Dünü bilmeden bugünü anlamlandırmak, bugünü ihya etmeden yarını tahayyül etmek imkansız. Dün Bugün Yarın Yayınları dünü bugüne taşıyarak yarını anlamlandırmayı kolaylaştırıyor. Hatıratlar, kişilerin hadiselere kendi zaviyeleri ya da bulundukları yerden baktıkları eserlerdir. Tarihin birebir gerçeği olmasalar da yaşanmışlığı ve itiraflarıyla tarih ayna tutar tarihçiye belge sunarlar.
Memlûk Sultanlarının Alayları
Hatice Güler
Memlûk Devleti, Mısır'da Türk kültür ve medeniyetinin yerleşmesinde rol oynayan devletlerden biridir. 1250-1517 yılları arasında hüküm süren bu devletin teşkilât yapısı, genel olarak askerî bir idare olarak dikkatimizi çeker. Teşkilâtlanma biçiminde Selçuklu ve Moğol etkisi açıkça görülür.
Memlûklerde idarî, askerî ve siyasî işler, emirler ve onlara bağlı memlûkler tarafından görülürdü. Memlûk sultanları, düzenledikleri merasimlerde verdikleri muhteşem ziyafetlerle emirlere ve ülke halkına büyük fedakârlıklarda bulunmuşlardır. Sultanın devletine karşı sorumlu olduğunu gösteren en önemli delil, tahta çıktığı esnada düzenlenen debdebeli alaydır. Yabancı hükümdarları kabullerde yapılan ihtişamlı dekor ise, devletin kuvvet ve kudretli olduğunu başka devletlere inandırmaktı.
Sosyal hayatın vazgeçilmez unsurlarından bazıları, oyunlar ve törenlerdir. Satranç, top, mızrak, ok atma, ata binme, avcılık, yüzücülük gibi faaliyetlerin yanı sıra mübarek gün ve gecelerin kutlanması, Hac yolculuğu, yılbaşı gibi zamanlar ile sultanın tahta çıkışı, Nil nehrinin bölgeye olan katkısı ve Nevruz, elinizdeki kitabın ana konuları arasındadır.
Bâbıâli'den Son Selâm
Mahmut Yesari'den Hatıralar
Bâbıâli'den Son Selâm, ömrü Bâbıâli Yokuşu'nda gazete ve dergilere yazı yetiştirmekle geçen Mahmut Yesari'nin süreli yayın sayfalarında kalan hatıralarının derlenmiş halidir. Bu hatıralarda Mahmut Yesari; tiyatro eserlerini yazma ve sahneleme maceralarını, matbuat hayatındaki ilk tecrübelerini, memuriyette geçen günlerini, askerlik yıllarını, hayatına ve tanıdıklarına dair iz bırakan hadiseleri anlatır.
Mahmut Yesari, verem illetine rağmen yaşamından kalemine yansıyan mizah anlayışını, kitabın her bölümünde, neredeyse her başlığında hissettirir. Çanakkale Savaşı'nda ihtiyat zabiti olarak karşımıza çıkan Mahmut Yesari, hayatının sonraki evrelerinde mecmualarda başyazar, yönetici, hikâye ve roman yazarı; kulis odasına kilitlenip kendisinden eser beklenen bir tiyatro muharriri, tiyatrocuları sahneye hazırlayan bir rejisör; devlet dairelerinin işleyişiyle ilgili pek çok ayrıntıyı gözlemleyen bir memur; dost meclislerinin aranan bir ismidir.
Çanakkale Savaşı'nda Siyonistler
DBY Yayınları
Dönemin İtalya başbakanının Türk-İtalyan Savaşı'na dair hatıraları
Trablusgarp'ı Nasıl Aldık?
Osmanlı Devleti'nin son yıllarında topraklarından pay kapmak isteyen ülkeler arasına İtalya da dahil olmuştur. Bu amacın bir tecellisi olarak da Trablusgarp'a saldırarak burayı ilhak etmek istemiş ve amacına ulaşmıştır.
Osmanlı Devleti'nin mağlubiyetiyle sonuçlanan Trablusgarp Harbi, onun Afrika kıtasından çıkmasına ve beraberinde de ülke içinde önemli kırılmaların yaşanmasına neden olmuştur. Bu süreci başlatan ve büyük oranda yöneten İtalya Başbakanı Giovanni Giolitti hatıralarını kaleme almış ve bu hatıralar 1922 yılında İtalya'da yayınlanmıştır. Söz konusu hatıraların Osmanlı Devleti'ni ilgilendiren kısımları 29 Temmuz 1935 ile 10 Eylül 1935 tarihleri arasında Zaman gazetesinde tefrika edilmiştir.
İstifadenize sunmuş olduğumuz eser de bu tefrikadan yola çıkılarak hazırlanmıştır. Hatırada döneme ait çok önemli bilgiler ve tespitler yer almaktadır. Osmanlı Devleti'ndeki gruplaşmalar nedeniyle siyasîlerin ve askerlerin tercihlerinde ülkeden ziyade partileri lehine karar vermeleri gibi ilginç ve bir o kadar da ibretlik konuları hayretle okuyacaksınız.
Dr. Kilisli Rıfat'ın İzinde
Osmanlı'dan Türk'e ve Ötesi
1960 ve 1970'lerde İstanbul'daki laik ortamda orta sınıf bir aile içinde büyüyen, 1978'de Türkiye'den ayrılarak siyasî bilimler alanında eğitim almak için Kanada'ya giden ve uzun yıllardır yurt dışında yaşayan Prof. Nükhet Kardam, büyükbabası Dr. Kilisli Rıfat'ın hayatını araştırmak üzere gizemli bir yolculuğa çıkar. Fakat bu yolculuk zaman içinde tahmininden çok farklı sonuçlara ulaşır.
Bir açıdan bu kitap, Osmanlı Devleti çöküp yerini Türkiye Cumhuriyeti'ne bıraktığında yaşanan büyük değişiklere tanık olan Dr. Rıfat ve ailesinin yaşam öyküsüdür. Aynı zamanda değişen veya değiştirilen kimliklerin serüveni. Bunun yanında yazar, kendi içsel yolculuğunu ve kimliği üzerine düşüncelerini de hatıralarına yansıtmıştır.
Mezarında piramit olduğu halde "Ruhuna Fatiha" yazmayan çift kimlikli bir ailenin çelişkili, karamsar ve araftaki hayatını göreceksiniz.
Yıldız'da Neler Gördüm?
Altı yüzyıl boyunca Doğu ile Batı dünyası arasında bir köprü işlevi görmüş olan Osmanlı Devleti tarihini ele aldığımızda, saltanatlık makamını en uzun süre elinde bulunduran padişahlardan biri olan Sultan Abdülhamid, bazılarına göre “Son Sultan” bazılarına göre ise “Kızıl Sultan” olarak değerlendirilmiştir.
1901 yılında Dâhiliye Nezareti Mektubî Kalemi'ne, 1902'de Yıldız Sarayı 3. Kâtipliği'ne, 1908'de de Meclisi Âyan Umumî Kâtipliği'ne atanarak devlet hizmetinde bulunmuş olan İsmail Müştak Mayakon'un “Yıldız'da Neler Gördüm?” adlı eseri, Sultan Abdülhamid ve dönemine şahitlik eden bir kişinin anıları olması açısından önemlidir.
İstifadenize sunmaya çalıştığımız bu eser; ezber bozacak, Abdülhamid ile ilgili birçok itham ve yanlışı tashih edecek veya kafalardaki soru işaretlerini artıracak nitelikte, yaşananları kendi penceresinden nakleden bir hatıradır.