İngiltere Muhafazakâr Partisi'nin ‘AB'den çıkalım, egemenliğimizi AB'ye teslim etmeyelim, dış politikamıza AB karar veremez' vs. şeklinde bitmek bilmeyen bir söylemleri vardır. Bu bir ülkenin hakkı olmakla birlikte hem birliğe katılıp hem de bitmek tükenmek bilmez bir mızmızlanma durumu da tuhaftır. İngiliz film ve dizilerini seyrederken öğrendiğimiz bir şey varsa o da İngilizlerin statükoyu korumak için gerekirse düşmana bile bilgi sızdırıp rahatlıkla işbirliği yapabilecekleridir.
NATO'nun kuruluş nedenini ilk Genel Sekreteri Lord Hastings Ismay “Amerika'yı içeride, Rusya'yı dışarıda, Almanya'yı aşağıda tutmak” şeklinde özetlemişti. AB içinde İngiltere'nin desteklediği ABD'ciler ile Fransa'nın başını çektiği Avrupacılar arasında çekişme hiç bitmemiş ve bu çekişme 1966'da Fransa'nın NATO'nun askeri kanadından ayrılması ile sonuçlanmıştı. Bu çekişmeler ise Türkiye'ye 1960, 1972 ve 1980, 1997 darbeleri olarak yansımıştı. 2009 yılında ise aynı Fransa ABD'ci Sarkozy başkanlığında ittifakın askeri kanadına geri dönmüştü.
Benzer bir durum İngiltere'nin ortak para birimi Euro'ya katılmaması içinde söylenebilir. 29 Nisan tarihli “Finansal 11 Eylül eşiğinde para savaşları ve Panama belgeleri 2” başlıklı yazımızda İngiltere'nin durumunu şöyle özetlemiştik:
“Küresel sermayenin beyni ve komuta merkezi olan Londra'da yerleşik “The City” olarak anılan bölge son dönemde büyük tartışmaların konusu. Dünyada güç dengelerinin Batıdan Doğuya kaydığı bu dönemde “The City” bölgesinde yerleşik küresel sermayenin daha ne kadar burada Kraliçe ile ortaklığına devam edeceği meçhul durumda. Aslında günümüzde yaşanan en büyük savaş dünyada serseri bir mayın gibi dolaşan, savaşlar çıkaran, devletler yıkan ya da meydana çıkaran bu paranın ne olacağı. Kimi kontrol etme, kimi kendine çekme, kimi yok etme peşinde. Bu bağlamda Çin'in kendi para birimi Yuan'ı orta ve uzun vadede ABD Doları yerine geçirmeye çalıştığını herkes görmektedir. Bunu sağlamak amacıyla Çin'in hangi enstrümanları kullanacağı konusunda ise spekülasyonlar çoktur. Bu spekülasyonlardan biri de küresel sermayenin yeni merkezinin Çin ile anlaşarak o bölgeye geçeceği şeklindedir. Yine İngiltere'nin Avrupa Birliğinden çıkma yada birlikte kalma tartışmalarının aslında bu bağlamda değerlendirilmesi gerekmektedir.”
2008 finansal krizinin patlak vermesi ile sarsılan AB artık bu finans eşkıyalarının düzenleme altına alınmasını gündeme alınca İngiltere Muhafakâr Partisi AB'den çıkışı (Bretix) neredeyse seçim vaadi yapmış ve seçimler sonucunda iktidara gelmişti. Hâlbuki AB ile ticaret hep İngiltere lehine fazla veriyor, İngiltere'ye yapılan yatırımların yarısı AB ülkelerinden geliyordu. Ama İngiltere kara para ve dünya finans sistemi üzerinde kurulu hâkimiyeti üzerinde kontrol istemediği için herkesi tehdit ediyordu. Bu amaçla yandaş bulma arayışına çıktılar;
“Müslüman” olduğu ve Kur'an öğrenmeye başladığı dedikoduları yayılan Kraliyet ailesinin modern Lawrence'ı Prens Charles Suudi Arabistan'da kılıç kalkan oynadı (2014) Ama AB'den çıkması durumunda kimsenin İngiltere'nin yüzüne bakmayacağı mesajını almış olmalı ki daha sonraki yıllarda Suudi Arabistan merkezli ‘İslam Ordusu' kurulurken Londra'da devasa yatırımları olan Katar ülkesinde Türk üssü kuruyordu.
Bir sonraki yıl yani 2015'de bu kez Çin ile denediler Çin devlet başkanı 20 Ekim 2015 tarihinde İngiltere ziyaretinde Kraliçe ile kadeh tokuşturdu.
Ama Çin'de kara para, karanlık finans ve global sermayenin merkezi İngiltere'ye istediği vermemiş ya da ortaklık teklifini kabul etmemiş olacak ki ziyaretten yaklaşık 7 ay sonra İngiltere kraliçesi Çinlilerin Londra ziyaretleri sırasında çok kaba davrandıklarını kameralar karşısında söyleyiverdi.
Son olarak ise ABD başkanı Obama İngiltere'ye “aklınızı başınıza devşirin, oturun oturduğunuz yerde” deyince film koptu.
Mülteci meselesi ve finans krizi ile uğraşan Avrupa artık kapris çekmekten bıkıp İngiltere'ye özel bir statü filan vermeyeceklerini ve kibarca ne halin varsa gör mesajını da verince İngiltere kelimenin tam anlamıyla tutuştu.
Dün AB'den çıkma tehditleri savuran Başbakan Cameron ertesi gün İngiltere'nin birlikten çıkması durumunda 3. Dünya savaşı çıkacağından bahsetmeye ve Birlik'te kalmayı savunacağını söylemeye başladı.
Tabii bunda Panama belgelerinde off shore bankalarda parası olduğunun ortaya çıkması etkili oldu mu onu bilemeyeceğiz.
İşte İngiltere'nin Bretix hikâyesinin çok kısa özeti kabaca budur.
İNGİLTERE'YE HOLYWOOD ÜZERİNDEN UYARILAR
‘Kod adı Londra' ya da ‘Londra düştü'
Filmin konusu: İngiltere Başbakanının zamansız ölümü sonrasında, Teşkilat Başkanı Lynne Jacobs Londra'da düzenlenecek cenaze töreninde Banning'i Başkan Asher'ın (Aaron Eckhart) yakın koruması olarak görevlendirir. Dünyanın en güçlü liderlerinin katılacağı bu cenaze töreni, gelmiş geçmiş en yüksek güvenlik tedbirlerinin alındaığı bir organizasyona dönüşür ama liderlerin gelmeye başlamasından kısa bir süre sonra, Londra'da bombalar ardı ardına patlamaya başlar.
İsmi nedense “Kod adı Londra” olarak dilimize çevrilen gerçekte ise “Londra düştü” olan bu film, ülkemizde ve dünyada 4 Mart 2016 tarihinde vizyona girmişti. Filmin afişlerinden biri 1 Ekim'de istila başlayacak diyor.
Hâlbuki filmin açılışı Mart ayında oldu. Filmin afiş çalışmalarından birinin, bazı çevrelerce bu Ekim 2016'da çıkması beklenen finansal 11 Eylül ile aynı ayı işaret etmesi ilginç.
Burada son James Bond filmlerini de es geçmeyelim. Son iki filmden ilki olan Skyfall'da (tam çevirisi çöken gökyüzü) İngiliz emperyalizminin her yere ulaşan uzun kolu İngiliz dış istihbarat servisi MI6'in ünlü binası bombalı saldırıya uğrayarak kullanılamaz hâle geliyor.
Londra'da bulunan MI6 binası
Serinin en son filmi olan Spectre'da ise (Hortlak ya da ürküten şey) MI6 binası tamamen patlatılarak yerle bir ediliyor.
Son olarak dün AB'ye de ABD'den bir uyarı geldi ve bu yazın AB için çok sıcak geçeceği belli oldu. ABD Dışişleri Bakanlığı, bu yaz Avrupa'ya ve Avrupa'da seyahat edecek vatandaşlarını uyardı. Dışişleri Bakanlığı'nın resmi internet sitesinde ‘Avrupa seyahat uyarısı' başlığıyla yapılan açıklamada, Avrupa'nın genelinde muhtemel terör saldırılarına karşı ABD vatandaşları uyarılırken, büyük organizasyonlarda, restoranlarda, toplu taşıma araçlarında, alışveriş merkezlerinde ve turistik alanlarda dikkatli olunması gerektiği belirtildi.
TÜRKİYE'NİN AB (ALMANYA) İNGİLTERE ÇATIŞMASINDA TAHTERAVALLİ ROLÜ:
Uzun uzun anlatmak yerine Türkiye'nin bu iki kanat arasında ki önemini haber fotoğraflarıyla gösterelim.
YIL 2011
Türkiye Cumhurbaşkanı İngiltere kraliçesi ile yemekte iken Almanya meclis bir yanlış yaptık etme, özür dileriz telaşıyla saygı duruşunda.
2016
2016
Medyamızda saf saf İngiltere şok oldu diye çevrilen “shock and awe” ifadesi aslında “ani ve acımasız bir biçimde saldırarak düşmanı etkisiz hale getirmek” anlamına gelir. Daily Mail gazetesinde haberin veriliş tarzı ise atlanmış;
“Ani ve acımasızca düşmanı etkisiz hale getirme. ABD ve İngiliz askerleri Türk ordusu ile birlikte hava, kara ve denizde büyük bir tatbikat yaptı.”
Katılan diğer ülkeler haberin dördüncü satırında ancak yer bulabilmiş.
Basınımızın tek kaynaktan beslendiğinin, ne kadar kolay manüple edilebileceğinin, haberleri derinlemesine anlayamadığının açık ifadesi olan aynı sunuş tarzı bütün haber sitelerinde mevcuttur.
İNGİLİZ SİSTEMİ NE YAPACAĞINI HALKA SORACAK DEĞİL
Bu arada İngiltere'de 23 Haziran da yapılacak olan AB referandumu sonucu ne olur derseniz? Endişe etmeyin. İngiliz sistemi ne yapacağını halka soracak değil. Tabii ki AB'de kalacaklar.
Dışarıdan çok güçlü bir şekilde halkın fikrini değiştirecek “ani ve acımasız” bir müdahale olmaz ise tabii…