1. Uluslararası Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Kongresi'nde konuşan Emine Erdoğan, 'Ne yazık ki tüm dünyada ilaç endüstrisi, tıp mesleğini kontrolüne almış durumdadır' dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı himayelerinde, Sağlık Bakanlığı, Dünya Sağlık Örgütü ve Sağlık Bilimleri Üniversitesi iş birliğiyle hayata geçirilen "1. Uluslararası Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Kongresi"nde konuştu.
Emine Erdoğan, "Geleneksel ve tamamlayıcı tıp, modern tıbbın alternatifi değil, tamamlayıcısıdır. Tıp ilmi, insanlık tarihiyle yaşıttır. Sorun modern tıbbın geçmişle bağlarını kopararak, bu birikimi yok sayması ve insanın ruh ve beden bütünlüğünü gözardı etmesidir" dedi.
Erdoğan, geleneksel ve tamamlayıcı tıbbın son yıllarda önemi fark edilen bir konu olduğuna işaret ederek, ancak aynı zamanda tartışmalı ve gerilimli bir mesele olduğuna da vurgu yaptı.
'SÖMÜRGECİ BİR ANLAYIŞ'
Çin, Hint ve İslam medeniyetini yok sayarak bir dünya tarihi yazmak ne kadar eksikse, buradaki insanlık tecrübesini yok sayarak, bir bilim inşa etmenin de o kadar eksik olduğunu aktaran Erdoğan "Ne yazık ki sömürgeci anlayış, milletlerin geleceğine yön vermenin yolunu geçmişlerini yok etmek olarak görmüş, milletlere yapay tarihler inşa etmiştir. Yerel zenginlikleri yok sayarak, geleneği itibarsızlaştırmıştır. Pozitivist bakış, hayatımızdan aşkı, hikmeti, vicdanı çekip almıştır. Bu kongre medeniyetler arasındaki hiyerarşiyi ortadan kaldırma, insanlık tarihini bir bütün olarak algılama felsefesine dayanmaktadır. Hipokrat ile İbn-i Sina'yı, Aristo ile Konfüçyüs'ü birlikte anlama çabasıdır" diye konuştu.
Erdoğan, geleneksel ve tamamlayıcı tıp uygulamaları alanında araştırma enstitüsü bulunan ülke sayısının 1999'da 19 iken, 2012'de 73'e çıktığını, Türkiye'de de son yıllarda önemli gelişmeler kaydedildiğini aktardı.
'ÖNYARGILARI KIRMALIYIZ'
Geleneksel tıp alanına bilimsel temel kazandırmanın zaruri olduğunu belirten Erdoğan, "Bilim insanlarımız bu konuya ön yargısız yaklaşmalı, yetkililerimiz suiistimalleri önlemelidir, iş adamlarımız bu alana yatırım yapmalı, modern tesisler açmalıdır. Roma döneminden kalma hamamları, tertemiz havası ve şifalı sularıyla ülkemiz, yurtdışındaki sağlık turizmi ile rekabet edebilecek altyapıya sahiptir" dedi.
Erdoğan, medyanın da konuyu bilinçli ele alması gerektiğine işaret ederek şöyle devam etti: "Şifa bizim yediğimiz temiz gıdalarda, yaptığımız sporda, kimyasallardan uzak durmamızdadır.
Çocuklarımızı normal doğumun mucizevi kazanımlarından mahrum etmemektir, GDO'suz tohumda, anne sütündedir, ruh ve beden bütünlüğümüzü gözeterek yaşamaktadır. Bu sanatı ne kadar içselleştirirsek hastalıklardan o kadar korunur, bağışıklık sistemi güçlü bireyler oluruz."