Din İşleri Yüksek Kurulu Üyesi Prof. Ahmet Yaman, İslam dünyasındaki 'Hilal görünmedi' tartışmasına ilişkin 'Güney Amerika'nın batı kıyılarından itibaren hilal görünmeye başlıyor. Dün akşam itibarıyla görülüyor. Görüldüğü zaman Türkiye'de saat 02.20 dolayısıyla henüz imsak başlamamış oluyor' dedi.
Din İşleri Yüksek Kurulu Üyesi ve Sözcüsü Prof. Dr. Ahmet Yaman, "Ramazan hilali görünmedi" tartışmaları ile ilgili, "Güney Amerika'nın batı kıyılarından itibaren hilal görünmeye başlıyor. Dün akşam itibarıyla görülüyor. Görüldüğü zaman Türkiye'de saat 02.20, dolayısıyla henüz imsak başlamamış oluyor." bilgisini aktardı.
AA muhabirine açıklamada bulunan Yaman, Diyanet İşleri Başkanlığının ramazan ayının başlangıcına ilişkin açıklamalarının hem İslam hukuku hem de astronomi ilmi bakımından bir temele oturduğunu vurguladı.
İslam hukukunda mezheplerin çoğunluğunun belirlediği içtihada göre, dünyanın herhangi bir yerinde eğer bir kameri ayın hilali görünmüş ise görülmeyen diğer bölgelerde de görülmüş gibi kabul edileceğine dikkati çeken Yaman, "Hilalin görünmesi bir ayın bitmesi, diğer ayın başlaması demek. Şaban ayı bitti, ramazan ayı başladı. Diyanet İşleri Başkanlığı bu ilkeye bağlı kalıyor. İslam hukukçularının çoğunluğunun benimsediği bir ilkedir bu. Bu ilke, 1966'da Mısır'da, 1973'te Kuveyt'te, 1978'de İstanbul'da, 1986'da Cidde'de, 2016'da yine İstanbul'da yapılan, İslam dünyasının tamamından din alimlerinin, astronomi bilginlerinin katıldığı geniş heyetler tarafından da benimsenmiş bir ilkedir." dedi.
Diyanet İşleri Başkanlığının bu konuda yalnız olmadığının altını çizen Yaman, 5-6 ayrı uluslararası kongrede alimlerin çoğunluğu tarafından güncellenmiş ve kabul edilmiş bir ilke doğrultusunda tespitlerin yapıldığını vurguladı.
"HİLAL TÜRKİYE'DE 02.20'DE GÖRÜLDÜ"
Haritalar üzerinden ramazan hilalinin ilk kez nereden görüleceğini anlatan Prof. Dr. Yaman şöyle konuştu:
"Güney Amerika'nın batı kıyılarından itibaren hilal görünmeye başlıyor. Dün akşam itibarıyla görülüyor. Görüldüğü zaman Türkiye'de saat 02.20. Dolayısıyla henüz imsak başlamamış oluyor. İslam alimlerinin genellikle benimsediği ilkeye göre, dünyanın bir yerinde hilal görünmüş ise o takdirde diğer bölgelerde de görülmüş gibi kabul edilir ve ay başlamış sayılır. Hilal, Güney Amerika'nın batı kıyılarında görüldüğü an itibarıyla gece devam ediyor. Böyle olduğu için de biz, 16 Mayıs Çarşamba gününü hem astronomi ilminin bize verdiği imkanlara bağlı kalarak hem de öteden beri İslam alimlerinin çoğunluğu tarafından belirlenen içtihada bağlı olarak ramazanın birinci günü olarak tespit etmiş ve ilan etmiş durumdayız. Bugün de ilk orucumuzu tutuyoruz."
Bazı İslam ülkelerinin, mutlaka kendi coğrafyalarında hilalin görülmüş olmalarını önemsediklerini hatırlatan Yaman, "Bazı kardeşlerimiz bunu benimsiyorlar, benimseyebilirler. Bunda bir sakınca yok. İçtihattır neticede. Müslüman, kendi vicdani kanaatince istediği içtihada göre ameli hayatını, ibadet hayatını, sosyal hayatını sürdürebilir. Fakat sakınca şurada; İslam ülkelerinin birisinde genel olarak bir içtihat benimsenmişse, yetkili kurumlar buna karar vermişse ve insanlar ibadetlerini huşu içinde yapmaya başlamışsa, orada farklı bir görüş ortaya koyup da fitne çıkarmak doğru değildir" değerlendirmesinde bulundu.
"DİYANET, TÜBİTAK İLE ÇALIŞIYOR"
"Orucunuz, hepinizin oruç tuttuğu gündür. Bayramınız, hepinizin bayram yaptığı gündür" hadisine atıfta bulunan Yaman, bir ülkede Müslümanlar bir görüşe göre ibadet hayatlarını devam ettirmeye başlamışlarsa, fitne çıkarmamak için başka görüşlere itibar edilmemesi gerektiğini söyledi.
Vatandaşların endişe etmemesi gerektiğini kaydeden Yaman, "Diyanet İşleri Başkanlığı, hem fıkıh ilminin, hem de modern astronominin verileri bakımından ramazan hilalini de diğer ayların hilalini de çok dakik, ince, rafine bir çalışmayla tespit ediyor. TÜBİTAK ile beraber çalışıyor. TÜBİTAK'ın geniş bilimsel alt yapı imkanlarını, gözlem, gözetleme imkanlarını kullanıyor. TÜBİTAK ile beraber ibadet hayatımızın sağlıklı olmasını sağlayıp bir yanlışa kurban verilmemesi için özel bir çaba harcıyor" diye konuştu.
"KÖRFEZ ÜLKELERİ YANLIŞ YAPIYOR"
Dr. Adnan Abdulmün'im Kadı'nın "Hilaller" isimli çalışmasından bazı verileri paylaşan Yaman, Körfez ülkelerinde bununla ilgili yanlış yapıldığını anlattı. Yaman, şunları söyledi:
"Son 50 yıldaki ramazan başlangıcı, bayram başlangıcı konusunda ciddi yanlışlıklar yapılmış. Bu kitap bunu ortaya koyuyor. Ramazanın başlangıcında yüzde 88, Şevval ayının girmesiyle yani bayramla ilgili tespitlerde ise yüzde 86 oranında yanlış var. Bu araştırma özellikle Körfez ülkeleri bağlamında, ay başlangıçlarıyla ilgili tespitlerin modern bilim bakımından asla kabul edilemeyecek bir oranda yanlış tespit edildiği sonucuna ulaşıyor."
Yaman, vatandaşların, ramazan iklimini gönül huzuru içinde yaşayabileceklerini ifade etti.
Ortadoğu'daki Arap ülkeleri ramazana perşembe günü giriyor
Türkiye'de ramazan ayı yarın başlarken 17 Arap ülkesi, hilalin gözüküp-gözükmemesi, İslam hukuku kurumlarının kararları çerçevesinde yaşanan farklı görüşler nedeniyle ramazan ayına bir gün sonra girecek. Bu ülkeler şu şekilde Suudi Arabistan, Katar, Birleşik Arap Emirlikleri, Bahreyn, Kuveyt, Umman, Yemen, Irak, Ürdün, Filistin, Lübnan, Suriye, Mısır, Sudan, Libya, Tunus ve Cezayir.
FARKLILLIĞIN SEBEBİ NE?
İslam hukukunda, esas alınan ay takvimi, başlangıcı ve bitişi ayın hareketlerine göre belirlenen aylardan oluşuyor. Ramazan ayı da ay takvimine göre her sene değiştiğinden, oruca başlayabilmek için öncelikle, ramazan ayının başladığını tespit etmek gerekiyor. İslam fıkhında yeni ayın tespiti için iki görüş bulunuyor. Aybaşlarının belirlenmesinde çıplak gözle görülme yöntemini tercih edenler ile bilimsel ölçüm ve hesaplamaları esas alan fıkıh otoriteleri, zaman zaman tarihlendirme konusunda farklılaşıyor.
İslam ülkelerinin bazıları hilalin dünyanın herhangi bir yerinde görülmesini veya görülebilirliğini değil kendi ülkelerinde görülebilirliğini esas alması nedeniyle de ramazanın başlangıcında farklılıklar yaşanabiliyor.
Türkiye'de Diyanet İşleri Başkanlığı da ramazan ayının başlangıcı ve bayramların tespitinde, öteden beri İslam alimlerinin büyük çoğunluğunca benimsenmiş hilalin yerel görülmesini değil dünyanın herhangi bir yerinden görülmesini (ihtilaf-ı metali) esas alıyor.