlara yol açan bir tablodur.
Piyasadaki diş macunlarının %95'inde florür bulunmaktadır. 0-3 yaş arası çocuklar için üretilen diş macunlarına florür eklenmemektedir." dedi.
Okullardaki diş sağlığı uygulamaları kapsamında, 4-6 yaş anaokulu öğrencileri ve 7-12 yaş ilköğretim öğrencilerine yönelik bilinçlenme çalışması başlatıldı. Uygulama ile diş hekimi ve eğitim hemşiresi eşliğinde çocuklara diş temizliği eğitimi veriliyor. Çocuklar muayene ediliyor. Ardından temizliği iyi olan dişlere florlu cila uygulaması yapılıyor. Florlu cila dişte 6 ay kalıyor. 6 ay sonra uygulama tekrarlanıyor.
AVRUPA ÜLKELERİ YILLARCA ÖNCE VAZGEÇTİ
Üzerinde birçok araştırma yapılan ve çocuklar üzerindeki yan etkileri sebebiyle Avrupa ülkelerinin 10 yıl önce vazgeçtiği florlu cila uygulaması, ABD'de bazı bölgelerde devam ediyor ve kaldırılması gündemde.
Flor maddesi sudaki mikropları uzaklaştırmak için Türkiye'de şehir sularında da kullanılıyor. Ancak son olarak Harvard Üniversitesi'nde yapılan araştırmaya göre, çok florlu suyu olan şehirdeki çocukların % 15'inde az florlu olan şehirdeki çocukların % 6'sında zekada gerileme işaretleri bulundu. Yan etkilerinin ortaya çıkması sebebiyle Avrupa'da artık birçok şehir suyunda flor uygulaması yapılmıyor.
ZEKA GERİLİĞİNE YOL AÇIYOR
Halen sadece geri kalmış ülkelerde tam olarak uygulanan florlü cilanın Türkiye'nin yaygınlaştırmaya çalışmasına uzmanlardan tepki geldi. Uygulama için “Faydasından çok zararı var” diyen uzmanlar bakanlığa acilen projeyi durdurmasını istedi.
Florun tespit edilen zararları şöyle: Yüksek dozda flor çocuklarda zeka geriliğine yol açıyor. Bağışıklık sistemini çökertip enfeksiyonlara karşı direnci düşürüyor. Su florlaması yapılan bölgelerde kansorejen etkiler görüldü. Kemik bozukluklarını ve kırıkları artırıyor. Üreme sistemine zarar veriyor. Tiroid hormon sentezini azaltarak hipotiroi
“ZARARLARI TARTIŞILIYOR”
Uzman Dr. Metin Ağca: Florür teknik olarak diş minesinin aşınmasını önleyip geç çürümesini sağlayabiliyor. Öte yandan birçok ülkede yapılan araştırmalara göre; florürün %50-60 ı idrar yoluyla atılırken kalanının kemiklerde ve beyinde birikiyor. Bunun sonucunda kemik bağlantılı rahatsızlıklarda iki kat artış, romatizma belirtileri gösteren skeletal florozis gözlenirken merkezi sinir sistemini de etkileyerek uzun vadede alzheimer hastalığına yol açtığı gözleniyor.
Çin, İran ve Meksika'da yapılan ayrı çalışmalarda içme suyundaki 1mg/lt florür artışının 0.59 IQ puanı kaybına yol açtığı bulunmuştur. Florürün, pineal bezini olumsuz etkileyerek ergenliğe girme dönemini 5-6 ay öne çektiği gözlemlenmiş ayrıca yüksek dozlardaki florürün erkek üreme organlarına hasar vererek kısırlığa neden olarak doğurganlık oranlarını düşürdüğü tespit edilmiştir. Yararı ve zararı düşünüldüğünde, ebevyn kontrolunde florürlü diş macunu kullanımı mutlaka gerekli iken doğal yoldan alınmayan ve aşırı miktarlarda kullanılan florürden kaçınmak gerekir.
“GEREKLİ BİR UYGULAMA DEĞİL”
Dr. Ergün Turan'ın görüşü ise şöyle: “Flor insan için lazım bir element değil. Florlu su içenlerde %95, florsuz su içenlerde %54 oranda çürük görülmüş. Birkaç dakikada lokal flor uygulanmasının dişe hiç faydası yok. Çünkü dişe faydasının olabilmesi için kan yoluyla dişe gitmesi lazım. Flor, lokal uygulama ile ağızdan emilerek tiroiddeki iyodu yerinden sökerek kendisi geçmekte ve hipotiroidiye sebep olmaktadır. Hipotiroidide kolesterol yükselmekte ve onun için statin kullanılmakta ve kas nekrozu, depresyon, kas zayıflığı, hafıza bozuklukları meydana gelmektedir.”
“FLOR BİR ZEHİR”
Çocuk metabolizması uzmanı merhum Prof. Dr. Ahmet Aydın da florün zararlarıyla ilgili aileleri uyarmıştı. Aydın'ın görüşü şöyle: “Evet flor bir zehir. Bir kere doğada bulunan flor, kalsiyum florür; tabletlerde kullanılan ise kimyasal bir atık olan sodyum florür. Kalsiyum florür bağırsakta çok az emiliyor, bu nedenle toksik etkisi de çok az. Halbuki sodyum florür bağırsaktan çok emiliyor ve bir yığın zararı var."
FLORÜRLÜ MACUN KULLAN APTALLAŞ
Diş macunları ve günlük temizlik ürünlerine eklenen sodyum florid nükleer atıklardan elde ediliyor. İddiaların aksine dişleri korumadığı gibi kansere yol açıyor. Bilim adamları yatıştırıcı etkisi nedeniyle de insanları pasifleştirip düşünce meleklerini yok eden sodyum floridden uzak durulması çağışı yapıyor.
NÜKLEER ATIK AĞIZLARDA
Diş macunları, gargaralar, bazı endüstriyel gıdalar, antibiyotikler, antidepresanlar gibi pek çok üründe kullanılan florür ya da fluoride alüminyum imalat ve nükleer sanayinin atık ürünü olan ‘sodyum florür'den başka bir şey değil. Suda çözülen, renksiz, kokusuz ve tatsız olması sebebiyle fare ve haşere zehrinde kullanılan ve hatta panzehiri olmayan bir zehir.
ONUN ADI: ŞEYTAN ZEHRİ
'Şeytan zehri' olarak bilinen fluoride, birçok endüstri dalının depolanması güç bir atığı. 20'nci yüzyılın ikinci yarısında kapitalizm, bu zehirli atığın depolanma maliyetinden kurtulmak için 'florürlü diş macunları' masalını ortaya atarak her ağza sokmayı başardı. 40 bin çocuk üzerinde yapılan incelemeler, fluoridin çürümeye karşı dişleri korumadığı aksine kanser riskini artırdığını ortaya koydu.
SULARIMIZA BİLE ZEHİR EKLETTİLER
Dünyadaki pek çok üniversitenin diş hekimliği ve halk sağlığı bölümlerine, florürün diş sağlığı için faydalı bir şey olduğunu anlatmaları için büyük fonlar sağlandı. Doktorlar reklamlarda oynatıldı. Endüstri baronları, halkın sağlığını korumak için paranın musluklarını açarak hiçbir fedakârlıktan kaçınmıyor, bazı ülkelerde sulara bile Hitlerin savaş silahı florürü eklettiler.
GERÇEKTEN ÇÜRÜKLERİ ÖNLÜYOR MU?
Günümüzde florid en çok diş macunları içerisinde rastlıyoruz ve çürükleri önlemek için kullanıldığı söyleniyor. Peki, gerçekten çürükleri önlüyor mu?
Tabii ki hayır! Flor da klor, brom ve iyot gibi son derece zehirli bir kimyasal. Herkes için özellikle çocuklar için sakıncalı. Geçtiğimiz yıllarda Harvard Üniversitesi'nde yapılan bir araştırma, florürün çocukların nörolojik gelişimlerini negatif yönde etkilediğini bir kez daha ortaya koydu. Lakin kimin umurunda.
KANSERİ ARTIRDI
1977'de ABD Ulusal Kanser Enstitüsü Baş Kimyageri Dr. Dean Burk ve Güvenli Su Derneği (Safe Water Foundation) başkanı Dr. J. Yiamouyiannis yaptıkları araştırmada 40 bin çocuktan iki senede toplanan ham verileri inceledi ve sodyum Dün diş çürümelerine karşı bir başarı sağlamadığı aksine kanser riskini artırdığını ispat ettiler.
FLORÜR KAYNAĞI OLABİLECEK BAZI ÜRÜN VE GIDALAR
Kullandığımız ürünlerin birçoğu aslında ihtiyacımız olmayan ürünler. Fakat uluslararası firmaların birçok üretimi, depolama alanı maliyetinden kurtulmak için kimyasal atıklar üzerinden para kazanabilme amacına dayalı olarak yaratılmış suni ihtiyaçları besliyor. Hem de sağlığımızı yok pahasına.
İşte büyük fonlar sağlanarak içeren bazı ürünler: Floridli diş macunu, bebek maması, hazır çorba, tavuk bulyon, teflon tava veya tencerede pişmiş gıdalar, gazlı içecekler, hazır meyve suları, paketli veya işlenmiş gıdalar, anestezi kimyasalları, endüstriyel tütün/sigara.
DÜŞÜNME MELEKELERİNİ YOK EDİYOR: SORGULAMA KULLAN
Floridin yatıştırıcı etkisi var ve bireyleri düşünemeyen pasif insanlar hâline getiriyor. Kimyagerlerin ifade ettiğine göre düzenli florür kullanımıyla beyin bir süre sonra yeteneğini kaybetmeye başlıyor ve düşünemeyen sürülere dönüştürüyor insanları. Liberal kapitalistlerin en büyük amaçlardan biri de bu değil mi?
FLORÜR KULLANMAYI DURDURAN BAZI ÜLKELER
Japonya 1970′lerde sulara eklenmesini yasakladı. Diş macunlarında ise oranı en düşük seviyeye çekti. Ülkede artan şeker tüketimlerine rağmen diş çürüklerinde azalma görüldü.
Küba' da 1990'dan beri şebeke suyuna florür eklenmesi yasak. 1997 Mart'ında yapılan ölçüme göre diş çürükleri ciddi oranda görüldü.
Hollanda'nın Tiel şehrinde 1973′de sulara sodyum florür eklenmesi durduruldu ve 1993′de yapılan araştırma diş çürüklerinde azalma gözlendi.
ABD'NİN ÇİFTE STANDARTI
Diş macunlarının üzerindeki uyarıcı bilgiler ülkeden ülkeye değişiyor. Mesela ABD'de satılan Colg… marka macunlarda şu uyarı notu yer alıyor: “Eğer çocuğunuzun diş macunundan yemiş olduğunu fark ederseniz, derhal yakınınızdaki zehirlenme istasyonuna götürün ve doktorunuz ile temasa geçin.”
Bu uyarı notu diğer ülkelerde 'Çocuğunuzun dişini fırçalarken macunu yutmamasına özen gösterin ve 7 yaşın altındaki çocuklara çok az miktarda diş macunu verin' olarak değişiyor.
HİTLER, KİLESEL İMHA ARACI OLARAK KULLANDI
Yapılan deneyler sonucunda, sularında sodyum florür (NaF) bulunan farelerin Alzheimer benzeri hafıza rahatsızlıklarına yakalanması Alman kimya fabrikası I.G.Farben'i harekete geçirir. Bunu çıkarları için fırsata çevirmek isteyen şirket, sodyum florürden sinir gazı üretimi teknolojisini 1939 yılında ALCOA adlı Amerikan Alüminyum Şirketi'nden satın alır. Ardından Nazi bilim insanları florürün içme suyuna karıştırılması için ilk deneylerini gerçekleştirir. Bu deneylerde içme suyundaki florürün beynin belli bir bölgesini uyuşturduğunu ve bireyin direnme gücünü kırdığını tespit eder. Bu keşiften sonra florür Nazi toplama kamplarındaki içme sularına karıştırılır. Sinir hücrelerini tahrip eden ve IQ'yu azaltan florür, beynin belli bir bölgesine tahribat yaparak, kişileri mücadele anında daha az aktif hâle getirdiği tespit edilir.
Bunun üzerine dünyanın en büyük florür üreticisi olan Alcoa, Dow Chemical, Dupont ve Kellogg şirketleri bütün olayın başını çeken Farben'la bir anlaşma imzalayarak, florürün yaygınlaşması için çalışmalar başlattı. Dahası da II. Dünya Savaşı sırasında florür, nükleer silah yapımı için kullanıldı.
Naziler bunu düşmanlarına yapıyordu, şimdi ise tüm insanlığa aynı uygulanıyor.
AHMET RASİM KÜÇÜKUSTA NE DEMİŞTİ?
- Mr'ların yüzde 90'ı gereksiz yere çekiliyor.
- Kanser taramalarının çoğu kandırmaca. Insanlar kendilerini kullandırmasın.
- İlaçların çoğu boşa veriliyor. Yüzde 37'si çöpe gidiyor.
- Antibiyotik yazan değil, yazmayan doktor makbuldür. Ama bizde tam tersi geçerli maalesef.
- Grip aşılarının etkinliği sıfır.. Ben hayatta vurdurmam.
- Her yıl gereksiz yere binlerce biyopsi yapılıyor, röntgen çekiliyor.
- Leblebi çekirdek yer gibi anjiyo yapılıyor. Stent takılıyor. Bunlar vücuda zarar veriyor.
- Check-up kampanyaları gerçek bir tuzak. Akciğer filmi vücudunuza zarar veriyor.
- Insanlar kendiliğinden geçecek hastalıklar ıcın kesinlikle hastanelere gitmesinler. Tahliller vücuda radyoaktif ışın veriyor. Gereksiz ilacın faydası yok zararı var.
- "Başlangıç" diye birşey uyduruldu. Hastalara, alzheimer, reflü, astım başlangıcı teşhisi konuyor. Amaç hastayı boş çevirmemek. Başlangıç diye birşey yok. Ya hastasın ya değilsin.
- Kolestrol ilaçlarının tedavi yüzdesi çok düşük. Zararı daha fazla. Hayat tarzınızı değiştirmek ilaçtan çok daha etkili. Doğal beslen, hareket et bu beladan kurtul.
- Nodül çok abartılıyor. Nodülün kansere dönüşme ihtimali çok düşük. Bunun için gereksiz tahlil ve teşhisler yapılıyor.
- Vitamin haplarının sağlam insanlara hiçbir faydası yok. "Ben yorgunum" diye vitamin hapı alınmaz.
- Köpek balığı kıkırdağı ile kanser tedavi edildiği iddiası tamamen uydurma. Köpek balıklarının kansere yakalanmadığı düşüncesi de safsata. Bu hayvanlarda kırk çeşit kanser tespit edildi.
- "Bitkisel ilaçların hepsi masumdur. Yan etkisi yok" düşüncesi doğru değil. Unutmayın, haşhaş, tütün, zehirli mantar da birer bitki...