Takvim başlangıcı önemliyse 2017'ye kötü başladık. Biri polis olmak üzere 39 kişiyi kaybettik. Öncelikle baş sağlığı dilemek isterim.
Allah'ın hayat hakkı verdiği, dilediği gibi inanma ve inanmama özgürlüğü tanıdığı insanları katletmeye, gerekçesi ne olursa olsun hiç kimsenin hakkı yok ve olamaz da!
İşte bu nedenledir ki, CHP'li Akif Hamza Çebi'nin hadise mahallinde canlı yayında yaptığı “bu yaşam biçimine yönelik saldırı” cümlesi ve CHP Genel Müdürü Kemal Kılıçdaroğlu'nun “saldırı yaşam alışkanlıklarımıza yapıldı” cümlesi yangına körükle gitmeye, saldırıdan amaçlanan alçaklığa pirim vermeye dönük en basit ifadesiyle kışkırtıcı bir açıklama.
Bu normal, çünkü CHP'nin varmak istediği amaç ile terör saldırısı yapanların maksatları aynı. Her ikisi de, Türkiye'nin kalbine sıkıyor.
ABD SALDIRIYI BİLİYOR MUYDU?
Bu saldırının olacağını ABD biliyordu. Çünkü ABD'nin Ankara Büyükelçiliği, 23 Aralık günü yayınladığı basın açıklamasında şunları söylüyor: "Aşırılıkçı grupların, Türkiye çapında ABD vatandaşlarının yaşadığı veya ziyaret ettiği yerlerde saldırı düzenleme konusundaki saldırgan çabaları sürmektedir. 2016'nın sonuna yaklaşırken, Amerikan vatandaşları Noel tatili ve yeni yıl kutlamaları için kalabalık yerlere giderken bu durumu göz önünde bulundurmalı.”
-----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Ölenlerin önemli bir kısmının yabancı olduğunu düşündüğünüzde, ABD'nin açıklaması büyük önem arz ediyor.
Geçmiş yılbaşlarında aynını yapmayan ABD'nin, bu yılbaşında bunu yapmasının anlamı çok büyük.
Bir: ABD saldırıyı biliyordu.
İki: ABD saldırıyı kendisi yaptı. Suçu başkasına atmak için öncesinde ve peşinen açıklama yaparak hedef şaşırttı.
Üç: Hiçbir bilgisi yoktu, ama meydana gelirse “biz uyarmıştık, Türkiye gereğini yapmadı” ve “ölen ülkelerin halklarına katiliniz ben değilim” mesajını vermek istedi.
Sizce hangisi?
---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Peki adama sormazlar mı, "Hürriyet 23 Aralık'ta sizin adınıza saldırı yapılacağı haberini yayınlyor, Reina'nın sahibi Hürriyet'e "ABD tarafından uyarıldım" diye konuşuyor, şimdi siz hiç bir şey olmamış gibi açıklama yapıyorsunuz" diye
OBAMA'NIN ACELESİNE BAKIN
15 Temmuz'da çıtını çıkarmayan Obama, ülkesinde gecenin geç saati olmasına, muhtemelen sarhoş olmasına rağmen, baş sağlığı mesajı yayınlıyor ve yardım önerisinde bulunuyor.
Amaç yardım değil, hem hedef şaşırtmak, hem de yara alan ittifakı güçlendirmek için yol bulmak. Yükselen ve ilerleyen Türkiye'yi eskisi gibi kontrol altında tutmaya çalışmak.
REİNA'NIN SAHİBİ SALDIRIYI BİLİYOR MUYDU?
Saldırının yaşandığı eğlence merkezi Reina'nın sahibi Mehmet Koçarslan, Hürriyet muhabirine “İçeri giren şerefsizler Kalaşnikoflarla taramışlar. Amerikan istihbaratı bunun bilgisini vermişti. 1 hafta, 10 gün süreyle buralarda deniz dâhil güvenlik önlemleri alındı” diyor.
-----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Demek ki;
Bir: ABD, saldırının Reina'ya yapılacağını biliyordu?
İki: “İçeri giren şerefsizler Kalaşnikoflarla taramışlar” dediğine göre, saldırıyı bildiği için Reina'nın sahibi mekânına gitmemişti?
Üç: Saldırı olacağı bilindiği halde, tesis o gece açık tutularak, saldırıya zemin hazırlandı.
Dört: Saldırının olacağı bilindiği halde müşteriler uyarılmadı.
Beş: Reina'nın sahibi aldığı istihbarat bilgisini Türk makamlarına iletti mi? İletti ise kim iletti ve ne dedi?
Bu tür durumda, MİT, Polis ve savcıların Mehmet Koçarslan'ı bu açıdan da sorgulaması gerekecek.
Mağdurların, işletme sahibi saldırıyı önceden bildiği halde, o gece açtığı için suç duyurusunda bulunulması ve tazminat davaları açmaları da şart.
Altı: Saldırgan, Ortaköy meydanında oldukça büyük bir kalabalık eğlence için toplanmış olmasına rağmen neden oraya değil de, kapının önünde polis olan Reina'ya saldırdı?
Ölenlerin büyük bölümü yabancı olduğu düşünüldüğünde, saldırganın hedefi Türkiye'nin dışarıdaki itibarıydı? Yani amaç yılbaşı kutlaması değil bizatihi yabancılar.
Peki, ama hangi yabancılar? Bunun cevabı ölenlerin kimliklerinde gizli. Çünkü buraya gidenlerin çoğu, İslam ülkelerinden gelen batı hayat tarzını benimsemiş kişilermiş.
Batı, son yıllarda Türkiye'ye akın eden Araplara diyor ki, Türkiye güvenli değil, bize gelin. Türkiye'nin ekonomisini güçlendirme, eskisi gibi bana geleceksin.
NOEL KIYAFETİ, DİZİ VE FİLMLER
Özellikle ABD yapımı filmlerde katillerin “Noel Baba” kıyafeti tercih ettiği sayısız kez işlendi. Sadece bu değil, bir katliam nasıl yapılır, terör eylemi nasıl gerçekleştirilir, bunu terör örgütlerinden çok, istihbarat örgütleri ile film senarist ve yönetmenleri biliyor.
Bunun bir örneği de, FETÖ'nün kapatılan kanalı STV'de yayınlanan “Nizama Adanmış Ruhlar” dizisinin 89. bölümünde görülmüştü. Rus Büyükelçi Karlov'a düzenlenen suikastın aynının yer aldığı dizinin bir sonraki yılbaşına denk gelen bölümünde ise, Noel baba kılığında bir kişinin Türkiye'de saldırı düzenlemesi, üzerinde durulması gereken ilginç bir detay.
Yalan makinesi Hürriyet, Reina saldırısının Noel baba kılığına girdiği yönünde haber yaptı. İddia bile demedi. Kesinmiş gibi yaptı. Sonra haberinin içerik ve başlığını hiç bir şey olmamış gibi değiştirdi.
Reina'nın patronun açıklamasını da yayınladı. Reina'nın patronu zor durumda kalınca bir kaç kez açıklama yaptı. Hürriyet ise resimlerde de görüldüğü üzere bu kez de Reina'nın patronunun kurtaraya çalıştı. Yani millet acı içindeyken bunlar Türkiye'ye vurma peşindeydi. Düşmanlık diye buna denir ama bunları görecek savcı aranıyor.
KARANLIK YAYIN ORGANI ODATV'DEN TAHRİK
Sansasyonel haberleri ile tanınan, nalına da mıhına da vurmak için kafa, göz yara yara ilerleyen, kışkırtma ve provokasyon ustası Odatv yine şaşırtmadı.
“Reina katliamından önce yaşanan kritik gelişme neydi” başlıklı haberinde “Odatv'nin edindiği bilgilere göre, tarikat liderlerinin sohbetleri iptal etmesinin, yılbaşı gecesine dair bir terör istihbaratı alındığı şeklinde olduğu anlaşıldı” cümlesi, fitne konusunda Hürriyet'le yarıştığını ve liderliğe göz koyduğunu gösterdi.
Gün boyu yaptığı ve yapmaya devam ettiği provakasyon veyalan haberlerle FETÖ'cü Cumhuriyet ve Hürriyet'i bile kıskandırdı.
AMERİKA'NIN ADAMI: KATLİAM GÖSTERE GÖSTERE GELDİ
Bu başlık, Eisenhower Vakfı'nın (daha da açık ifadeyle Amerikalıların) adamı, Türkiye düşmanı yabancı yayın organı Hürriyet yazarı Murat Yetkin'in Hürriyet.com.tr'de dün manşetten sunulan yazısına ait.
Şöyle zırvalıyor Amerika'nın adamı: “İlk bilgiler, Noel Baba kıyafetiyle Reina'nın önüne geldiği şeklindeydi. Sonra doğrulanmadı o bilgi, bir açıklama da yapılmadı. Ama gayet sakin biçimde taksinin bagajından içinde silahlarının olduğu çantasını almış. (Atatürk havalimanını basan IŞİD'çiler de taksiyle gelmiş, silahları bagajda taşımışlardı.) Önce kapıda duran polise ateş etmiş; şehit olan 21 yaşında 10 aylık polis. Ankara IŞİD üzerinde duruyor, El Kaide/El Nusra ihtimalini de dışlamadan.
Katliamın hemen arkasından sosyal medyada “Oh olmuş, ne işleri vardı orada?” makamında kutlama mesajları başladı. Öyle ya Yılbaşı demek, Noel demekti. O Hristiyan eğlencesiydi. Cübbeli Ahmet Hoca ve diğer bazı Cemaatlerin, Noel ve Yılbaşı için mesajlarına gerçi Ahmet Şık “Bu işte bir tuhaflık var” diye tepki göstermişti ama o da tutuklanmıştı zaten.
30 Aralık günü Cuma namazı hutbesi… Hutbedeki ”Değerlerimizle örtüşmeyen gayr-i meşru tutum ve davranışlar sergilemek bir mümine asla yakışmaz” diyen, “Yeni bir yılın ilk saatlerinin başka kültürlere, başka dünyalara ait yılbaşı eğlenceleriyle israfa dönüştürülmesine” karşı çıkan ifadeden rahatsız olmuştu. Toplumu tek tipleştirme gayretine artık son verilmeli.
Giderek daha zehirli, patlamaya daha hazır bir siyasi hava solur olduk ve bunda etnik ve dinsel şovenizmin, tek tipleştirme gayretinin teşvik edilmesi maalesef önemli rol oynuyor. Bu öyle bir siyasi aygıt ki, gün gelir siyasi hesaplarla onu kullananları da yakar, tarih örnekleriyle dolu.”
Ne demeli bu cahil bozguncuya, arsız fitneciye, yalancıya… Ne demeli, bu ABD/batı uşaklığına… Ne demeli, Eisenhower Vakfı'nın Türkiye'den devşirdiği ve adam devşirmekle görevlendirdiği bu arsıza…
Ne demeli biliyor musunuz? Devriniz bitti, hırlasanız da bitti, havlasanız da.
Devirleri bitse de bir yiğit savcı çıkıp bu yazının hesabını sormalı. Hem ona, hem de yayınlayana.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na diyorum ki: Murat Yetkin'e bu fitne yazısının hesabını sormazsanız görevlerinizi yapmamış olursunuz.
Bu adam düpedüz yalancı. Çünkü, Ankara'nın DAEŞ, El Kaide/El Nusra ihtimali üzerinde durduğunu söylüyor. Oysa devlet her ihtimal üzerinde durur. Bu ise maksatlı olarak işi oraya çekiyor. Arsızca hutbeyi ce camileri bu lanetlik işe karıştırarak faturayı Müslümanlara kesmeye çalışıyor.
Asıl amacı ise hedef şaşırtmak.
ALMANYA ve İNGİLTERE REİNA'NIN NESİ OLUR?
“Saldırı kime yararsa fail veya failin ardındaki güç odur” şeklindeki klasik cümleden hareket ettiğimizde, yolların batıya, Batı Terör Örgütü (BTÖ)'ne çıktığı görülür. Özellikle de Almanya ve İngiltere'ye.
Batı Terör Örgütü'ne mensup üyeler arasında Türkiye'nin en büyük rakipleri: Amerika, İngiltere, Almanya, Fransa ve İsrail. Dolayısıyla olağan failler.
Bir: Bu cinayeti yapsa bile FETÖ'nün üstlenmeyeceği kesin.
İki: Yapsa da, yapmasa da PKK üstlenecekse en az 24 ila 48 saat geçmesi gerekir. Üstlense dahi PKK değil, TAK üstlenir.
Üç: DHKP-C, MLKP ve DAEŞ üstlenecekse acele edebilir.
Sizce bu kadar profesyonel bir cinayeti bu örgütler yapabilir mi? Aslında neredeyse imkânsız bir işten söz ediyoruz. Eğer onlar olsaydı, diğer meydanlarda da aynını yaparlardı.
Öte yandan sürpriz bir şekilde yeni bir Ermeni terör örgütü veya ASALA adı gündeme gelirse de şaşırmamalı. Lakin bu olsa bile yine ardından bu 5 ülkeden biri veya birkaçı çıkacak.
Eğer fail bir türlü açıklanmamışsa, bilin ki o bilinmediği için değil, Türk devleti, failin bir devletin istihbarat örgütü olduğunu tespit ettiği içindir.
Sonra bir hafta mı desem, bir ay mı desem, iki ay mı desem bilmiyorum, ama “biraz sabredin” derim. Çünkü devlet bunun cevabını mutlaka ama mutlaka verir.
Haberleri izlemeye devam edin, hangi ülkenin şirketleri, bürokratları ve şirketleri önümüzdeki günlerde Türkiye hakkında çok konuşacak ise fail odur.
Bize göre ilk sırada, İngiltere ve Almanya var.
İkinci sırada ABD ve İsrail
Üç de ise Fransa.
Fransa olma ihtimali çok zayıf. İsrail ise oldukça düşük. Ama İngiltere, Almanya ve ABD'yse hiçbir fırsatı kaçırmaz.
Türkiye'nin güçlenmesinden, Rusya ile işbirliğinden, etkin bir ülke olmasından, bölgesinin yanı sıra dünyada ses getiren bir politika izlemesinden ve Arapların Türkiye'ye yönelmesinden kim rahatsız oluyor? Angola, Nijer, Vietnam, Macaristan, Patagonya mı? Yoksa İngiltere ve Almanya mı?
Sizce hangisi ise fail/katil de o?
Hele ki, İngiltere'nin son günlerdeki sessizliğini, çoğu Ergenekoncu ekibini yeniden TSK'ya sokamamasını, buradaki uzantılarına sık sık “darbe” açıklaması yaptırmasını, bir kaç haftadır İngiltere'ye giden Türklere havalimanlarında terörist muamelesi yapmasını birlikte ele aldığınızda, “beni kimse unutmasın daha ölmedim” diyen Kraliçeyi siz de duyuyor olmalısınız. Duymayan varsa doktora gitsin.
Gâyet temiz, berrak, net ve meseleyi derleyip toplayan bir analiz var elimizde. Verileri hangi bilinmeyenin yerine koysak bize eşitliğin diğer tarafını veriyor. Bu durumun âşikârlığına rağmen kimler terörün esas üst hedefine ulaşması için PR çalışmaları yapıyor. Teyakkuzda gözlenmeli, tespit edilmeli!
Gâyet temiz, berrak, net ve meseleyi derleyip toplayan bir analiz var elimizde. Verileri hangi bilinmeyenin yerine koysak bize eşitliğin diğer tarafını veriyor. Bu durumun âşikârlığına rağmen kimler terörün esas üst hedefine ulaşması için PR çalışmaları yapıyor. Teyakkuzda gözlenmeli, tespit edilmeli!
Gâyet temiz, berrak, net ve meseleyi derleyip toplayan bir analiz var elimizde. Verileri hangi bilinmeyenin yerine koysak bize eşitliğin diğer tarafını veriyor. Bu durumun âşikârlığına rağmen kimler terörün esas üst hedefine ulaşması için PR çalışmaları yapıyor. Teyakkuzda gözlenmeli, tespit edilmeli!
Gâyet temiz, berrak, net ve meseleyi derleyip toplayan bir analiz var elimizde. Verileri hangi bilinmeyenin yerine koysak bize eşitliğin diğer tarafını veriyor. Câmiiye yapılan 'pompalı saldırı' bu işin devamı. Bu durumun âşikârlığına rağmen kimler terörün esas üst hedefine ulaşması için PR çalışmaları yapıyor. Teyakkuzda gözlenmeli, tespit edilmeli!