Can Kemal Özer

Ders kitapları skandalları ve MEB’in durumu

28.09.2017 05:40:38

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, zaman zaman çıkıp geçmiş icraatlarla ilgili kamuoyu önünde yanıldıklarını, hata ettiklerini açıkça söylüyor.

Önceki gün yaptığı konuşmada ise, “15 yılda çok büyük reformlara imza attık. Bu bir özeleştiridir aynı zamanda. İki alanda arzu ettiğimiz gelişmeyi sağlayamadık. Bunlar eğitim öğretimdir ve kültürdür. Eğitim-öğretim nesillerin mimarlığıdır, eğitim-öğretim kurumları da nesillerin tasarlandığı ve inşa edildiği yerlerdir. Böylesine önemli bir konuda en küçük bir ihmale, aksaklığa, yanlışlığa tahammülümüz olamaz.

Eğitim öğretim meselesi şu anda ülkemizin en ciddi sıkıntısıdır. Öğretmen kalitesi meselenin önemli boyutlarından biridir. Bunun yanında müfredattan ders kitaplarına ilk-orta-lise ve yükseköğretime geçişteki sistemlere kadar eğitim ve öğretimde çözmemiz gereken pek çok sorunumuz bulunuyor" dedi.

Malum olduğu üzere ders kitapları ile ilgili skandallar Yeni Söz başta olmak üzere, bazı gazetelerde manşet oldu.

İncelenen kitaplarda deizm propagandası var. İslam'ın özü olan tevhid inancını tahrif ve Allah'a iftira var.  

Vatikan ve FETÖ'nün dinler arası diyalog rezaletinin propagandası,

FETÖ yazarları kaynaklı ilim ve fenne aykırı bilgiler,

Osmanlı'ya yani ecdada hakaret,

Türk ve İslam klasikleri, temel eserleri, masalları, hikâyeleri bitmiş gibi, Latin Amerika'nın uyduruk sözde masallarından iktibaslar,

Türkiye'yi kötü gösterme,

AK Parti ve hükümete hakaret ve iftira,

Yabancı lisanları öğrenmeyi engelleyici her yol ve yöntem var!

Sıkı bir inceleme yapılsa daha neler çıkar kim bilir!

Zira geçmiş yıllarda domuz propagandası da vardı, başka rezaletler de.

BUNUN SORUMLUSU KİM?

Cumhurbaşkanı çıkıp, açıkça kendi iktidarını tenkit ediyor, eksiklikleri kabul ediyor, lakin bu işlerin failleri ortalıkta yok.

Söz konusu sözde kitapların yayınlanmasına ve satın alınmasına izin veren kim? Alpaslan Durmuş'un başkanlık ettiği Talim ve Terbiye Kurulu var. Kurulun diğer üyeleri ise Hüseyin Şirin, Mehmet Sürmeli, Hatice Yıldız, Kamil Yeşil, Ali Yılmaz, Hasan Kavgacı, Erkan Dinç imiş.

Kişilerle işimiz yok. Bu makamları bu kişiler değil başkaları da işgal ediyor olabilir. Lakin bu arkadaşlar bakanlığın sitesindeki hal tercümelerine (MEB'e göre özgeçmiş, yeni yetmelere göre cv oluyor) gösterdikleri ihtimamı, ders kitapları için gösterselerdi bu haller başımıza gelmezdi.

Göstermedikleri halde, ortaya çıkan bunca rezalet sonrasında kendilerini sorumlu hissedip istifa ettiler mi? Hayır!

Bundan sonra ederler mi? Hayır!

Birileri bu rezaletlerin hesabını kendilerine sordu mu? Bu hususta kamuoyuna yansıyan bir bilgi yok.

Başbakan Binali Yıldırım 2016'da adına “eğitim-öğretim yılı” denilen aslında “ezber veya at yarışı yılı” demenin daha doğru olacağı senenin açılışında, talebelere dağıtılan 19 kitabı görünce şaşkınlığını gizleyemeyip, “Öğrenciler bunları taşımakta zorlanacak. Yahu Sayın Bakanım hiç insaf yok mu sizde" diye takılıyor.

Oysa her şaka biraz da gerçektir. Aslında Başbakan da bu durumun farkında.  Ama farkında olmak yetmiyor, adım da atmak şart!

İTİRAFA BAKAR MISINIZ?

MEB Müsteşarı, Bakanlık tarafından her yıl yaklaşık 300 çeşit ders kitabı basıldığını, bu kitapların Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığının onayından sonra 5 yıllığına basım hakkı kazandığını söylüyor.

Tekin devamla şunları söylemiş: FETÖ soruşturması kapsamında ders kitaplarının tamamı incelendi, FETÖ darbe girişiminin ardından bakanlıkta yürütülen soruşturmalar kapsamında, bütün ders kitaplarını tekrar inceledik, sorun tespit edilen ve yeniden basılan 58 kitap okullar açıldıktan bir hafta sonra öğrencilere dağıtılacak.

Bazıları yeniden basılacak. Ne kadar, 58 kitap! Ne zaman açıklıyor bunu? Kitaplarla ilgili tepkiler ortaya çıktığında. Ya çıkmasaydı ne olacaktı?

CEZA YOK ÖDÜL VAR

Basılacak, peki maliyeti kim karşılayacak?

Müsteşarın açıklamasında bu kitapların faillerine hiçbir ceza yok. Aksine kitapları yeniden alınacak.

Yayıncıya ceza yok da, kitapların sinsi müelliflerine, bunları görmezden gelen Talim Terbiye Kurulu'na ceza var mı? Hiçbirine yok!

Aksine ödül var! O kitapları yeniden almak, müellif ve yayıncılara ödül vermek değil de nedir?

Talim Terbiye Kurulu'nu görevden almamak, ödül değilse nedir?

Efendim kitapların yeniden basım masraflarını yayıncılar karşılayacak! Bari devlet-millet karşılasaydı!

SİSTEM NASIL İŞLİYOR'MUŞ'

Sistemin nasıl işlediğini bu işlere bulaşmış ancak sıkıntıları görünce geri çekilmiş bir yayıncı anlattı manşetimizden sonra. Tek taraflı bir dinleme olduğu için “miş” diyorum. Bakanlık ve kurul aksi yönde bir bilgi vermediği sürece de doğru kabul edeceğiz.

Diyor ki: “MEB'e kitap vermek ticari açıdan çok kârlı bir iş.

Çünkü aldıklar mı milyon milyon alıyorlar. Bir kitaptan 1 milyon adet alsalar ve bu 5 yıl sürse 5 milyon kitap eder. Yayıncı 1 kitaptan bir lira kazansa 5 milyon lira kazanç elde eder. Üç beş kitabınız varsa, kabul gören kitap sayısınca çarpın ki bunlar minimum rakamlar.

Biz bir ders kitabı hazırlattık, Talim Terbiye'ye sunduk. Kitap 100 üzerinden 75 puan aldı. Bildirilen eksikleri giderip yeniden sunduk. Aynı kitap bu kez 65 aldı. Anladık ki, burada işler bizim zannettiğimiz gibi ilerlemiyor, çekildik!

BAKAN BEYE ÇAĞRI

Sevgili İsmet Bey! Bu ülkenin en sorunlu ve en büyük sorumluluk gerektiren koltuğunda oturuyorsunuz! 4+4+4 adı verilen ve herkesi lise mezunu yapmak gibi yanlışlarla dolu, ziraatı, zanaatları ortadan kaldıran sistemi uyguluyorsunuz.

Reis'in dediği gibi öğretmen kalitesi ortada... Mezunların hali pürmelalini görüyorsunuz. Elbette bunun yegâne mesulü siz değilsiniz. Lakin düzeltme makamındasınız. Oturduğunuz koltuk ateş. Bunu ders kitaplarında bir kez daha gördünüz.

FETÖ öğretmenlerini göndermekle bakanlığınızın temizlenmiş sayılmadığı, tepeden tırnağa bir temizlik yapmanız gerektiği de ortada. Temizlik yeter mi? Elbette yetmez ve şu eğitim-öğretim denilen sistemi de tepeden tırnağa değiştirerek, akademisyen ve öğretmenlerin dışında kişilerin fikrini alarak yapacağınız yeni bir inşa sizi bekliyor.

Bütün bunları suçlamak için değil, millet ve memleketin geleceği elinizde olduğundan, düzeltmeniz için maruf ve münkiri hatırlatma babında yazıyoruz. Dileriz güneş kadar çıplak olan gerçekle bir an evvel yüzleşirsiniz. Hayırlı adımlarınızda destekçiniz olacağız!

 

  1. Serhat Serhat

    ağzınıza sağlık,ama yetmez,şahsen 11senelik ortaöğretim serüvenin fazla olduğunu düşünür ve her ortamda dile getirmeye çalışırdım, şimdi ise 12oldu. Ne değişti diye bakıyorum,30sene evvel beden eğitimi denen dersin işlenişi aynı, yani bomboş,resim dersi aynı, bomboş. Yabancı dil her sene tekrardan ibaret İngilizce sayıları öğrenmekten öte verdiği birşey yok. Daha neler derim de herkes biliyor zaten. Ama en önemlisi her sene 1,5milyon öğrencinin hayata 1yıl geç atılması demek her yıl (1,5milyon/60yaş ortalama) 25.000 vatandaşı faydalanamadan direkt toprağa gömmek demek ,bunuda mi goremiyorlar

  2. Seyyid Seyyid

    Sayın Özer, cok dogru yazmıssınız ancak dediginiz gibi bunlarla da bitmiyor,bakanlık özel okul lobisinin güdümüne girmis durumda, bu sekilde istatistikleri iyilestirip yine egitimi taşeronlastırıyorlar, hadi isteyen gitsin ancak birde brökratlar özellikle devlet yatırımlarını zamanında yeterli yapmayıp halkı özel okullara mecbur ediyor.beylikdüzü gibi biryerde 45-50 kisilik sınıflarda devlet ilkögretim okulunda cocuklar okumak zorunda kalıyor. borc harc bazı veliler yakın yere acılan özel okulun yolunu tutuyor,

YORUM YAP