Baki Murat

Dünyanın rengine kanan cahillerden pervasız cehalete…

11.03.2019 00:04:30

“Cahil ile sohbet etmek güçtür bilene

Çünkü cahil ne gelirse söyler diline…”

Söz cahilliğe bir yergi mi?

Cahilliğin vahametine dikkat çekme mi?

Yoksa Arif olana toy olanla yolculuğun zorluğunu ve gereken sabrı hatırlatma mı?

Veya cahilliğin hayatta her an başa gelebileceğine kibar bir vurgu mu?

Çılgıncasına ahkam kesmelerin at koşturduğu zamanlarda insanın cahilliği kabul edeceği edepte hızla azalıyor.  

Oysa Sokrates'in “Bildiğim bir şey varsa o da hiçbir şey bilmediğimdir” alçakgönüllülüğü insanın her an cahil duruma düşeceğinin teyidi değil mi?

Ya da hiç kuruntu yapmadan Neşet Usta “Cahildim dünyanın rengine kandım” derken, insanın cahil zamanları yaşamasının olağan olduğunu söylemeye çalışmıyor mu?

Cahilliğini tevehhüm etmeden kabullenebilen alçakgönüllülük zır cahilken dahi bilmediğini itiraf edemeyen kompleksli bir cehalete dönüştü nicedir.

Bilgisinin, görgüsünün, dilinin, yaşının, başının, aklının, adabının yetersiz olduğunu düşünen kaç kişi var etrafta?

Hadsizliğin dibini görenlerin çoğaldığı bir devirde cahilliği kabul edeni bulmak kolay mı?

Kör döğüşüne dönüşen egolar ve kibirler kavgasında herhangi bir hususta çok kimsenin gocunmadan ‘bilmiyorum' diyemediği bihuş bir zamanı yaşıyor memleket.

Avuç içi kadar bir telefona doluşan dünyanın çalımıyla ‘duymadım' ya da ‘araştırayım' diyenler hızla kaybolup gidiyor.

Televizyon programlarına bakın…

Herkes uzmanlık alanı olsun olmasın her konuda kanaat önderi kesilmiş durumda.

Böyle davranıldığında her konuda akıl danesi olunmadığına takılan yok.

Ya da alim, dahi, arif, müdrik, mümeyyiz görünmek ile olmak arasında dünya kadar fark olduğuna.

Erdemden yoksun bilgili görünmeye çalışan cehalet virüs gibi yayılıyor.

Kimi paranın...

Kimi şanın, şöhretin...

Kimi makamın, diplomanın...

Kimi pervasızlığın…

Kimi aymazlığın, arsızlığın…

Kimi şımarıklığın, ukalalığın…

Kimi ise etrafında pervane olduğu nüfusun gücüyle akıl kethüdası kesildiği için cahillik ne Sokrates ne de Neşet Usta misali kimsenin gönül hanesine düşmüyor artık.

Hazin bir durum bu.

Cahil görünmeyeyim diye çabalayan insan cehaleti artırıyor.

* * *

Bu yüzden “Cahil ile sohbet etmek güçtür bilene” denilirken söylenmek istenen başka bir şey olmalı.

Cahilliği yermekten çok Arifliğin meşakkatli bir uğraş olduğunu dillendirmek olabilir mesela.

Öyle ya Arif olan her diline geleni söyleyen toya, cahile ‘öğretmek' için sabır göstermez ise aklın yolunu bulanları çoğaltmak mümkün olabilir mi?

Ya da insan cahilliğini kabul etmez ise Arifliğin ışıltısı nasıl düşecek aklın üzerine?

Veya Ariflik ile cahillik arasındaki uzun ve meşakkatli yolculuk o yola girmeye meyilli olanların gözünde nasıl değerlenecek?

Cahilliğin kabul görmemesi her şeyin başında içtimai irtibat eksikliği oysa.

Günümüzün deyişiyle insan cahilliğini kabullenmedikçe ilim ile olan iletişimi koparıyor.

Mevzuya vakıf olmak, meselenin merkezinde kalmak veya sorunun kaynağına ulaşmak için gereken sabrı gösteremeyen insanların çoğalması da bundan.

Hz. Ali'nin “İlim bir noktadır, bu noktayı cehalet çoğaltır” kelamındaki gibi günümüz insanı nokta olmayı becerememekten mustarip.

Cahilliği gocunmadan kabul etmeyen ya da bilmemenin olağan olduğunu kabul etmeyen herkes ilim noktasını deforme ediyor.

* * *

Sorun cahilliğin tanımlanmasından da kaynaklanıyor.

Cahilliği yeterli bilgisi olmayan, deneyimsiz, genç, toy, olmamış anlamlarından çok sürekli tahsil ile ilişkilendirip ‘öğrenim görmemiş' sınırlarına mahkûmiyet sorun oluşturuyor.

Oysa eskilerde insan;

Had bilmek…

Adaba uymak…

Kelamın derinliğine varmak…

Fikre, görgüye, deneyime itibar etmek…

Ağır olmak…

Olgunlaşmak…

Sözün erdemine vakıf olmak…

Hayatın sırrına ermek…

Yani hamdan olmaya uzanan hicret için daha başında ‘boş' ya da ‘cahil' olmayı kabul etmenin şart olduğunu bilirdi.

Şimdi ise cahilliğinden gocunanlar sahip oldukları dünya mallarıyla palazlanıp, güçlendikçe pervasız gevezelik Ariflik sanılıyor.

İlim noktasına vakıf olamayan insan, gayri her kelamına ilmin cefasıyla değil dünya nimetlerine sahip olmanın tafrasıyla başlıyor.

İnsanın cahilliğini kabul etmesi erdem olmaktan çıktıkça onulmaz bir cehalet topluma daha hızlı nüfuz ediyor.

 

YORUM YAP