Avrupa Birliği'nden 'Kaşıkçı' açıklaması
Avrupa Birliği'nden yapılan açıklamada, "Kaşıkçı'nın ölümüyle iligili detaylar ve 1963 Viyana Konsolosuluk Sözleşmesi'nin şok edici şekilde ihlali çok endişe vericidir." denildi.
Avrupa Birliği (AB), Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın öldürülmesine ilişkin kapsamlı, güvenilir ve şeffaf soruşturma yapılmasını istedi.
AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini, yazılı açıklamasında birçok Avrupa kurum ve örgütüyle işi gereği yakın ilişkiler yürüten Suudi gazeteci Kaşıkçı'nın ölümünden dolayı büyük üzüntü duyduğunu ve yakınlarına başsağlığı dilediğini ifade etti.
AB'nin tüm dünyadaki gazetecilerin korunması ve basın özgürlüğünün sağlanması konusunda kararlı olduğunu belirten Mogherini, "Kaşıkçı'nın ölümüyle iligili detaylar ve 1963 Viyana Konsolosuluk Sözleşmesi'nin şok edici şekilde ihlali çok endişe vericidir." vurgusu yaptı.
Mogherini, olayın özellikle 1963 Viyana Konsolosuluk Sözleşmesi'nin "konsolosluğun bulunduğu ülkenin kanun ve düzenlemelerine saygı göstermesini" öngören 55'inci maddesini ihlal ettiğini kaydetti.
"Sorumlular hesap vermeli"
Kaşıkçı'nın anısının ve yakınlarının adaleti hak ettiğini vurgulayan Mogherini, "Kaşıkçı'nın öldürülmesine ilişkin kapsamlı, güvenilir ve şeffaf soruşturma devam etmeli, sorumluların hesap vermesi sağlanmalı." çağrısında bulundu.
Suudi Arabistan yönetimi, 2 Ekim'de İstanbul Başkonsolosluğuna girdikten sonra haber alınamayan Kaşıkçı'nın "konsolosluk binasında yaşanan arbede sonucunda öldüğünü" açıklamıştı.
Suudi Arabistan resmi haber ajansı SPA'da yer alan haberde, Suudi Arabistan Başsavcılığının yürüttüğü soruşturma neticesinde, Cemal Kaşıkçı'nın İstanbul Başkonsolosluğuna geldiği sırada burada bulunan "başka Suudi vatandaşlarla tartışmaya başladığı, tartışmanın arbedeye dönüştüğü ve bunun sonucunda Kaşıkçı'nın hayatını kaybettiği" iddia edilmişti.
Almanya'dan Suudi Arabistan'a kınama
Almanya, Kaşıkçı'nın öldürülmesi olayı ile ilgili olarak Suudi Arabistan'ı kınadı. Almanya'dan yapılan açıklamada, "Suudi Arabistan'dan ölümün arka planıyla ilgili saydamlık bekliyoruz" denildi.
Almanya Başbakanı Angela Merkel ve Dışişleri Bakanı Heiko Maas, Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın öldürülmesini şiddetle kınadıklarını ve Suudi Arabistan'dan ölümün arka planıyla ilgili saydamlık beklediklerini bildirdi.
Merkel ve Maas tarafından yapılan ortak yazılı açıklamada, "Cemal Kaşıkçı'nın şiddet kullanılarak öldürülmesinin teyit edilmesinin, üzüntüyle öğrenildiği" kaydedildi.
Kaygıları üzücü bir şekilde gerçekleşen Kaşıkçı'nın nişanlısı ile yakınlarına başsağlığı dileğinde bulunulan açıklamada, "Olayı şiddetle kınıyoruz. Suudi Arabistan'dan ölümün arka planıyla ilgili saydamlık bekliyoruz." ifadesi kullanıldı.
Sorumluların hesap vermesi gerektiği vurgulanan açıklamada, Suudi Arabistan'ın İstanbul Başkonsolosluğundan, olayın seyriyle ilgili verilen bilgilerin yetersiz olduğu belirtildi.
Almanya Başbakanı Merkel'den Kaşıkçı'nın öldürülmesine ilişkin açıklama
Almanya Başbakanı Merkel, Kaşıkçı'nın öldürülmesine ilişkin, "Hala hiç bir şey aydınlatılmadı. Elbette konunun tam olarak aydınlatılmasını talep ediyoruz” dedi.
Almanya Başbakanı Angela Merkel, Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın öldürüldüğünün açıklanmasının ardından, hala olayın tam olarak aydınlatılmadığını belirterek, bu konunun aydınlatılmasını talep ettiklerini söyledi.
Merkel, Hristiyan Demokrat Birlik Partisi'nin (CDU) Thüringen eyalet kongresinde yaptığı konuşmada, Cemal Kaşıkçı'nın öldürülmesi olayını "korkunç" olarak niteleyerek, "Hala hiçbir şey aydınlatılmadı. Elbette konunun tam olarak aydınlatılmasını talep ediyoruz.'' dedi.
Suudi Arabistan yönetimi, 2 Ekim'de İstanbul Başkonsolosluğuna girdikten sonra haber alınamayan Kaşıkçı'nın "konsolosluk binasında yaşanan arbede sonucunda öldüğünü" açıklamıştı.
Danimarka Başbakanı Rasmussen'den Kaşıkçı açıklaması
Danimarka Başbakanı Rasmussen, “(Kaşıkçı'nın öldürülmesi ile ilgili Suudi Arabistan tarafından yapılan açıklama) Olayla ilgili yaşananların tamamının anlatılmadığı gün gibi gerçek” dedi.
Danimarka Başbakanı Lars Lökke Rasmussen, Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın öldürülmesi ile ilgili gerçeklerin tamamının anlatılmadığını söyledi.
Danimarka Kamu Yayıncısı DR'ye açıklamalarda bulunan Rasmussen, "Olayla ilgili yaşananların tamamının anlatılmadığı gün gibi gerçek. Suudi Arabistan'ın yaptığı açıklama neler yaşandığını anlatsa da olayla ilgili soruşturmanın derinleştirilmesine ihtiyaç var." dedi.
Suudilerin, Cemal Kaşıkçı'nın kaybolmasıyla ilgili ilk yaptığı açıklama ile dün yaptığı açıklamanın çelişmesine işaret eden Rasmussen, "Suudiler ilk yaptıkları açıklamada, konsolosluk binasından canlı çıktığını söyleyip, ardından öldüğünü kabul etmesi, tüm gerçeklerin anlatılmadığına işaret ediyor. Bunun üzerinde yoğunlaşmamız gerekiyor." diye konuştu.
Kaşıkçı olayı
Suudi Arabistan yönetimi, 2 Ekim'de İstanbul Başkonsolosluğuna girdikten sonra haber alınamayan Kaşıkçı'nın "konsolosluk binasında yaşanan arbede sonucunda öldüğünü" açıklamıştı.
Suudi Arabistan resmi haber ajansı SPA'da yer alan haberde, Suudi Arabistan Başsavcılığının yürüttüğü soruşturma neticesinde, Cemal Kaşıkçı'nın İstanbul Başkonsolosluğuna geldiği sırada burada bulunan "başka Suudi vatandaşlarla tartışmaya başladığı, tartışmanın arbedeye dönüştüğü ve bunun sonucunda Kaşıkçı'nın hayatını kaybettiği" belirtilmişti.
Arap ülkelerinden 'Kaşıkçı olayında' Suudi Arabistan'a destek
Mısır, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Bahreyn, Filistin ve Yemen, Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın konsoloslukta öldürülmesinin ardından aldığı kararlarla ilgili Suudi Arabistan'a destek verdi.
Mısır Dışişleri Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada, Kaşıkçı davasındaki soruşturmaların ilk sonuçlarının memnuniyetle karşılandığı belirtildi. Açıklamada, Suudi Arabistan Kralı Selman bin Abdulaziz'in aldığı karar ve önlemlerin hukukun ilkelerine ve adaletin uygulanmasına uygun olduğu ifade edildi.
BAE haber ajansı WAM da Suudi Arabistan'ın açıklamasını desteklediğini ve Kral Selman'ın kararlarının övgüye değer olduğunu kaydetti.
Haberde Suudi Arabistan Kralının Kaşıkçı'nın öldürülmesi olayıyla ilgili aldığı kararlar övülürken, bu kararların adaletin tesis edilmesi ve gerçeklerin ortaya çıkarılmasını sağladığı aktarıldı.
Filistin haber ajansı WAFA ise Kral Selman ve Veliaht Prens Muhammed bin Selman liderliğindeki Suudi Arabistan'ın adalet ve ilke devleti olarak kalacağını kaydetti.
Yemen hükümeti de Kaşıkçı olayına karışanlardan hesap sorulacak olmasının, ülke içindeki ve dışındaki vatandaşlarının can güvenliğini önceleyen Suudi Arabistan kurumlarının ciddi ve sürekli takibini ve kamuoyuna gerçekleri bildirme konusundaki hassasiyetini yansıttığını dile getirdi.
Suudi Arabistan yönetimi, 2 Ekim'de İstanbul Başkonsolosluğuna girdikten sonra haber alınamayan Kaşıkçı'nın "konsolosluk binasında yaşanan arbede sonucunda öldüğünü" açıklamıştı.
Suudi Arabistan resmi haber ajansı SPA'da yer alan haberde, Suudi Arabistan Başsavcılığının yürüttüğü soruşturma neticesinde, Cemal Kaşıkçı'nın İstanbul Başkonsolosluğuna geldiği sırada burada bulunan "başka Suudi vatandaşlarla tartışmaya başladığı, tartışmanın arbedeye dönüştüğü ve bunun sonucunda Kaşıkçı'nın hayatını kaybettiği" belirtilmişti.
Suudi Arabistan'a destek açıklamaları sürüyor
Mısır, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Bahreyn, Filistin ve Yemen'in ardından Cibuti ile Arap kuruluşları da Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın öldürülmesi olayında aldığı kararlarla ilgili olarak Suudi Arabistan'a ve Kral Selman bin Abdulaziz'e destek mesajı verdi.
Suudi Arabistan haber ajansı SPA'ya göre Cibuti, Kral Selman'ın Kaşıkçı'nın öldürülmesi olayında gerçeklerin ortaya çıkarılması konusunda gösterdiği özeni övdü.
İslam İşbirliği Teşkilatı, olaya karışan 18 kişinin tutuklanmasıyla ilgili kararı memnuniyetle karşıladı.
Arap Parlamentosu da Suudi Arabistan Kralının, Kaşıkçı olayının sorumlularının yargılanması yönündeki kararından hoşnut olduğunu ifade etti.
Körfez İşbirliği Konseyi Genel Sekreteri Abdullatif ez-Zeyyani, Suudi Arabistan'ın aldığı kararların, kraliyetin gerçeklerin açığa kavuşturulması ve suçluların adalet karşısında hesap vermesi konusundaki kararlılığını gösterdiğini belirtti.
Suudi Arabistan yönetimi, 2 Ekim'de İstanbul Başkonsolosluğuna girdikten sonra haber alınamayan Kaşıkçı'nın "konsolosluk binasında yaşanan arbede sonucunda öldüğünü" açıklamıştı.
Suudi Arabistan resmi haber ajansı SPA'da yer alan haberde, Suudi Arabistan Başsavcılığının yürüttüğü soruşturma neticesinde, Cemal Kaşıkçı'nın İstanbul Başkonsolosluğuna geldiği sırada burada bulunan "başka Suudi vatandaşlarla tartışmaya başladığı, tartışmanın arbedeye dönüştüğü ve bunun sonucunda Kaşıkçı'nın hayatını kaybettiği" belirtilmişti.
Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın konsoloslukta öldürülmesi olayında ABD Başkanı Donald Trump, “Suudi Arabistan'ın avukatı gibi davranmakla” eleştiriliyor.
ABD'nin önde gelen dergilerinden The New Yorker'da Susan B. Glasser'in kaleme aldığı “Trump hiçbir şeyi beceremiyor: Başkan, Kaşıkçı olayında Suudi Arabistan'ın avukatı gibi davranıyor” başlıklı makalede, öldürüldüğü kesinleşen Cemal Kaşıkçı olayına karşı Trump'ın takındığı tutum değerlendirildi.
İstanbul'daki Suudi Başkonsolosluğuna girdikten sonra kendisinden haber alınamayan Kaşıkçı hakkındaki “hiç değişmeyen temel gerçeklerin” Suudi yönetimi ve Trump tarafından üç haftadır inkar edilmesi ile olayın uluslarası bir krize dönüştüğü belirtilen makalede, “Trump hiçbir zaman Kaşıkçı'nın muhtemel ölümünün açık gerçekliğini kabul etmedi ve böyle bir zamanda Amerikan başkanından beklendiği şekilde insan hakları ve özgürlük savunuculuğundan daha çok, şu an hala dünya kamuoyu önünde Suudilerin avukatı gibi davranmaya devam ediyor.” ifadesi kullanıldı.
"Bir adamın öldürülmesinden çok daha fazla bir olay”
Makalede, Suudiler tarafından cuma günü duyurulan "Kaşıkçı'nın konsoloslukta girdiği bir yumruk kavgasında öldüğü iddiası" ve Trump'ın bu iddiayı hemen inandırıcı bulduğunu açıklamasına rağmen tartışmaların bir süre daha yatışmayacağına dikkat çekilerek, “Trump'ın Suudi Arabistan'ın acımasız genç Veliaht Prensi Muhammed bin Selman'a ateşli bir şekilde kucak açmasından dolayı bu, tek bir adamın öldürülmesinden çok daha fazla bir olaydır.” ifadeleri kullanıldı.
Kaşıkçı olayının ABD'de daha çok tartışılacağı belirtilen makaleye şöyle devam edildi:
“Trump'ın tweetleri ve sürekli yorumları ile haber çevrimlerinin gittikçe kısaldığı bir zamanda Kaşıkçı olayı, ara seçim döneminde Washington'da en fazla gündemde kalan bir haber örgüsü olabilir. Bütün Ortadoğu stratejisinin merkezindeki müttefiki ile henüz ciddi bir kopuşun yaşanmadan bu kuşatmayı sonlandırmak için Trump yönetiminin başarısız kabadayıca ve hatalarla çıkış arayışına rağmen biz hala olayın üstündeyiz. Dünyada Amerikan liderliğinin sorgulandığı bir dönemde, Trump'ın buraya sığınma talebinde bulunan bir muhalifin acımasız cinayetine alaycı ve bönce bir tavır takınması dünyandaki kötü adamların neşelendirilmesine neden oluyor.”
"Suudi Arabistan ile ilişkilerimizde geç kalınan bir dönüm noktası”
Makalede, Trump'ın partisi Cumhuriyetçilerin içindeki Lindsey Graham ve Marco Rubio gibi senatörlerden bile Suudi Arabistan'ın cezalandırılması yönünde talepte bulunduğu belirtilerek, Suudi Arabistan'a karşı Amerikan politikasında açık bir şekilde kayma olduğunun altı çizildi.
Trump'ın kendi partisindeki aykırı seslerin yanında, Washington'da Suudi Arabistan lehine için çalışan lobi ve düşünce kuruluşlarında da gelen baskılar üzerine kopmalar yaşandığı kaydedilen makalede, bu kuruluşların Suudi parası ile Kaşıkçı arasında bir tercih yapmak durumunda oldukları vurgulandı.
İsmini vermek istemeyen bir lobicinin, “Biz bu adamın (Veliaht Prens) yalanları üzerine daha fazla devam edemeyiz. Bunun yolu yok. Bu çok açık, çok ürkütücü.” dediği yazıldı.
“Amerika'nın üstünde bir utanç lekesi olarak hatırlanacak”
Makalenin sonunda, “Suudi Arabistan'ın Cemal Kaşıkçı'ya yönelik saldırısı, sadece gaddar bir Orta Doğu monarşisinin bir muhalife karşı izole bir cinayeti olarak hatırlanmayacak. Donald Trump ve onun birkaç hafta süren oyalamalarından dolayı, Amerika'nın üstünde bir utanç lekesi olarak da hatırlanacak." ifadelerine yer verildi.
Suudi Arabistan yönetimi, 2 Ekim'de İstanbul Başkonsolosluğuna girdikten sonra haber alınamayan Kaşıkçı'nın "konsolosluk binasında yaşanan arbede sonucunda öldüğünü" açıklamıştı.
Suudi Arabistan resmi haber ajansı SPA'da yer alan haberde, Suudi Arabistan Başsavcılığının yürüttüğü soruşturma neticesinde, Cemal Kaşıkçı'nın İstanbul Başkonsolosluğuna geldiği sırada burada bulunan "başka Suudi vatandaşlarla tartışmaya başladığı, tartışmanın arbedeye dönüştüğü ve bunun sonucunda Kaşıkçı'nın hayatını kaybettiği" iddia edilmişti.