Amerikan'ın oyunları bitmez. Bitmez, çünkü birileri de Amerika'yı oynatıyor.
Her biri şeytanlaşmış, kuyrukları da birbirine dolanmış 40 tilki, 40 yılan, 40 çakal, 40 sırtlan, 40 maymun, 40 akrep, 40 köstebek, 40 timsah ve 40 bilmem neden oluşan bir koalisyonun hüküm sürdüğü yere, günümüzde ABD denilir.
Güya ABD, kendisine bağlı teröristlerden Murat Karayılan'ın başı için 5, Cemil Bayık'ın başı için 4, Duran Kalkan'ın başı için ise 3 milyon dolar ödül koymuş.
Maskesi ise “adalet için ödül!”
Yer miyiz?
Yemeyiz, çünkü ABD'nin derdi başka!
Kendi İHA ve SİHA'ları ile kararlı bir şekilde PKK'nın üstüne giden Türkiye, örgütü darmaduman etti.
Terör örgütü, hem çözüldü, hem eleman toplayamaz oldu, hem de artık işlevini tamamladı.
Muhtemelen Türkiye, Karayılan, Bayık ve Kalkan'a ulaşmak üzere…
Bunu öğrenen veya fark eden ABD yardım ediyormuş gibi kendince stratejik bir hamle yapıyor, “dost eli” uzatıyor.
Öte yandan PKK sadece Türkiye için değil, artık ABD'ye de yük.
İfşa olmuş, bitmiş, tükenmiş bir örgütü şeytanîler neden beslesin?
Suriye'de, farklı isimlerden oluşan teröristlerle yedekleri zaten kuruldu.
PKK biter, yerine MKK gelir, DGS, PYD, ABD gibi diğer terör örgütleri gelir.
ABD'nin sözde “iyilik” ve sözde “adalet” hamlesini Türkiye yer mi?
Yemez!
O halde bu bahsi uzatmanın da bir mânâsı yok!
ABD, İRAN REJİMİNİ NEDEN DESTEKLİYOR?
Belki yüz defa yazdık, yine yazalım!
İran yoksa İsrail yok olur, İsrail yok ise İran rejimi de!
ABD'nin bölge için İsrail'e ihtiyacı var. Varlığını sürdürmek için de İsrail'in, İran ve ABD'ye…
Bu yıl içeresinde İran'da iki kez halk ayaklanması girişimi oldu. İran rejimi hemen sert bir şekilde bastırdı. ABD başta olmak üzere batının çıtı bile çıkmadı.
Şiiler bize karşı hasmane bir bakış sergilese bile biz, onlara kardeşlik ederiz. Çünkü inancımız nedeniyle ehli kıbleyi tekfir etmeyiz.
Bu yüzden İran halkı ile İran rejimini bir birinden ayırmak zorundayız!
ABD'nin İran'a yönelik ambargosuna gelince, bu ambargonun maksadı, İran rejimini güçlendirmek…
ABD'nin de, İsrail'in de bölge üzerinde üç arzusu var. Biri, İran rejimini ayakta tutmak, ikincisi, yolmaya devam ettikleri kümesteki kaz MbS'yi Suud'a kral yapmak, üçüncüsü ise Türkiye'yi dizginlemek!
Normal şartlarda cebinize para koyan, yularını da takar!
Bu kaide Körfez'de cebine para koyduğunun yularını kendi başına geçirme şeklinde çalışıyor.
Çünkü oturulan koltuklar hem meşru değil, hem de kan ve gözyaşı üzerinde yüzüyor.
Kaldı ki, koltuklara meşru yollarla değil, cebir ve batılı şeytanîlere kölelik yapmak şartı ile oturtulmuşsunuz.
İran da ise halk rejimden kahir ekseriyetle bîzar.
Fas'ta yaşamak için Paris'te vize bekleyen Humeyni'ye, Şah'ı feda eden batının ince bir hesabı olmasa buna izin verir miydi?
Verdiğine ve Müslümanları uzun bir süre bu rejimle oyaladığına göre, o zaman bilinmeyen ancak artık ifşa olmuş nedenleri var.
Üç beş ailenin kontrolündeki İran rejimi iktisaden ve siyaseten zor durumda!
Geçmiş ambargo tecrübesi göstermiştir ki, dış müdahaleler halkın rejimi savunmasına neden oluyor!
O halde iki kez ayaklanma teşebbüsü yaşanmış ülkede aynı yol neden denenmesin?
Hem ambargo koyuyorlar, hem de 8-10 ülkeye muafiyet tanıyorlar.
Bu yetmezmiş gibi nükleer faaliyetlere de izin veriyorlar.
Sonra da bütün bir dünya ile alay ediyorlar.
Yedik mi?
Hayır!