Arpa ekip de hiç nohut hasat ettiğiniz oldu mu? Olmaz, olamaz! Arpa eken arpa, fitne eken de kavga hasat eder. Atalarımız boşuna mı “rüzgâr eken fırtına biçer” demişler.
Peki, temelinde ‘Değişmez Genel Başkanlık' olan bir partide, genel başkanı değiştirmek fırtınasız mümkün mü?
Mümkün değil elbet!
Zira CHP ile ilgili tarihî tecrübeler, CHP'nin kendi iradesiyle genel başkan seçmesinin imkânsızlığını ortaya koyuyor.
İlk gününden bu yana hiçbir zaman özgür iradesiyle genel başkanını seçememiş olan bir partinin bugün bunu başarması beklenebilir mi?
“Beklenir” deseniz kim inanır?
Mustafa Kemal Paşa'nın vefatı sonrasında yerine farklı isimler aday olmak istedi ama silah zoruyla engellendiler ve İnönü genel başkan yapıldı.
İnönü'yü başta Kasım Gülek olmak üzere farklı isimler devirmek istedi, ama CHP'de ölmeden koltuğunu vermek mümkün olmadığı için beceremediler.
Evet, Rockefeller'in adamı İngiliz Mason locası üyelerinden Bülent Ecevit, İnönü'yü ahir ömründe koltuğundan etti ama bu, Ecevit'in başarısı değil, ABD-İngiltere arasındaki nüfuz çatışmasının bir neticesiydi.
Deniz Baykal'ın en büyük belalısı ise Aydın Güven Gürkan'dı. O öldü, Baykal rahat yüzü gördü.
Nihayet Baykal koltuğu kendi isteğiyle terk etmedi. Onu koltuğundan eden CIA yani ABD'nin FETÖ üzerinden yürüttüğü operasyondu.
‘Baykal mason mu' bilmiyoruz. En azından benim elimde böyle bir delil yok. Ama Kasım Gülek ve Bülent Ecevit masondu. Onlar gibi Deniz Baykal da Rockefeller Vakfı bursu alanlardan. Columbia Üniversitesi ve Berkeley Üniversitesi'nin rahle-i tedrisinden geçen Baykal'ın milli olmasa da az buçuk yerli tavrı, sahiplerini kızdırmaktaydı.
Kurultay'la gönderilemeyen Baykal, kaset operasyonu ile infaz edilir.
Bu kez de koltuğa kurultaysız olarak; adı Neşter yolsuzluklarına karışan, kendisini aklayan savcıyı milletvekili yapan, FETÖ'nün servis ettiği dosyaları gerçekmiş gibi sunarak itaatte kusur etmeyen, bir o kadar da çap sorunu olan Kemal Kılıçdaroğlu tayin edilir.
Kılıçdaroğlu'na yönelik hep 9 seçim kaybetti deniliyor. Bu gerçekten büyük haksızlık!
CHP'de seçim kazanan mı var ki, Kılıçdaroğlu bu noksanlığı ile suçlansın.
Seçim kazanmamak CHP için normal olandır. Kazanırsa işte o zaman anormal bir durum söz konusudur ki, zaten o genel başkanı CHP'liler kendileri yer.
DEVLET CHP'YE DE EL ATSIN
CHP bir devlet partisi değil mi?
Aksini kim söyleyebilir, elbette öyle!
Bu durumda çözüm çok basit!
TBMM'nin anayasa değişikliği ile olmazsa Beştepe'nin yayınlayacağı bir Kararname ile CHP'nin kurultay derdine çare üretilmesi lazım.
CHP'liler 90 yıldır kendi özgür iradeleri ile genel başkan seçemedikleri ve bundan da önemlisi, CHP bir devlet kuruluşu olduğundan koltuğunun da Cumhurbaşkanlığı'nca tayin edilecek bir kişi tarafından doldurularak, ABD ve İngilizlere bırakılmaması gerekir.
Bu hem İngilizlerin, hem Amerikalıların, hem Almanların, hem İsrail'in, hem de CHP taban ve delegesinin işlerini kolaylaştırır. Böylece CHP ve Türkiye rahata erer.
CHP'nin genel müdürü, Cumhurbaşkanı ile gelir, cumhurbaşkanı ile gider.
Zaten ilk başlaması da öyle değil miydi?
Mustafa Kemal Paşa hem Cumhurbaşkanı, hem CHP genel başkanı. O gidince, İnönü hem cumhurbaşkanı, hem CHP genel başkanı!
Terslik, İnönü'nün genel başkanlığı Bayar'a terk etmemiş olmasıyla başlamasa da derinlik kazanır.
Türkiye değişip, Yeni Türkiye'ye dönüştüğüne göre, CHP'yi de devlet ve millet olarak dönüştürelim mi, ya da bırakalım birbirlerini mi yesinler?