Herkesi okutma, ve feminizm belası insanlığı kıyamete sürüklüyor. Ahmaklaşan insanlık kendi kendine soykırım uyguluyor. Türkiye ise üç çocuk kampanyalarına rağmen çocuk sayısız hızla düşüyor ve durum oldukça riskli...
Güney Kore 136 milyar dolar harcadı ancak doğum oranı savaş döneminin altına indi
Güney Kore'de, hükümetin aileleri çocuk sahibi olmaya teşvik etmek için uyguladığı programa 12 yılda 136 milyar dolar aktarmasına rağmen, doğurganlık oranının bu yıl sonunda ülke tarihinin en düşük düzeyine inmesi bekleniyor.
Ulusal Seul Üniversitesi'nin derlediği verilere göre, bu yıl içinde doğurganlık oranı, savaş dönemindeki seviyenin de altına inerek çocuk yapabilecek yaştaki kadın başına 0.96'ya düşecek.
Aynı üniversiteden ekonomi profesörü Lee Chul-hee bu durumun, emeklilerin finansmanında sıkıntıya yol açacağı için sosyal güvenlik ve sağlık sisteminde ciddi bir baskı oluşturacağını söyledi.
Lee, doğurganlık oranının azalmasının olası psikolojik etkilerine de dikkat çekerek "Yeni oran, Kore halkı arasında kesinlikle şoka neden olacak. İdeal kabul edilen çocuk yapma sayısı daha da aşağı düşecek" dedi.
Doğumların azalması nedeniyle, okullardaki öğrenci sayısının kademeli olarak azalacağı ve Güney Koreli erkekler için askerliğin zorunlu olmasına rağmen, ordunun asker bulmakta zorlanacağı belirtiliyor.
'Sorun evde ve iş yerinde eşit lik olmamasından kaynaklanıyor'
Birleşmiş Milletler verilerine göre, zengin ülkelerde eğilim, az çocuk yapma yönünde. Ancak Güney Kore'de bu eğilimin çok belirgin olması endişe kaynağı.
Doğum oranının düşük olması, son derece ataerkil bir toplum olan Güney Kore'de kadının statüsü, kadınların iş bulmasının zorlaşması ve ev fiyatlarının artmasıyla ilişkilendiriliyor.
Birçok kadın işte terfi alamayacağı ve ayrımcılığa uğrayacağı korkusuyla geç evlenip, geç bebek sahibi oluyor.
Kadınların ortalama evlenme yaşı 30.2
Aile ve Eşitlik Bakanlığı'nın verilerine göre kadınlar için 1990'da 24.8 olan ortalama evlenme yaşı 30,2'ye çıktı.
Günümüzde Güney Koreli kadınlar ilk bebeklerini ortalama olarak 31.6 yaşında doğuruyor.
Mart'ta yayımlanan yeni bir araştırmaya göre, 32 yaşından sonra çocuk sahibi olan kadınların ikinci kez doğum yapma ihtimali düşük.
Güney Kore'nin doğum oranı 1960'lardan beri düşüyor.
1950-53 yılları arasındaki doğum patlamasından sonra hükümet kadınları en az iki çocuk sahibi olmaya yönelik bir program başlattı.
2006-2018 yılları arasında bu programa 153 trilyon won (Yaklaşık 136 milyar dolar) harcandı. Program beş yaşına kadar çocuklara ücretsiz bakım sağlanması, hamile kadınlara para yardımı yapılması ve gençlik kulüplerinin desteklenmesi gibi teşvikleri içeriyor.
'Felaket seviyesine yaklaşıyoruz'
Guardian gazetesine konuşan Ulusal Seul Üniversitesi Sosyal Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Lee Bong-joo, "Feleket seviyesine yaklaşıyoruz" dedi ve 'hükümetin kadınları evde ve iş yerinde eşit kılmaya odaklanması gerektiğini' söyledi.
51 milyon nüfuslu ülkede geçen yıl toplam 357 bin bebek dünyaya geldi. 10 yıl önce doğan bebek sayısı 493 bindi. Doğurganlık oranı artmaya başlasa bile, çocuk yapabilecek kadın nüfusun sayısı azalacağı için bunun etkisinin sınırlı olacağı öne sürülüyor.
Birleşmiş Milletler'e göre, 2100 yılına kadar dünya genelinde doğurganlık oranı kadın başına 2 doğum olacak. Sürdürülebilir oran kadın başına 2.1 doğum olarak kabul ediliyor.
Güney Avrupa'da çocuk doğurmayan kadın sayısında büyük artış
Fransa Ulusal Demografi Çalışmaları Enstitüsü'nün raporuna göre, Güney Avrupa ülkelerinde şu an 40'lı yaşlarında olan kadınların yaklaşık dörtte biri çocuk sahibi değil. Bu ülkelerin başında Yunanistan, İspanya ve İtalya geliyor.
"Çocuksuzluk oranı" Kuzey Avrupa'da yüzde 15, Batı Avrupa'da ise yüzde 18 civarında.
Doğurganlıktaki düşüşün başlıca nedenleri arasında evlilik yaşının artması, belirsiz iş piyasası ve aile dostu olmayan istihdam koşulları gösteriliyor.
Raporda "yüksek işsizlik, yetersiz aile politikaları, iş hayatında cinsiyetler arasındaki eşitsizlik" düşüşün önemli faktörleri olarak sıralanıyor.
Rapora göre yaklaşık 100 yıl önce de doğurganlık oranı aynı seviyelerdeydi ancak bunun nedenleri bugünkünden farklı.
1900'lerin ilk yıllarında doğmuş olan kadınların yaklaşık yüzde 20'si, 1. Dünya Savaşı'nda çok sayıda erkeğin hayatını kaybetmesi, genç erkeklerin çalışmak için başka ülkelere göç etmesi ve 1929 Dünya Ekonomik Bunalımı nedenleriyle çocuk sahibi olamadı.
Batı Avrupa'da 1968 yılında doğmuş kadınlar arasında doğurganlık oranının en düşük olduğu ülkeler ise Avusturya, Almanya ve İsviçre.
Bulgaristan, Çek Cumhuriyeti ve Rusya'da ise komünizmin sona ermesinin ardından (1989-90) doğum oranı, Avrupa'nın geri kalanına kıyasla yükseldi.
Raporda "Ekonomik ve kültürel eğilimler, batıda 1940'lardan, doğuda ise 1960'lardan sonra doğan kişileri çocuk sahibi olma fikrinden uzaklaştırdı" denildi.
Raporda Güney, Orta ve Doğu Avrupa'da çocuksuzluk oranının gelecek yıllarda daha da artacağı öngörüsünde bulunuldu.
Bulgaristan neden nüfusu en hızlı azalan ülke oldu?
1990'lardan beri nüfusunun beşte birini kaybeden Bulgaristan'ın, nüfusu en hızlı azalan ülke olması bekleniyor. Peki geride kalanlar için bunun nasıl etkileri var?
Bulgaristan'ın batısındaki Pernik'in köylerinde eşine az rastlanır biriyle karşılaşıyorum: Stoyan Evtimov. Onu özel kılan geleneksel kıyafeti değil, 30'lu yaşlarında köyde yaşaması.
"Birlikte büyüdüğüm arkadaşlarımın tümü çoktan buraları terk etti" diyor.
Çoğu genç Bulgar gibi, onlar da çalışmak için kentlere ve kasabalara gitmişler.
AVRUPA'NIN GELECEĞİ YOK
Çocuk yapmayı teşvik eden en sıra dışı uygulamalar
Dünya Bankası'nın verilerine göre, birçok Avrupa ve Doğu Asya ülkesinde doğum oranları keskin şekilde düşüyor.
Genç nüfus ve toplam nüfuslarının azalmasından endişe eden birçok ülke farklı teşvik yöntemleriyle, doğum oranını artırmak için çaba harcıyor. Bazen hükümet, bazen de özel şirketler devreye giriyor.
Fransa Ulusal Demografi Çalışmaları Enstitüsü'nün 2017 raporuna göre, "çocuksuzluk oranı" Kuzey Avrupa'da yüzde 15, Batı Avrupa'da ise yüzde 18 civarında.
Örneğin Türkiye'de, çiftlere ilk çocukta 300, ikinci çocukta 400, üçüncü çocukta 600 lira ödeme yapılmasını öngören "ilk altın devletten" düzenlemesi 2015'te hayata geçti.
Güney Kore'de ise hükümet, aileleri bebek sahibi olmaya özendirmek için 10 yıldır 70 milyar dolarlık bir teşvik programı uyguluyor. 51 milyon nüfuslu ülkede ilk kez, yeni doğan bebeklerin sayısı yılda 400 binin altına indi ancak yetkililer mücadeleyi sürdürecek gibi.
Peki dünyada çiftleri çocuk yapmaya özendirmeyi amaçlayan en yaratıcı uygulamalar neler?
DANİMARKA
2012 yılında anaokulları Danimarkalı ailelere bir teklifte bulundu:
"Biz çocuklarınıza iki saat daha bedava bakarız ama siz de gidin çocuk yapın."
2014'te ise daha iyi sonuç vereceği düşünülen bir uygulamaya geçildi. Bir tatil şirketinin reklam kampanyası, "Annen için yap", "Danimarka için yap" gibi sloganlarla çiftlere daha çok seks yapmaları için indirimli tatil fırsatları sunuyordu.
Rusya
2011'de Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin halkına bir söz verdi: Yaklaşık 40 milyar dolarlık bir programla doğum oranını artırmak.
Proje, yaz kamplarında seks için özel çadırlar, grup evlilikleri ve "Üç çocuk yapmak istiyorum" yazılı tişörtleri de kapsıyordu.
Bu arada Ulyanovsk bölgesinde, her ayın üçüncü haftasında bir günlük tatil veriliyor. "Gebelik Günü" diye adlandırılan izin günlerinde çiftler, sevişmeleri için evlerine gönderiliyor.
Çin
Çin, 1979'da Komünist Parti'nin getirdiği "tek çocuk politikası'"ile nüfus artışının önüne geçmek istiyordu. Ancak doğum oranı hızla düşmeye başladı.
Belki de Çin'in en dikkat çekici yöntemi, 2015 yılının sonunda bu köklü uygulamayı silip atmasıydı.
Bu değişiklik hızlı sonuç verdi. Çin'de doğum oranı 2016 yılında bir önceki yıla göre yüzde 7.9 artarak yaklaşık 18 milyona ulaştı.
Çin bu yıl yeni bir adımla, ikinci çocuğu yapmaları halinde çiftlere para desteği vermeyi gözden geçiriyor.
Singapur
Singapur hükümetinin buluşu ise "aşk teknesi" oldu.
Times gazetesinin haberine göre, bir dönem çiftlere "iki çocukta durun" çağrısı yapan hükümet, geçtiğimiz yıllarda cinsel ilişki danışmanları ile doğurganlık eğitimi gibi tatil aktiviteleri sağlamaya başladı. Ayrıca ülkedeki anne-babalara, ilk ve ikinci çocukları için 8 bin dolar, daha fazla çocuk için de 10 bin dolar veriliyor.
2012 yılında ise, Singapurlu yetkililer şekerleme üreticisi Mentos'la işbirliği yaparak bir rap şarkısı üzerinden kampanya yürütme kararı aldı.
Şarkının sözlerinde, "Ben vatansever bir kocayım, ben vatansever bir kadınım, yurttaşlık görevimizi yapıp bir yaşam üretelim" ifadeleri kullanılıyordu.
Japonya
Japonya'da geçen yıl doğan çocuk sayısı ilk defa bir milyonun altına düştü. Japonya hükümetinin müdahalesi, elbette robotları da içeriyordu. Önce 2010'da Yotaro adlı bir "bebek robot", geçen yıl da avuç içi büyüklüğündeki Kirobo Mini robotlar ortaya çıktı.
Bu robotlar, gıdıklanınca gülüyor, ağlıyor, bebek gibi göz kırpıyor ve ses çıkarıyorlardı. Amaç, çiftleri bebek fikrine alıştırmak ve bir "duygusal bağ" kurarak kendi bebeklerini yapmalarına özendirmekti.
Küba
ABD'de yayınlanan Washington Post gazetesinin haberine göre, nüfusun yaklaşık beşte birinin 60 yaşında ya da daha büyük olduğu Küba'da, yeni doğan bebeklerin büyükanne ve büyükbabalarına da ücretli izin veriliyor.
Finlandiya
Finlandiya'da yeni anne-baba olan çiftlere "annelik paketi" ile destek veriliyor. Sadece Finlandiya sosyal güvenlik sistemi kapsamında çiftlere veriliyor. Yaklaşık 50 farklı eşyanın olduğu büyük bir kutuda, bebek kıyafetleri, pijamalar, kitaplar, bakım ürünleri ve oyuncaklar gibi temel ihtiyaçlar bulunuyor.
Kutudaki her şeyin rengi ve kalitesi aynı. Bu yöntem ile amaçlanan ise eşitliğin sağlanması.
BBC
Erkek rızık peşinde koşmalı. Kadın ardından gelmeli. Kadın erkeği yoksa doğurmaz. Doğurursa teselli niyetine. Türkiye'de herşeyin çivisi çıkmış . Ülkemizdeki nüfus artışı için yapılan çaba dostlar alışverişte görsün misali. Tapınakçılar dünya nüfusunu 450 milyonda tutacaklar. Her erkeğe baba hakkı vermeyecekler. Tohum bankaları....