İsrail'in kurulduğu günlerde, Salamon Sedat Simavi de Hürriyet adlı bir gazeteyi yayınlamaya başlar. S. S. Simavi yaşlanınca, gazeteyi iki oğluna bırakır.
Erol Simavi, 1994 yılında Hürriyet'teki hisselerini Aydın Doğan'a satarak, bir gece ansızın ortadan kaybolur. Bu sayede hem bir medya imparatorluğu el değiştirir, hem de Simavi ailesi tümüyle Türkiye'yi terk eder.
Başbakan Mesut Yılmaz'ı kapıda pijama ile karşılayan Aydın Doğan, Hürriyet sayesinde hem gündem belirler, hem de gücüne güç katar.
Türkiye'de Hürriyet ve TÜSAİD güçlendikçe, iktidarlar zayıflar.
Daha önce de yazmıştık.
1971'de kurulan TÜSİAD, ilk 30 yılında 10 başkan, son 15 yılında ise 8 başkan değiştirir.
Buna mukabil, Türkiye'de 1971'den AK Parti iktidarına kadar, 30 yılda tam 25 hükümet kurulur.
Hangi kerametinden dolayı ise Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği'ne ait TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi Mütevelli Heyeti üyeliğine getirilen Ertuğrul Özkök, Hürriyet gazetesini 2010'a kadar tam 20 yıl yönetir.
Özkök gittikten sonra sıra ile Enis Berberoğlu, Sedat Ergin ve Fikret Bila'nın genel yayın yönetmenliği yaptığı Hürriyet'te sular iyice ısınmaya başlar.
Görüleceği üzere Türkiye istikrara kavuşup, dış aktörlerin müdahale gücü azaldıkça, TÜSİAD gibi Hürriyet'in de istikrar ve ahengi bozulur.
İnternete düşen ses kaydından hareketle geçtiğimiz günlerde, Aydın Doğan'ın ahir ömründe, Hürriyet'in skandallarını kaldıracak mecalinin kalmadığını yazmıştık.
Hürriyet grubu uzun bir süredir Almanya kökenli Siyonist yayın grubu Axel Springer'in destek ve gazı ile ayakta idi.
Ticaret Sicil gazetesine baktığımızda, yine bir süredir Aydın Doğan ailesinden kimsenin yayın grubunda imza yetkisinin bile olmadığı görülür.
Sonunda beklenen haber geldi...
Aydın Doğan medyadan çekiliyor!
Katarlı bir işadamı grubu, Aydın Doğan'la masaya oturmuş ve satış görüşmeleri tamamlanmış.
İddiaya göre, görüşmeler çok hızlı bir şekilde imza aşamasına bile gelmiş.
İmzaların atılmasının an meselesi olduğu dile getiriliyor.
Yine iddiaya göre, bu Katarlı yatırımcı sadece Hürriyet'e değil, aynı zamanda damatlarından birine ait bazı şirketlere de talipmiş.
Şimdi sıra Aydın Doğan'ın ansızın gideceği ülkeye geldi galiba.
Pijama ile karşılayacak bir başbakan üretilemeyince, demek ki tek çare, selefi Simavi'nin izini sürmek...
FETÖ'cü Halit Esendir'in kitabına göre, yine FETÖ'den tutuklu Alaaddin Kaya, Gülen'le birlikte Aydın Doğan'ı ziyarete giderler.
Aydın Doğan, Gülen'e şöyle der: “Ben, siz kapıdan girinceye kadar kendimi dindar gibi hissetmiyordum. Hatta dinsiz gibi yaşadığımı sanıyordum. Sizi görünce dindar olduğumu anladım. Neden bugüne kadar bu güzellikleri bize göstermediniz. Bu kadar geç kaldınız” (s. 308,309.)
Bu durumda kim bilir belki de Pensilvanya'ya dini dar hocasının yanına gider!
SON NOT:
Hürriyet gazetesi dün “Mevcut durum itibariyle bu kapsamda alınan bir Yönetim Kurulu Kararı bulunmadığı gibi, yapılan herhangi bir çalışmada bulunmamaktadır” şeklinde açıklama yaptı. KAP'na yapılan bu açıklama ne kadar gerçek, ne kadar değil, bunu zaman gösterecek.
