Böylesi ilk kez görüldü, bir devlet terör örgütünün liderini görevden aldı

Böylesi ilk kez görüldü, bir devlet terör örgütünün liderini görevden aldı
31.08.2018 11:24:01

Terör örgütü DAEŞ'le mücadele ayağıyla kurulan, daha çok Sünni halka tecavüz edip katleden "Hadi Şabi" halk arasındaki adıyla "Haçlı Şabi" örgünün başındaki kişi değiştirildi. Üstelik de bir başbakan tarafından.

TERÖR ÖRGÜTÜ LİDERİ GÖREVDEN ALINDI

Irak Başbakanı Haydar el İbadi, milis gücü Haçlı Şabi'nin başındaki Falih El Feyyad'ı görevden aldığını duyurdu. 

Daha da ilginç olan ise terör örgütünün ele başısı Falih el Feyyad adlı terörist, anı zamanda Irak Başbakanının ulusal güvenlik danışmanı imiş.

Eli kanlı teröristin görevden alınma gerekçesi ise "siyasi yandaşlık!" 

Irak hükümetinden açıklamada, El Feyyad'ın bu davranışlarının güvenlik ve istihbarat yetkililerinin yasalara göre uyması gereken tarafsızlık ilkesi ile çeliştiği belirtildi ve 62 yaşındaki El Feyyad'ın ayrıca ulusal güvenlik danışmanlığı görevine de son verildiği duyuruldu.

BİR DE MİLLETVEKİLİ LİSTESİNE ALINMIŞ

İbadi, milletvekili seçiminde Başbakan'ın seçim listesinde olmasına karşın El Feyyad'ın seçim sonrası yapılan görüşmelerde rakibi Hadi el Amiri ile perde arkasından görüştüğünden şüpheleniyordu.

Irak'ta son seçimlerde 48 milletvekili çıkararak ikinci konumda yer alan Fetih Koalisyonu lideri ve Haşdi Şabi komutanlarından Amiri  ise son yaptığı açıklamada da ABD'nin müdahaleleri neticesinde kurulacak bir hükümeti 2 ay içinde düşüreceklerini söyledi.

Amiri'nin basın ofisinden yapılan yazılı açıklamada, Fetih Koalisyonu lideri Amiri'nin başkent Bağdat'ta ABD Başkanı Donald Trump'ın DAEŞ ile Mücadele Özel Temsilcisi Brett McGurk ile bir araya geldiği belirtildi.

Açıklamaya göre Amiri, "ABD'nin Irak'ta hükümet kurulması sürecine müdahalesini kabul etmiyoruz. Müdahalede ısrar edilmesi halinde kurulacak hükümeti işbirlikçi (ABD ile) sayarız ve onu iki ay içerisinde düşürürüz" ifadesini kullandı.

ABD Başkanı Trump'ın IŞİD ile Mücadele Özel Temsilcisi McGurk'un son zamanlarda Irak'ta yeni hükümet kurma arayışları kapsamında ülkenin farklı kesimleriyle sıkça bir araya gelmesi dikkati çekiyor.

HAÇLI ŞABİ NASIL KURULDU?

Terör örgütü DAEŞ ile mücadele bahanesiyle kurulan terör örgütü HAÇLI ŞABİ, Iraklı Şiilerin dini liderinden İslam düşmanı Ayetullah Ali Sistani'nin çağrısı üzerine oluşturuldu. İlk olarak sivil bir oluşum olduğu iddia edilen HAÇLI ŞABİ'nin Irak ve İran devletinin ortak girişimi olduğu ortaya çıkmıştı.

İRAN TERÖR ÖRGÜTÜ HAÇLI ŞABİ

İran ile vahşi batının temsilcileri İngiltere ve ABD, Şii-Sünni savaşı çıkartmak için var gücüyle çalışıyor. İran ve Suriye rejimleri, terör örgütü Hizbullah'ın da katkılarıyla 2012 yılında Şii maskeli ‘Haçlı Şabi' terör örgütünü kurdu. Sünni maskeli DAEŞ terör örgütünü kuran İngiliz-Amerikan yönetimleri, hedefledikleri Şii-Sünni savaşını tetiklemek üzere 2014'te ise İran rejimiyle birlikte bu terör örgütünün Irak kolunu kurdu. DAEŞ ile zıt görünüşlü ancak aynı amaca hizmet eden terör örgütü ‘Haçlı Şabi ‘yani ‘Haçlı gücü' olarak anılıyor.

ABD ve İran'ın yeni veled-i zinası: İran terör örgütü Haçlı Şabi

TEK HEDEFLERİ VAR: Şİİ - SÜNNİ SAVAŞI

İslam topraklarının gelişmesi, genç nüfusun kırılması ve şehirlerin harabeye çevrilmesi için İngiliz Amerikan aksı var gücüyle çalışıyor. İslam beldelerindeki hâkimiyetlerini bir asır daha koruyabilmek için Şii-Sünni savaşı hedefleyen ‘vahşi batı', bu savaşı çıkarmak için çeşitli adlarla terör örgütü kurmaya devam ediyor. 1982'de Lübnan'da kurulan Hizbullah örgütünü 1985'te ele geçiren CIA, MI6 ve MOSSAD, 2006'da Irak'ta Sünni görüntülü DAEŞ'i kurdu. 2012'de Suriye'de de Şiir görüntülü Haçlı Şabi (Haşdi Şabi) terör örgütünü kurdu. 2014'te bu örgütün Irak kolu devreye alındı.

BAŞINA ‘HIRİSTİYAN EBU AZRAİL' GETİRİLDİ 

Haçlı terör örgütü Haşdi Şabi'nin başına Müslüman görüntülü ancak Hıristiyan birini getiren vahşi batı ve bölgemizdeki müttefiki İran rejimi, “Ebu Azrail” adlı bir katili getirdi. Eski bir öğretim görevlisi olan ve açlmakça “Azrail'in Babası" anlamına gelen “Ebu Azrail” kod adı verilen Eyüp Falih el Rubayi, acımasız bir vampir olmanın yanı sıra öldürdüğü kişilerin kanını içmesiyle de tanınan bir Hıristiyan. DAEŞ'in cahil sözde Sünni gençleri kışkırtması gibi, Haçlı Şabi'de cahil fanatik Şii gençleri kışkırtarak tehlikeli bir oyun sahneleniyor. 

İŞKENCEDE DAEŞ'İ GEÇTİLER AMAN OYUNA GELMEYİN

Yakaladıkları insanlara akla hayale gelmeyecek işkenceler yapıp görüntülerini paylaşan vahşi batının veledi zinaları, yaptıkları katliamları kaydederek korku yaymak ve Sünnileri kışkırtmak için görüntüleri internette yayınlıyorlar. Şii-Sünni savaşı hedeflediklerinden hiçbir şüphe olmayan İran destekli hain terör örgütü, korkuyu büyütmek ve alçaklıklarının hangi boyutta olduğunu göstermek için bir kişinin kalbinin canlı canlı çıkarma görüntüsünü bile paylaştı. Hz Muhammed (s.a.v.)'i zehirlemeye yeltenen Yahudi kadının ve Hasan Sabbah vahşetinin modern temsilcisi olan bu sapkınlara karşı Müslümanları uyarıyoruz. Kışkırtmaya dönüp haber, paylaşım ve analizlere itibar edip, oyuna gelmeyin!

ebu azrail (3)
İran rejimine ait Terör örgütü Haçlı Sabi liderlerinden Eyüp Falih el Rubayi adlı kan emici vanvir kilisede dua ederken

EN BÜYÜK AMAÇ TÜRKİYE'NİN ÖNÜNÜ KESMEK

Şii-Sünni savaşı çıkartmak için 2014'te Musul'u DAEŞ'e teslim ettiren batılı iblisi odaklar, şimdi de Musul'u kurtarmak bahanesiyle hem mezhep savaşı çıkarmayı, hem Musul'u harabeye çevirmeyi, hem de Türkiye'nin önünü kesmeyi hedefliyor. Irak güçleriyle birlikte Musul'a girmesinden korkulan Haçlı Şabi'nin, yerleşik Sünni Arap, Kürt ve Türkmenlere zarar vermesinden endişe ediliyor. Türkiye'nin eğittiği güçler ile aşiretler ise bu terör örgütüne karşı hazırlık yapıyor. 

ABD'NİN ‘SAYGI DUYULACAK' GRUBU

Irak'ın Şii dini lideri Sistani, sözde “cihad” ilan ederek bu katilleri teşvik ederken, İran'ın milli şefi Hamaney de Devrim Muhafızlarına harekete geçme emri verdi. Irak yönetimi ise seri katil İranlı General Kasım Süleymani'yi Musul'a davet etti. ABD ve İngiltere hattı gelişmelerden son derece memnun. Öte yandan ABD'nin bu katil sürülerini “saygı duyulacak gruplar” nitelemesi, karşı karşıya olduğumuz şeytanlığı gözler önüne serdi. 

ebu azrail (2)

IRAK'A HAKİM İRAN ORDUSU

İran'ın Irak Parlamentosunda Irak Ordusu'nun yerine ikame ettirmek istediği Haşdi Şabi, koyu Şii mezhepçiliğinin yansıması olarak, Irak'ta Felluce'yi DEAŞ'tan kurtarma operasyonuna "Hedef gözetmeksizin saldırı düzenlediği ve sivilleri öldürdüğü" için tartışma konusu oldu. DEAŞ'le mücadele edemeyen Irak güçlerine destek olması bahanesiyle kurulan, ancak Sünnileri hedef alan örgüt ev ve iş yerlerini dahi ateşe vermekten çekinmiyor. Irak'ın hakimi konumundaki Haşdi Şabi bugün kendi bayrağı ve flamalarına sahip. Emir komuta zincirinde en uçta Hamaney bulunuyor. Bu haliyle İran'ın Irak'daki ordusu görüntüsünde. Haşdi Şabi'nin en belirgin özelliği “ölümden korkmayan ve büyük bir öldürme arzusu ile yanıp tutuşan” teröristlerden oluşması.

CAN ÇEKİŞEN İNSANIN CİĞERİNİ ÇIKARTIP YİYEN VAHŞİLER

Yakaladıkları Sünnilere akla hayale gelmeyecek işkenceler yapıyorlar. Bu işkenceleri cep telefonuyla çekip, mümkün olan her yerde paylaşıyorlar. Haşdi Şabi denilince akla kancalara takılmış, uzuvları canlı canlı kesilen, ciğer ve kalbi sökülüp çiğ çiğ yenilen korkunç insan görüntüleri geliyor. Musul operasyonu başladığında ise kedi ve köpekleri dişleriyle parçalayıp yiyen militan görüntüleri ortaya çıktı.

İSLAM'LA AKILLARINCA DALGA GEÇİYORLAR

Sözde Müslüman geçinen Şii Haşdi Şabi milislerinin komutanlarından birinin ismi “Ebu Azrail.” 4 büyük melekten biri olan Azrail'in (as) ismini, hem de utanmadan “Azrail'in babası” şeklinde kullanan vahşi komutan, kan donduran bir cinayetleriyle biliniyor. Bir görüntüde bu vahşi komutan, Haşdi Şabi milisleriyle birlikte yakaladıkları bir Sünni'yi önce darağacına asıp yakıyor, ardından her tarafı yanmış cesedin kılıçla kesmeye başlıyor. Diğer Şii örgütlerle yakın olan ve onlar tarafından övgüyle bahsedilen “Ebu Azrail”, mezhepçi politikaların aktörlerinden biri olarak sahada acımasız ve insanlık dışı işlere imza atıyor.

76 SİLAHLI GRUPTAN OLUŞUYOR

76 silahlı gruptan oluşan Vahşi Haşdi Şabi'de en güçlü gruplar şu şekilde sıralanıyor: Bedir Tugayı, Ketaib Hizbullah, Asaib Ehlihak, Ketaib İmam Ali, Ketaib Seyidü'l Şuheda, Ali Ekber Tugayları, Firkat'ül Abbas el-Kitaliyye, Seraya el-Hurasani, Ensar el-Merceiyye Tugayları, Seraya Aşura, Seraya el-Akide, Seraya el-Cihad, Feylek el-Karrar, El- Muntazar Tugayları ve Ketaib Seyyid'ül Şuheda.

IRAK'TA HAŞDİ ŞABİ ENDİŞESİ
ebu azrail (1)
Irak meclisindeki Güvenlik ve Savunma Komitesi üyesi Şahevan Abdullah, "DAEŞ'e karşı Sünni bölgelerinde başlatılan operasyonlarda Haşdi Şabi'nin de yer alması, bölgedeki birçok siyasi ve insan hakları gözlemcisi, Sünniler ve uluslararası toplumun ciddi kaygılarına neden oldu" derken, Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) Bakanlar Kuruluna bağlı İnsan Hakları Komisyonu Danışmanı Kurmanç Osman ise savaş ortamı son bulduğunda Haşdi Şabi'nin bazı üst düzey yetkililerinin yargılanabileceğini söyledi.

DAEŞ'İN İKİZ KARDEŞİ!

Haşdi Şabi'nin terörist sayısı ile ilgili net bir veri yok. 30 bin ile 300 bin arasında değişen çok farklı sayılar zikrediliyor. İncelendiğinde Haşdi Şabi ile DAEŞ'in yöntemlerinin bire bir aynı olduğu görülüyor. Bu durum DAEŞ'i örgütleyenlerle Haşdi Şabi'yi örgütleyenlerin aynı merkez olduğu düşüncesini doğruyuor. Her iki terör grubu da 'Allah' diyerek sadece Müslüman katletmesine karşın, yaptıklarına bakınca İslam ahlakıyla hiç örtüşmediği de görülüyor. DAEŞ'in ardında hiç bir Sünni devlet yok. Ancak Haçlı Şabi'nin ardında İran, Irak ve Suriye rejimleri var. Vahşi batı ise hepsini birden kullanıyor.

Şİİ HAÇLI ŞABİ VE ACİLCİLER PKK'YA DESTEK İÇİN AFRİN'DE

Türkiye'nin Afrin'i PKK/YPG'li teröristlerden temizlemek için başlattığı Zeytin Dalı Harekâtı'nın birinci ayında, bölgede ilginç “denge oyunları” başladı. Uluslararası ajanslar, önceki gün Esed rejiminin PKK/YPG'li teröristlerle anlaştığını ve bölgeye gireceğini duyurdu. Ancak dün gelişmenin iç yüzü ortaya çıktı. Afrin'e gönderilenlerin, İran destekli Şii Haçlı Şabi ve Hizbullat teröristleri ile DHKP-C'nin Mihraç Ural liderliğindeki Suriye kolu “Acilciler” adlı terör grubu olduğu belirlendi. PKK'ya desteğe gelen batılı teröristler gibi bunlarında tabut için sıraya girdiği dile getiriliyor.

‘ESED GÜÇLERİ' DEDİLER, ‘Şİİ TERÖRİSTLER' GİRDİ

Reuters, önceki gün Suriye resmi haber ajansına dayandırdığı haberinde, Esed'e bağlı askerlerin Afrin'e giderek PKK/YPG'den bölgeyi devralacaklarını yazdı. Bütün gece herhangi bir hareketin yaşanmadığı bölgeden, sabah saatlerinde peş peşe açıklamalar geldi. Önce Esed rejiminin resmi haber ajansı SANA, bölgeye Suriye askerlerinin değil, “halk güçleri” dediği birliklerin gideceğini duyurdu. Afrin'den gelen fotoğraflarda ise, bu halk güçlerinin İran destekli Şii milisler ve Haçlı Şabi teröristleri olduğu ortaya çıktı.

YPG: ORTADA BİR ANLAŞMA YOK

Esed askerlerini beklerken karşılarında İran destekli başka bir terörist grubu gören PKK/YPG ise hemen bir açıklama yaparak “Esed'le anlaşmadık” dedi. Terör örgütü YPG'nin Afrin Sözcüsü Brusk Haseke, Rus resmi ajansına yaptığı açıklamada “Esed güçleri Afrin'e girecek de değil. Eğer bir anlaşma olursa açıklama yaparız. Bu haberlerden artık bıktık. Eğer Suriye ordusu Afrin'e gelecekse bunu sizden, kamuoyundan saklamayız. Afrin ve Halep'teki siviller bazen sivil otobüsler geldiğinde 'İşte Suriye ordusu geldi' diyorlar. Yanlış anlıyorlar” dedi.

AFRİN'İN DİBİNDEKİ ŞEHİRLERDEN GELDİLER

Afrin'e giden İran destekli Şii teröristlerin sayısının birkaç yüzle sınırlı olduğu ve neredeyse tamamının, Halep ve Afrin arasındaki Esed-İran kontrolündeki Nubul-Zehra'dan gittiği belirlendi. Hizbullah ve İran destekli bu teröristlerin, bölgede Esed ve YPG arasında sağlanabilecek bir anlaşmanın ilk adımını atmak ve gövde gösterisi yapmak için çalışacağı belirlendi. Bazı Şii kaynaklar ise, bu teröristlerin “Türkiye ile çatışmaya hazır” olduklarını duyurdu.

MİHRAÇ URAL'IN SOÇİ'DE NE ARADIĞI BELLİ OLDU

İran destekli teröristler arasında, Reyhanlı'da 52 vatandaşımızı katleden DHKP-C'nin  “Acilciler” kolu ve onun başındaki Mihraç Ural'ın da olduğu belirlendi. Böylece terörist Ural'ın Soçi'de ne aradığı da belli oldu. Ural, Rusya'nın Soçi kentinde Ocak ayında yapılan Suriye toplantısında boy göstermiş, Rusya'nın “davetli değil, sahte kimlikle gelmiş” şeklindeki yalanına rağmen toplantılara katılmıştı. Türkiye hemen devreye girip, Rusya'dan Ural'ı acil olarak yakalayıp iade etmesini istemişti.  Ancak Rusya, Türkiye'nin talebini dikkate almadığı gibi, Ural'ı Suriye'ye geri göndermişti.

YABANCI TERÖRİSTLERİN İTİRAFI İŞLERİ DEĞİŞTİRDİ

Zeytin Dalı Harekâtı'nın başarılı bir şekilde devam etmesi, PKK/YPG'yi o bölgede besleyen ülkelerden olan İran ve Rusya'yı yeni bir hamleye itti. YPG içindeki yabancı teröristlerin batılı medya kuruluşlarına “Türkiye tam bir savaş makinesi, önünde sonunda Afrin'i alacaklar” diye açıklamalar yapması, Münbiç'ten Afrin'e giden Fransız İspanyol, Amerikalı, Alman ve Hollandalı yabancı teröristlerin birkaç gün içinde öldürülmesi ve dün itibariyle PKK/YPG'li leş sayısının 1700'e yaklaşması perde arkasındaki ellerin ortaya çıkmasına yol açtı.

RUSYA ELİNİ ATEŞE SOKMAK İSTEMİYOR

Rusya, Soçi'ye PKK/YPG'nin de katılmasını istemiş, Türkiye bu isteğe sert tepki göstermişti. Soçi'deki toplantıya Ural'ın da katılması, Rusya'nın Afrin'deki emellerini terör örgütü DHKP-C/Acilciler üzerinden yürüteceği ve İran'ı da “mayın eşeği” gibi kullanarak, Haçlı Şabi ve Şii teröristler maşasıyla bölgedeki ateşi karıştıracağı öğrenildi.

İRAN'IN, SAHADA KALMA HAMLESİ

Afrin'deki son gelişmeler, İran merkezli yeni bir denge değiştirme oyununun da ilk adımı olarak değerlendiriliyor. Suriye'de etkisini iyice yitiren İran, Türkiye ve Rusya'nın zaman zaman ortak adımlar atmasıyla kendine operasyon alanı bulamamıştı. Afrin'de kendine bağlı Şii militanlar ve buraya daha önce gönderdiği PJAK'lı teröristlerle söz sahibi olmak ve Akdeniz'e çıkış kapısı açmak isteyen İran, Afrin operasyonunun ilk gününden bu yana Türkiye'ye “sivil öldürmek” “kimyasal saldırı yapmak” gibi iftiralarla suçlayıp, operasyonun sonlandırılmasını istiyordu.

RUSYA BU OYUNUN NERESİNDE?

Hiçbir zaman Türkiye için bir müttefik olmayan ve en güvenilmez ülkelerden biri olduğunu da her fırsatta gösteren Rusya ise, tüm bu gelişmelerin perde arkasında, kuklaların ipini elinde tutan aktör olarak yer alıyor. Türkiye'nin Münbiç konusunda ABD ile olumlu adımlar atma çabası sonrası harekete geçen Rusya, hem İran'ı hem ona bağlı Şii milisleri hem PKK/YPG'yi hem DHKP-C'li Mihraç Ural'ı hem de Esed'i bölgede kuralsız bir satranç oyunuyla sahaya sürüp, şimdilik bu piyonların ortalığı karıştırmasını izliyor. Rusya'nın bir sonraki hamlesi ise, tamamen Türkiye'nin yeni hamlesine bağlı görünüyor.

TÜRKİYE YUMRUĞUNU MASAYA VURDU

Oynanan oyuna Türkiye'nin cevabı ise “biz işimize bakarız oldu. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Şii teröristlerin Afrin'deki PKK/YPG'li teröristlere destek için bölgeye gitmesini Ammanda değerlendiren ve Türkiye'nin ilk tepkisi ortaya koyan Çavuşoğlu, "Eğer rejim YPG'yi temizlemek için girerse problem yok. YPG'yi korumak için giriyorsa Türk askerini hiç kimse durduramaz." dedi.

HAÇLI ŞABİ ÇETESİ IRAK'IN RESMİ ORDUSU OLDU!

Irak Parlamentosu, defalarca Sünnilere karşı savaş ihlallerinde bulunup açıkça mezhepsel savaş isteyen Şii milis gücü Haçlı(Haşdi) Şabi çetesinin Irak'ın İkinci Ordusu olmasını kabul etti. Şii Türkmen milletvekilleri de yasaya evet dedi.

Irak meclisinin Şii milis gücü Haşdi Şabi çetesine meşruiyet kazandıran tartışmalı yasa tasarısını onayladığı bildirildi.

Haşdi Şabi sözcüsü Ahmed el-Esedi, meclis binasında düzenlediği basın toplantısında, tasarının Meclis Başkanı Selim el-Cuburi başkanlığında, 208 milletvekilinin katılımıyla gerçekleşen oturumda görüşüldüğünü belirtti. Esedi, yasa tasarısının, oturumda hazır bulunan tüm milletvekillerinin onayını alarak oy birliğiyle kabul edildiğini söyledi.

Sünni Güçler Birliği Koalisyonu, meclisteki söz konusu oturumu boykot ederken, Cumhurbaşkanı Yardımcısı İyad Allavi'nin lideri olduğu Vataniyye Koalisyonu da yasaya karşı olduğunu duyurmuştu.

Haşdi Şabi'nin, meclisteki Şii Ulusal Koalisyonu tarafından hazırlanan ve onaylanan yasayla "Irak emniyet güçlerinden biri olarak yasal statü kazanması ve başbakana bağlı silahlı bir kurum olması" kabul edildi.

Aynı zamanda başkomutan olan Başbakan Haydar el-İbadi'ye bağlı olacak ve Savunma Bakanlığı tarafından finanse edilerek silahlandırılacak Haşdi Şabi milislerinin, polis ve orduya bağlı unsurlar gibi tüm mali ve hukuki durumu da söz konusu yasayla garanti altına alındı

Irak parlamentosunda milletvekili Hashd el-Abdelrahim, Haşdi Şabi'nin Irak silahlı kuvvetlerin tam kontrolü altında olacağını aynı zamanda orduyla aynı hak ve ayrıcalıklara sahip olacaklarını söyledi.

Parlamento güvenlik ve savunma komitesinden bir Kürt milletvekili Shakhawan Abdullah, “Güvenlik ve savunma komitesinde önce bu konunun tartışılması gerekir. Yasa tasarısı aceleyle hatalarla dolu olarak hazırlandı. Dikkatlice gözden geçirilmesi gerek" dedi.

Güvenlik ve Savunma Komitesi üyesi Sünni milletvekili Muhammed Kerbuli de "Yasa tasarısına karşı yazılı şartlarımızı Şii Ulusal Koalisyonu'na ilettik. 150 bine yakın yerel aşiret güçlerinden en az 120 bininin bu yasayla haklarının garantiye alınmasını istiyoruz." diye konuştu.

Nuceyfi'den 'Haçlı Şabi' Yasasına Tepki

Irak Cumhurbaşkanı Yardımcısı Nuceyfi, Şii milis gücü Haçlı Şabi'ye Irak'ta yasal statü kazandıran yasaya ilişkin, "Bu yasayla paralel bir yapı oluşturulmuş oldu" dedi.

Irak Cumhurbaşkanı Yardımcısı ve Muttehidun Koalisyonu lideri Usame en-Nuceyfi, meclis tarafından onaylanan "tartışmalı" Haşdi Şabi yasasını reddettiklerini bildirdi.

Nuceyfi, mecliste düzenlediği basın toplantısında, Şii milis gücü Haşdi Şabi'ye yasal statü kazandıran yasanın gözden geçirilmesi gerektiğini dile getirdi.

İsim vermeden İran'ı işaret eden Sünni lider, "Bu yasayla, başka devletlere özenerek devletteki güvenlik kurumlarına paralel bir yapı oluşturulmuş oldu. Meclisteki çoğunluk diktatörlüğü de gözler önüne serildi. Bu ayrıca siyasi süreç ve ortaklık anlayışının bir kez daha veto edilmesidir." ifadelerini kullandı.

Nuceyfi ayrıca Şii Ulusal Koalisyonu tarafından meclise sunulması beklenen uzlaşı projesini şimdiden reddettiklerini ve söz konusu projeyi görüşmeyeceklerini vurguladı.

HAÇLI ebu azrail (2)_1ŞABİ'NİN 'VAHŞET' DOLU SİCİLİ

Musul'u kurtarma operasyonuna katılan ve uzmanların Ortadoğu'nun yeni DAEŞ'i olarak tanımladığı Haşdi Şabi örgütü mezhep çatışmasını tetiklemeye çalışıyor

Irak'ın en büyük ikinci şehri olan Musul'u terör örgütü DEAŞ'ın elinden kurtarmak için başlatılan operasyon birçok endişeyi de beraberinde getirdi.

TÜRKİYE BİR ÇOK KEZ UYARDI

Musul'u kurtarma operasyonuna katılan Şii milis gücü Haşdi Şabi, nüfusun çoğunluğu Sünni olan Musul ve çevresinde mezhep çatışması endişesini artırıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın her seferinde üstüne basa basa tüm dünyayı uyardığı bu grup mezhep çatışmasını tetikleyecek girişimler ve saldırılar yapmaya başladı.

"HÜSEYİN'İN ÖCÜNÜ ALMAYA GELDİK"

Türkiye'nin ABD'yi "Şii güçleri bölgeye giderse yüzyıllık mezhep savaşları başlar" diye uyarmış buna rağmen Haşdi Şabi operasyona dahil edilmişti. Operasyonun başlamasından sadece iki gün sonra Irak'ta bulunan dini liderlerden Esayib Ehli Hak lideri Kays Gazali, ise "Musul savaşında, İmam Hüseyin'in intikamını alacağız" demişti.

ULUSLARARASI AF ÖRGÜTÜ: İNSANLIĞA KARŞI SUÇ İŞLEYEBİLİRLER

Halk Seferberlik Güçleri (PMF) adı da verilen İran destekli Haşdi Şabi milislerinin Musul operasyonuna katılmasına, Türkiye ve Sünni gruplar karşı çıkıyordu. Zira bu silahlı güçlerin cephede yer alması, DEAŞ'ın elinden alınması hedeflenen bölgelerde katliam yapma riski bulunuyor. Uluslararası Af Örgütü dün açıkladığı bir raporda Şii milislerin DAEŞ'in elinde bulunan bölgelerden kaçan sivillere, insanlığa karşı suç tanımına girebilecek kadar ciddi insan hakları ihlallerinde bulunduklarını bildirmişti.

CANLI CANLI UZUVLARI KESİLEN İNSANLAR...

Yakaladıkları ve DEAŞ'lı dedikleri Sünnilere yaptıkları işkenceler ve vahşeti cep telefonlarına çekiyor, sonra da bunu her yerde gururla paylaşıyorlar. Videolarda ortalık kancalara takılmış, uzuvları canlı canlı kesilen, ciğer ve kalbi sökülüp çiğ çiğ yenilen korkunç insan görüntüleriyle dolu.

DAEŞ'TEN FARKLARI YOK

Musul hareketi başladığında bir de kedi, köpekleri dişleriyle parçalayıp yiyen korkunç milis görüntüleri ortaya çıkmıştı.

CAMİYİ İNFİLAK ETTİRDİLER

Vahşi saldırılarına başlayan Haşdi Şabi'nin, Musul operasyonun 10. gününde Enbar vilayetine bağlı Rutba ilçesinde 2 camiyi infilak ettirdi ve ilçe sakinlerinden 23 genci kaçırdı.

TÜRKMEN ŞEHRİNE SALDIRACAKLARINI AÇIKLADILAR

Şii Milis gücü Haşdi Şabi'nin sözcüsü Ahmed el Esadi, Telafer yönünde ilerlemek için yaptıkları hazırlıkları tamamladıklarını söyleyerek "günler ya da saatler içinde başlayacağını" belirtti. Telafer'de 100 binden fazla Türkmen yaşıyor.

HAŞDİ ŞABİ'NİN İHALLERLE DOLU SİCİLİ

2014 ve 2016 yılları arasında örgütten temizlenen kentlerdeki Sünni Araplara yönelik ihlallerde bulunma suçlaması yöneltiyor. Zorla kaybetme, sivilleri ve alıkoyduklarını işkence altında öldürme, şehirleri yağmalama, evleri, camileri ateşe verme, göçmenlerin evlerine geri dönmesini engelleme gibi suçlar işlediği kaydedildi.

BAKUBA'DA 100 CAMİYİ YAKTILAR

Yerel kaynaklar örgütten 2014 yılında kurtarılan Diyala'ya bağlı Bakuba'da da Şii milislerin evleri yaktığını, tarlaları kullanılamaz hale getirdiğini ve ailelerin evlerine dönmelerine izin vermediği ifade ediliyor. Diyala Aşiretler Konferansı ise Haşdi Şabi'nin Diyala'da 100 camiyi yıktığını belirtiyor.

600 KİŞİ KAÇIRIP KATLİAM YAPTILAR

İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün de (HRW) aralarında bulunduğu insan hakları kuruluşları, Haşdi Şabi'nin bu yıl DEAŞ'tan kurtarılan Felluce'de türlü suçlar işlediğini kaydediyor. HRW, söz konusu suçlar kapsamında, işkence, adam kaçırma, yaşa dışı infaz ve evlerin yıkılması gibi eylemlerin bulunduğunu aktarıyor. Sünnileri temsil eden Milli Güçler Koalisyonu'nun 9 Haziran'da yayımladığı açıklamada, Haşdi Şabi'nin, onlarca kişinin öldüğü, en az 600 kişinin kaçırıldığı bir "katliam" gerçekleştirdiği ifade ediliyor.

EL-KERME'DE 2 CAMİYİ YAKTILAR

BM de, Şii mili gücü, örgütün kontrolünden bu yıl çıkan Kerme'de işkence yapmak, güç kullanarak işkence altında itirafa zorlamak ve infaz gerçekleştirmekle suçluyor. Irak'taki Müslüman Alimler Birliği tarafından yayımlanan kınama mesajında ise Haşdi Şabi'nin Kerme'de 2 camiyi yaktığı belirtiliyor.

8 BİN EVİ YAĞMALADILAR

Sivil toplum kuruluşu Adalet için Ulusal Merkez geçen yıl örgüt militanlarından temizlenen Tikrit'te 8 bin evin yağmalandığını daha sonra patlayıcılarla infilak ettirildiğini belgeleyen delillerin bulunduğunu kaydediyor. Tikrit'teki Elbunasır aşireti liderlerinden Felah Hasan en-Neda, Haşdi Şabi'nin bölge sakinlerinin evlerine dönmesini engellediğini aktarıyor.

AMERLİ'DE KÖYLERİ YERLE BİR ETTİLER

HRW, Haşdi Şabi'nin, 2014'te terör örgütü DEAŞ'ın kontrolünden çıkan Salahaddin'e bağlı Amerli'de saldırılar sebebiyle göç etmek zorunda kalan Sünni sivillere ait ev ve dükkanları yağmalayıp yaktığını, en az iki köyü yerle bir ettiğini belgeleyen delillerin bulunduğunu aktarıyor.

YORUM YAP