Her şeyin bir mevsimi var, Gül'ün de… O mevsim geçti mi, istediğinizi elde edemezsiniz. ‘Seracılık gelişti, topraksız üretim yapılıyor' diyorsanız, işte orada durmalısınız.
Adnan Menderes Üniversitesi'ne konferansa gitmiştim. Rektör beyin odasında bir işadamı ile tanıştık. Doğu illerimizden buraya gelmiş bir ağa.
Bataklığı kurutup, sera kurduğunu anlatmıştı. Domates yetiştiriyormuş. Domates yemeye davet etti.
Davetini reddedip, o domateslerin yenmeyeceğini anlattım, şaşırdı ve gözleri fal taşı gibi açıldı.
‘Neden' diye sordu.
‘Sizin üretiminizde toprak yok. Dolayısıyla tabii besin yok, fıtrata aykırı üretim var. Domatesin topraktan alacağı mineral ve vitaminleri, makinaların karmaşık proseslerindeki sentetik kimyasalların karılıp su aracılığıyla bitkiye verilmesinden ibaret bir üretimden elde edilen bir domatesi aklı başında biri yemez…' diye devam eden izah karşısında şaşkına dönmüştü.
Aynısı siyaset için de geçerli…
Şayet tabanınız yoksa, toplum vicdanında bir yer edinmemişseniz, ağzınızla kuş tutsanız mevsimlik çiçekten farkınız olmaz. Açmadan soldururlar adamı.
Dökme suyla dönmeyen değirmene dönersiniz.
Kraliçe de beslese, ardınızda Rothschild, Rockefeller ya da içerideki uzantıları da dursa olmaz.
Hatta bütün dünya sizi pazarlama yarışına girse de artık bu ülkede olmaz oğlu olmazdan öte bir şey olamazsınız.
Hele ki millet rüzgârına karşı hareket etmeye kalkarsanız ciğerleriniz patlar.
Bir de bakmışsınız, Erdoğan'dan yüz bulamadığı için etrafınızda toplanıp saz çalanlar, gaz verenler bile kalmamış.
Şayet mevsimsiz açmaya kalkarsanız bir yağmur tanesi, küçücük bir rüzgâr, yağacak bir dolu, yenmiş ekine çevirir adamı.
Bütün gerçeklere rağmen karınızın intifada hırsına yenik düşerseniz, acaba dağa kar yağar, ülkeye çığ düşer, bir itfaiyeciye ihtiyaç duyulur da, beni memur ederler mi diye bekler durursunuz.
Fakat unutmayın, kar yağsa, çığ düşse bile yangından evinizi sağlam kurtaran bir itfaiye operasyonu hiç görülmemiştir.
Sıkarlar köpüğü boğulursunuz. Kalan eşyanız da kullanılamaz hale gelir.
Ama siz illa da, ‘köpük veya su sıkan ben olacağım' diyorsanız o başka.
Kaldı ki mevsim, Gül mevsimi değil. Ayrıca solgun Güller dekorluktur. Kraliçe bile eski Güllerle ilgilenmez. Hani umanlar varsa diye...
BİR KAYSERLİ FIKRASI
Kayserili bir çocuk babasına: Baba, bana 50 lira verir misin?
Baba: Ne 50 lirası, 20 lira neyine yetmiyor, al 5 lira...
Çocuk: Sağ ol baba, zaten bana 2 lira lazımdı…
Baba: Sahte para vermesek kandıracaktı bizi köftehor!
Genel seçimden önce belediye seçimleri var, unutulmasın. Orada yaşanacak bir hezimet olayları farklı bir boyuta sürükleyebilir.İstanbul'un elden gitme ihtimali çok fazla.
Selamün Aleyküm Üstadım, Allah sizden razı olsun.
Helal üstadım ağzına diline kalemine sağlık
Nefis kazancı için başlatılan intifada insana hayır getirmez...intifada toplum kazancı için olmalıdır....hele de bu intifadayı başlatan sebep körü körüne bir duygusallık ise.....aynı şeyleri düşünen bir Kayserili olarak düşüncelerimize tercüman olmuşsunuz... birliğe ,beraberliğe, kardeşliğe halel getirecek her girişim toplumun vicdanında karşılığını bulacaktır....