ABD'nin yeni başkanı bir kadındır ve görevi devralmadan önce 3 aylık geçiş dönemindedir. Seçilen bu kadın Başkan asker olan oğlunu Körfez savaşında kaybetmiştir ve kimyasal silah yalanıyla ABD'yi savaşa sokan müesses nizamdan nefret etmektedir. Hal böyle olunca duygular karşılıklıdır ve müesses nizamda görevi devralmadan önce onun elini kolunu bağlayacak kurgular peşindedir. En önemli kurgu ise, İsrail istihbaratı Mossad'ın üst düzey yetkililerinin de dahil olduğu ortak bir müesses nizam ve CIA planının devreye sokularak Irak'a yapılanın bir benzerini İran'a yapmaktır.
ABD yapımı ünlü “Homeland” dizisinin 6. sezonundan bahsediyoruz. Diziyi vakit darlığı nedeniyle biraz geriden takip ediyoruz ve şu aralar dizinin 7. sezonu bitmek üzere.
Konuya devam edelim.
Dizinin başında ABD'nin insan hakkı ihlallerini eleştiren bir web sitesi olan Müslüman bir genç sanki bombalama planlıyormuş gibi hapse attırılır ve ünlü yapılır. Daha sonra kendisini savunan dizinin kahramanı ve eski CIA analistinin çabalarıyla haksızlık ortaya çıkarılır ve bu Müslüman genç hapisten çıkarılır. Ardından bu gencin kamyonetine kendisinin haberi olmadan devasa bir bomba konulur ve New York'ta patlatılır.
Yeni seçilmiş ama görevi henüz devralmamış kadın Başkan bir yandan “İslami terörizm” ile korkutulurken diğer yandan troller ordusu harekete geçerek özgürlükçü seçilmiş Başkan hakkında terörizme karşı yumuşak davrandığı gerekçesiyle yıpratma kampanyası başlatırlar.
Bu kısım seçilmiş yeni başkanın sıkıştırılma ve terbiye edilerek istihbarat aparatusuna ve müesses nizama boyun eğdirilme evresidir.
Bundan sonra ise planın ikinci aşaması vardır ve CIA içinde müesses nizamın parçası olan grup yeni seçilmiş ABD Başkanının kendi nizamlarına boyun eğmesini ve İran'a karşı harekete geçmesini sağlamaya çabalarken aynı grup içinde yeralan ve başını askerlerin çektiği grup ise yeni Başkanın adam olmayacağını düşünerek onu ortadan kaldırmak için ayrı bir plan yürütmektedirler.
Ama bizi asıl ilgilendiren CIA içinde çatışan gruplardır.
Birinci grup İsrail istihbaratı Mossad birlikte çalışarak yeni Başkanın İran ile varılan nükleer anlaşmadan vazgeçmesi için çalışmaktadır. Şöyle ki;
Mossad, İran Devrim Muhafızlarının finansörü olan bir işadımını birlikte yakalamak için CIA'ye teklifte bulunur. Sözde amaç İran ile Kuzey Kore'nin paralel bir nükleer program geliştirdikleri konusunda Mossad'ın elinde olan bir istihbaratı doğrulamaktır.
İranlı işadamı Dubai'de yakalanır ve ve CIA tarafından Mossad gözetiminde yapılan sorgulamada paralel nükleer programı itiraf eder. Oysa bu işadamı baştan beri Mossad'ın adamıdır ve Mossad'ın kendisinden söylemesini istediklerini itiraf edermiş gibi anlatmaktadır.
Yani, İran nükleer anlaşmaya uyduğunu söyleyerek yalan söylemekte ve Kuzey Kore ile birlikte paralel bir nükleer program yürütmektedir.
Uzatmayalım, durumdan şüphelenen ve yeni ABD Başkanına yakın CIA içindeki diğer grup olayı açığa çıkarır ve yeni Başkanı CIA – Mossad sahte bayrak operasyonu hakkına bilgilendirirler.
Tam bu sırada ABD Başkanına karşı operasyonu yürüten müesses nizamın içinde askerlerin başını çektiği diğer kanat;
Bu yeni Başkanla işlerin yürütülemeyeceğini düşünerek;
Yeni ABD Başkanına suikast planını uygulamaya koymuştur.
Dizinin en önemli repliklerinden birisi, İran'a karşı Mossad'la iş tutan CIA ekibinin başı ile yeni seçilmiş ABD Başkanı arasında geçen konuşmada sarfedilen şu sözdür:
“Başkanlara şans verilmez, onlar test edilir”.
Bu replikte söylenmeyeni de, “ya kandırılır, ya ikna edilir, ya mecbur edilir ya da öldürülür” şeklinde biz ilave edelim.
Burada oldukça karışık bir dizi senaryosunu çok basitleştirerek anlattık ve aralara güncel olayların küpürlerini ekledik.
Bazen filmlerle gerçekler ne kadar örtüşüyorlar, değil mi?
Yoksa birileri bazı şeyleri göze alarak olacak olaylar konusunda bizi uyarıyorlar mı?
Yeri gelmişken, dizinin bahse konu sezonunun 2017 yılının ilk dört ayında gösterime girdiğini hatırlatalım.
Yani bundan tam bir sene önce.
Ve son bir notla bitirelim.
Dizinin son bölümünde suikastten kurtulan seçilmiş Başkan artık görevi devralmıştır ve Başkanlık ofisinin kendisine verdiği yetki ve çok geniş tanımlı "Yurtseverlik Yasasını" da kullanarak ordu ve CIA içinde suikast girişimine karışanlara karşı büyük bir tutuklama dalgası başlatır.
Hem de suçlu suçsuz ayırımını çok fazla gözetmeden...
Ne kadar ilginç değil mi?
Size de Ergenekon operasyonlarını çağrıştırdı mı? Acaba Amerikalı senaristler Türk siyasi hayatını yakından takip ediyorlar mı, yoksa Türk siyası hayatında aynı senaristlerin verdiği senaryolar mı uygulanıyor?