Dünyanın en meşhur dergilerinden olan Time, son sayısının kapağını Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Putin, Macaristan Başbakanı Victor Orban ve Filipinler Devlet Başkanı Rodrigo Duterte'ye ayırdı ve bu liderleri “diktatör” (strongman) olarak ilan etti.
Amerika'nın şımarık dergisi iftirasını, Erdoğan'ın 2003'den bu yana iktidarda olmasına bağladı.
Muhafazakâr dindar seçmenden aldığı güç ile seküler seçkinlerin yani dinsizlerin egemenliğine meydan okuyarak, Türkiye'nin siyasal sistemini değiştirdiğini belirttiği Erdoğan'ın, 2016'daki başarısız bir askeri darbeyi bahane ederek muhaliflerini hedeflediğini, hukukun üstünlüğünü askıya aldığını, kendi “derin devlet”ini kurduğunu, çok sayıda gazeteciyi de hapsettiğini iddia etti.
Aslına bakarsanız, Time'in sahiplerinin rahatsızlığı bizim açımızdan memnuniyet verici sayılmalı. Zira yaptıklarımız düşmanlarımızı huzursuz etmiş. Ne güzel…
Türkiye'de bir askeri darbe girişimi olmadı, aksine başta NATO, CIA, BND, MI6 ve MOSSAD destekli iş savaş, işgal ve infaz hamlesi, 15 Temmuz gecesi, Allah'ın izniyle millet tarafından bertaraf edildi.
Türkiye'de hukukun üstünlüğü askıya alınmadı, aksine Kemalistler ve FETÖ'cülerin askıya aldığı hukuk yeniden tesis edilmeye çalışılıyor.
Time'in “seküler seçkinler” olarak nitelediği, halk tabiriyle “din düşmanı” kesimler ise, Türkiye'nin gelişmesinden, İslam'ın yeniden bu memleketin aslî unsuru olmasından rahatsız olan batının kuklası, azgın bir azınlık.
“Erdoğan kendi derin devletini inşa ediyor” iddiası bile batıyı tedirgin ettiğine göre, bu gerçek olsa akılları başlarından gideceği kesin. Erdoğan tek başına bunu yapabilir mi? Günümüz Türkiye'sinde bu mümkün değil.
Şayet öyle olsaydı, ne 15 Temmuz olurdu, ne de 15 Temmuz sonrası yaşanan sıkıntılar meydana gelirdi.
Time'in Putin, Duterte ve Orban hakkındaki iddiaları, Erdoğan'ınkinden pek de farklı değil.
Müslümanlara da karşı olan Orban'dan duyulan rahatsızlık, Yahudi spekülatör Soros'u Macaristan'dan kovmuş olması. Bu da, Soros'u liberal batı demokrasisinin savunucusu ilan eden Time'i hayli acıtmış...
Filipinler'de sokak cinayetleri dalgası ile uyuşturucu ticaretini engellemek için Devlet Başkanı Rodrigo Duterte'nin uyuşturucu ticareti yapanların öldürülmeleri emri de, Time'ı dolayısıyla da uyuşturucudan nemalanan batıyı rahatsız etmiş. Bu da Duterte'nin “diktatör” sayılmasına yetmiş.
“Diktatör” olarak tanımlanan Putin ise Suriye'de işlediği veya işlenmesine yardım ettiği cinayetlerle değil, Kırım'ı işgal ve ilhak etmesi nedeniyle...
KİM BU TIME?
Time, 1923'de Briton Hadden ve Henry Robinson Luce tarafından kurulur. Hadden bir yıl sonra ölünce, Time'a, Yahudi JP Morgan ortak olarak katılır. Ortaklar, ardından Fortune dergisini yayınlamaya başlar.
1990'da ise kendini ateist ve agnostik olarak tanımlayan Ted Turner'a geçer. Dünyada gerektiğinden fazla insan olduğunu belirten ve “225 milyon insandan oluşan bir dünya kurguluyoruz” diyen Turner, aynı zamanda CNN ve TNN gibi televizyonların da sahibi.
Bipolar bozukluk ve disleksi hastalığı olan sapık Turner, 3 milyon satan Time dergisini, geçtiğimiz kasım ayında Meredith Corp.'e 2 milyar 800 milyon dolara satar.
İŞİN İÇİNDE KOCH'LAR DA VAR!
Edward Felsenthal'ın genel yayın yönetmenliğini yaptığı Time'ın satın alınmasına, ABD'nin en zengin kişileri arasında yer alan Charles De Ganahl Koch ve David Hamilton Koch kardeşler finans desteği sağlar.
Amerikan'ın Koçlarının Meredith Corp.'a Time'ı satın alması şartı ile sağladığı finansın miktarı tam 650 milyon dolar.
Bu bize 1979'da Milliyet'in Aydın Doğan'a satılması sırasındaki Koç desteğini hatırlatıyor.
Amerikan'ın Koçlarının desteği ile Meredith'in satın aldığı dergi sadece Time değil, gruba ait Fortune, Sports Illustrated, People ve Entertainment Weekly gibi meşhur dergilerdir. Aslında Time grubuna ait dergilerin hepsi demek daha doğru...
Amerikan toplumunun pek de sevmediği Koç kardeşler, petrolden kimyevî ürünlere, kâğıt havludan gübreye, enerji boru hatlarından ağaç ürünlerine uzanan hemen her sektörde yer alıyor.
Koch'lar, 2013 yılında LA Times ve Chicago Tribune gazetelerini de satın almak istemiş, ancak gazetelerin okurlarının protestoları yüzünden alamazlar.
Medyaya direkt giremeyen Amerikan'ın Koçları, bizdeki örnekler gibi kurnazlıkla Meredith'in taşeronluğunda girmiş olur.
İşte bu karmaşık ilişki ağının sahip olduğu gâvurun Time'ı, mazlumların duasını alan Erdoğan'a “diktatör” diyor.
Neden acaba?
Gâvuroğlu frenklere uşaklık etmediği için değilse ne için acaba?