- Nihat Erim'in aleyhinde yazıyorsun?
Evet, ama çok ağır bir yazı… 12 Mart muhtırasının tamamının aleyhinde. 2 Nisan 1972. ‘İki sene gazetenin kapatılması kabul' diye karar aldılar. ‘Sen de en az bir sene yazmayı kabul ediyor musun dediler?' ‘Kabul' dedim.
- Peki, ne vaat ediyorlardı size?
İlla vaat mı olması gerekiyor. Zamana uymuşlar hepsi materyalist olmuş. Vah vah ruhuna Fatiha. Ne olacak ya dava yok mu? Bir davanın izzeti olmaz mı? Müdafaası için fedakârlık olmaz mı?
- Nihat Erim'i niye öldürdüler?
Vallahi bilmiyorum.
- Peki, gazete kapandı mı bu yazıdan dolayı?
On gün kapandı.
- Size dava açtılar mı?
Çağırmadılar bile beni. Zaten beni birazcık tanıyanlara yemin etsem iki şey olmadığımı inandıramazsın. Birisi MİT mensubu. İkincisi mason olmadığımı inandıramazsın.
- Herkes böyle mi tanıyordu?
O zamankiler böyle tanıyorlardı.
- Fuat Doğu'yu tanıyor muydunuz?
‘Amcam' dolayısıyla tanıyordum.
- ‘Amca' dediğiniz ajan Türk müydü?
Muhacir.
- Nerenin muhaciri?
Bulgaristan'ın oralardan bir yerden...
- Türk mü?
Türk'tü. Amcayla biz on dört sene Cumartesi ve Pazar hariç her Allah'ın günü onun Akbank'taki müdürlük odasında, sabah saat yedi ile dokuz arası beraberdik. Amcanın adı T.Ç. ama kitabımda amca diye geçiriyorum ben.
- O döneme ait en enteresan şey nedir? Yani bugünden bakınca insanlara şaşırtıcı gelen ne vardır?
Askeriyenin tam bir vesayet sahibi olduğu!
- Vesayet devletin mi, askeriyenin üzerinde mi yok ikisinin üstünde de mi?
Bizim o kadarına boyumuz ermez. Askeriyenin üzerinde ne var onu da bilmiyorum.
- Ama asker hem toplumun, hem devletin üzerinde vesayet değil miydi?
Kesin kesin. Din öcüydü onu söyleyeyim. Zaten dini çok fazla takan da yoktu. Erbakan'ın tukaka edilmesinin sebebi aslında dindar oluşuydu. Demirel'in de söylenmesi şimdi çok kolay gelir ama o günlerde çok kolay olmayan “tesbihle silahı bir tutamazsınız”, “yollar yürümekle aşınmaz”, “yetmiş sente muhtaçken yetmiş milyon dolar verdik hacca gitmek için” gibi laflar bile çok büyük bir tehlike arz ediyordu. Nefret ve tiksintiyle karşılanıyordu.
- Cumhuriyet Gazetesi Demirel'i hiç destekledi mi?
Hep destekliyordu.
O zaman Cumhuriyet sadece 28 Şubat ve bu dönemde iktidarı desteklemiyor. Onun dışında hep her zaman iktidarı destekliyordu bu doğru mu?
Bu zımbırtı açık olmasaydı çok daha tehlikeli bir şey söylerdim. Fakat şu kadarını söyleyeyim. Süleyman Demirel, Cumhuriyet Gazetesi'ni para bakımından destekliyordu.
- Mustafa Kemal'den bu yana Cumhuriyet'i hep iktidarlar mı finanse etti?
Yunus Nadi soy ismi istiyor ondan “benim atam istedim ki soyadımı siz verin” deyince “olmuş bil hadiseyi köpek” diyor Paşa.
- Cumhuriyet Gazetesi sadece 28 Şubatta Erbakan'ı ve şimdi iktidarı desteklemedi. Onun dışında hep iktidarı destekledi değil mi?
Bana bunu ‘evet' de ‘hayır', da dedirtemezsin. Bilmiyorum çünkü.
- 71 muhtırasında Demirel'in de altını oyan Nihat Erim gibi başka isimler var mı?
Nihat Erim Demirel'in altını oymadı. Erim, sadece askeriyenin emrine amade bir görüntü verdi.
- ‘Nihat Erim kim ki yapsın' diyorsunuz
Tabi canım.
- O dönemin siyasi yapılanması içerisinde demin ismini saydığın Nurcular çok aktif bir rol alıyor muydu yoksa almaya mı çalışıyorlardı?
Hayır, ben onları Demirel'le tanıştırdım. Nurculuk camiası olarak onları Demirel'e tanıştıran benim.
- Hepsini mi?
Yeni Asya grubunu
Dikkati mi çekti, bu isimler arasında Hüsrev Altınbaşak adı geçmedi O hariç miydi?
Evet, o yoktu. Çünkü politikacı değildi.
- O MSP'ye oy vermiş iddialara göre. Bu doğru mu?
Bilmiyorum. Vermiş olabilir. Ama verdi ise cemaat olarak değil, kişiseldir.
- O zaman Nurcular genel itibariyle Demirel'ciydi?
Demirelci değil Demirel'i tasvip ediyorlardı. Ona oy veriyorlardı Erbakan'a vermiyorlardı.
- Bu süreçte tarihe not düşecek söylemek istediğin bir şey var mı? Mesela CIA diyor ki yayınladığı belgelerde, CIA'in o zamanki Türkiye masası Washington'a mesaj geçiyor “bizimkiler yirmi dört saat içinde harekete geçecek. Ama bu iki şekilde olabilir. Direkt askeri bir darbe de olabilir sivil görünümlü bir muhtıra da olabilir” diyor. Ki yapılan muhtıra…
Muhsin Batur darbe taraftarıydı
- Hava kuvvetleri komutanı mı?
Evet. Ama ABD düşmanıydı. Hem de çok koyu.
- Yoksa öyle mi görünüyordu?
Hayır hayır.
Diğerleri muhtıradan mı yanaydı?
Batur hariç hepsi muhtıradan yanaydı. İsteselerdi kesinlikle darbe olurdu.
- Peki, 60 darbesinin çizgisiyle 71 muhtırasının çizgisi aynı mı?
Hayır. 60 ihtilali solcudur, 71 muhtırası Batur'a rağmen sağcıydı.
- Sağcılar sağcılara mı darbe yapılıyor?
Yapar canım. Ben de kafamı bozarsan seni buradan atarım.
- Peki, 80 darbesi kim ci?
Amerikancı!
- Generaller kimciydi? sağcı mı, solcu mu?
Sağcı
- Onlar da mı sağcı?
Evet. Ama nasıl sağcı. Askeri usul sağcı.
- Yani mukaddesatçı değil?
Yok, Atatürkçü sağcı.
- Kemalist sağcı, yani bugün ulusalcı dediğimiz tayfa mı?
Ulusalcılar solcu ama o zamanki ulusalcılar sağcıydı. Bir zat vardı sadece. O zaman da solcuydu. Sen onun devlet bakanlığı yaptığını bilir misin?
- Perinçek'in babası mı?
Evet. Sadık Perinçek. Demirel'in partisi Adalet Partisi'nde 3 dönem milletvekilliği yaptı. Hem de çok sevdiğimiz bakandı.
- Peki, oğlu niye öyle çıktı? Yoksa oğlu da sağcı ama solcu mu gözüküyor?
O devletin adamı yani MİT'in memuruydu kovuldu.
- MİT'in memuru mu yoksa MI6'in memuru mu?
O zaman MİT'indi.
- MİT postalayınca başkası kapmış olabilir mi?
Siz gazetecisiniz siz daha iyi bilirsiniz. Ben bir şey değilim. Ben sadece bu memlekette 70 kusur sene yaşamış ve hasbeltesadüf Demirel'le yolları kesişmiş biriyim.
- Buna inanmamızı bekliyorsun?
Siz bilirsiniz. İsterseniz inanmayın.
- ABD'nin Komünistle Mücadele Derneği'nin genel başkanlığını yapmış biriyle konuştuğumuzun farkındayız.
ABD'nin Komünizmle Mücadele Derneği'nin Amerikancı olmayan başkanlığını yapmış biri. Sen Amerikancı olsaydın, bu kabiliyetinle bu çalışkanlığınla, bu gayretinle bu zekâsıyla bakanlık yapamaz mıydın zannediyorsun. Bakanlığa getirmezler miydi zannediyorsun. ABD bazı devletlerden çekindiği gibi bazı şahıslardan da çekinir. Benim yolumu kesen hep Amerika.
- Erbakan'ın önünü kestikleri gibi mi?
Evet.
- Demirel'in Milliyetçi cephesinde Erbakan'da vardı. ABD'ye rağmen mi yaptı o koalisyonu?
ABD'ye düşmanlık kastıyla yapılamaz.
- Düşmanlık değil ‘rağmen' dedim. ‘ABD yapma' demiş olabilir…
Hayır. ABD demiş olsa dediğini yaptırmak için zaten bozar.
değerli hocam şu cümlenizde;''Cumartesi ve Pazar hariç her Allah'ın günü onun '' ALLAH'ın her günü olacak.diğer türlü birden fazla ALLAH varmış gibi algılanıyor. vesselam...