Tutuklu IŞİD üyesinden çarpıcı itiraf: YPG ile IŞİD iş birliği yapıyordu.
Adana'da IŞİD'e üye olmak suçundan tutuklanan ve etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanarak 2 yıl 4 ay hapis cezası verilen E.C, itiraflarında, terör örgütleri YPG/PKK ve IŞİD'in anlaşarak birbirlerine karşı eylem yapmadığını anlattı.
Adana 12. Ağır Ceza Mahkemesinde yargılandığı davada "terör örgütünü üye olma" suçundan 2 yıl 4 ay hapis cezasına çarptırılan E.C, itiraflarda bulunarak IŞİD hakkında bilgiler verdi.
Yaklaşık 3 yıl önce illegal yollardan Suriye'ye geçerek IŞİD'e katılım sağladığını ve bu konuda kendisini "Ebu Musab" kod adlı dayısının teşvik ettiğini belirten E.C, örgüt içerisinde "Ebu Kaka" ve "Ebu Aişe" kod adlarını kullandığını bildirdi.
"TÜRKİYE'DE DE MADAFA EVLERİ VAR"
IŞİD içerisinde "madafa" adı verilen örgütsel bekleme evlerinin bulunduğunu ve bunların 4 bölümden oluştuğunu kaydeden E.C, "Türkiye'de de madafa evleri bulunmaktadır. Bu evlerde dışarıdan gelen örgüt mensupları bulunur. Örgüt mensupları bu eve toplanarak cihat bölgeleri olarak adlandırılan bölgeye geçişleri sağlanana kadar bekletilir."ifadelerini kullandı.
E.C, IŞİD'lilerin birbirleriyle Telegram, Instagram, WhatsApp, Viber, Wechat, Line ve Skype gibi uygulamalar üzerinden görüşme yaptığına dikkati çekerek, Suriye'de DEAŞ adına faaliyetlerde bulunduğunu da anlattı.
"IŞİD VE YPG/PYD ANLAŞARAK BİRBİRLERİNE KARŞI EYLEM YAPMADI"
IŞİD'in burada YPG/PYD ile anlaşarak iş birliği yaptığını vurgulayan E.C, şöyle devam etti:
"Suriye ve Irak'ta bulunduğum süre zarfında IŞİD terör örgütünün YPG/PYD ile anlaşarak birbirlerine karşı eylem yapmadıklarını biliyorum. IŞİD'in (o dönem) kontrolü altında bulunan Deyrizor bölgesi YPG'nin kuşatması altına girince, IŞİD istediği zaman buraya müdahale edebilirdi fakat yapmadı. IŞİD içerisinde Ebu Abdurrahman kod adlı bir kişi YPG/PYD'nin kontrolü altında bulunan Mansura bölgesinde faaliyet yürütüyordu. Bu şahıs burada IŞİD adına silah parçaları üretiyordu."
"TÜRKİYE'DE EYLEM YAPACAKLAR ÖZEL SEÇİLİYOR"
IŞİD'in içerisinde Türkiye'deki eylemler için bir yapı bulunduğunu belirten E.C, bu gruba "Fursan Hilafe Ketibesi" adı verildiğini ifade etti.
E.C, DEAŞ'ın seçkin örgüt mensuplarınca bu gruba özel eğitimler verildiğine işaret ederek, "Bu ketibede yer alan örgüt mensupları Türkiye'de bizzat eylem yapması için özel olarak seçilir ve özel olarak eğitilir. Aynı zamanda bu ketibede yer alan örgüt üyeleri IŞİD'ın Türkiye'deki silahlı ve bombalı eylemlerinde aktif rol üstlenir." şeklinde bilgi verdi.
IŞİD, yabancı ülkelerden gelen yardımlarla desteklendiği bilgisini paylaşan E.C, şunları kaydetti:
"Örgüte katılanların çoğunluğu farklı ülkelerde suça karışmış haklarında arama emri olan kimselerdir. Örgüt içinde alınan emirlere uymayanlar zorla cezalandırılır. IŞİD kafir olarak isimlendirdiği ülkelerle bir bir iş birliği yapmaktadır. IŞİD şu an YPG/PYD terör örgütüyle de birlikte hareket ediyor."
Amerikalı Yazar Lendman: Suriye'den çekilme var diye hemen sevinmeyin...
Amerikalı yazar Stephen Lendman'ın Amerika'nın Suriye'den çekilmesi kararı ile ilgili bir yazı kaleme aldı.
Amerikalı yazar ve Progressive Radio News programcısı Stephen Lendman'ın Amerika'nın Suriye'den çekilmesi hakkında “Amerika kuvvetlerini Suriye'den çekiyor ama hemen sevinmeyin” başlıklı yazısı:
Geçmişte Amerikan özel kuvvetlerinin Suriye'deki binlercesi bir yana dünya ülkelerinin dörtte üçünde faaliyet gösterdiklerini yazmıştım.
Suriye'nin güneyinde ve kuzeyinde 18 üste faaliyet halindeler, Eylül ayında ise DEyr Ez zor'da yeni bir üs inşası başladı.
Arapça yayın yapan al-Watan gazetesinin muhalif kaynaklardan aktardığı bilgiye göre Pentagon 2018'in son aylarında Fırat Nehri'nin doğu yakasında askeri varlığını genişletme eğiliminde.
Geçtiğimiz hafta Pentagon sözcüsü Albay Rob Manning Ankara ile işbirliği halinde Suriye'nin Türkiye sınırında gözlem noktaları kurmayı netleştirdiklerini belirtti.
Amerika önderliğindeki terör bombalamaları fiilen günlük olarak devam ediyor, sivilleri katladeiyor, hayati yapıları yıkıyor. Sonu gelmeyecek bir savaş gibi.
IŞİD'e sahte bir savaş açılarak haksız bir şekilde, musibet Cumhuriyetçileri, demokratik olmayan Demokratları ve muhalif gibi görünen Pentagon komutanlarını destekleyerek merulaştırıldı.
Washington'un Suriye'ye müdahalesi Beşar Esad iktidarda olduğu sürece sona ermeyecek. Obama yönetiminin ülkedeki savaşı Trump tarafından ağırlaştırıldı. Bu rejim değişikliği ile alakalıydı ve hala öyle. Amerika önderliğindeki terör bombacıları tarafından desteklenen IŞİD'i ve diğer aşırılıkçıları vekalet askerler olarak kullanıyor.
Cumhuriyetçi ve Demokratların muhafazakarları Esad'ın yerine Batı yanlısı bir kukla yönetimi yerleştirmek istiyor. Benzeri bir entrika öncesinde İran'ın hükümetini devirmek için de İran'ı renkli devrimle, eski model darbeyle veya sadece saldırganlıkla yalnızlaştırıyorlar. Sonuncu strateji Washington'un tercih ettiği strateji.
Geçtiğimiz günlerde Wall Street Journal bir Pentagon kaynağının “Suriye'den askerleri mümkün olduğunca çabuk çıkarma emri aldıkları” ifadesini aktardı.
Habere göre çekilme 60 ila 100 gün arasında tamamlanacak. İhtimalle askerleri sınırı geçirerek Irak'a veya başka bir bölgeye yenşden konuşlandıracaklar. Bu bir strateji değişikliği değil.
İsmi verilmeyen bir Beyaz Saray yetkilisinden aktarılan bilgiye göre Amerika İran'a karşı “ekonomik yaptırımlar ve diplomatik baskı dahil olarak milletin gücün araçlarını kullanmayı” amaçlıyor.
İslam cumhuriyetine karşı ne gerçekleştiriliyorsa ülkeye açılacak savaşın bir başlangıcı niteliğinde. Çılgınlık yerleşirse olabilecek yan etkiler önceki makalelerde tartışılmıştı.
İran'a açılacak savaş Afganistan, Irak, Libya, Suriye ve Yemen'e saldırmaktan çok daha farklı olacak. İran'ın askeriyesi Amerika'ın bölgesel güçlerine, İsrail şehirlerine ve nükleer sahalarına karşı tepki verecek kadar güçlü.
19 Aralık'ta Trump, “Trump yönetimi süresince orada olmamızın yegane sebebi olan IŞİD'i Suriye'de yendik” şeklinde bir tweet attı.
Adı bilinmeyen bir Beyaz Saray yetkilisinin ise “Amerikan güçleri IŞİD'e karşı savaşmaya devam edecek” dediği aktarıldı. Beyaz Saray Basın Sözcüsü Sarah Sanders ise Amerikan güçlerinin “Bölgesel bir halifeliği yendiğini” söyledi.
“Amerikan askerlerinin eve dönme” sürecinin ise “bu savaşın bir sonraki aşamasına geçişimiz başladı” diyerek “Washington küresel koalisyonlarını veya savaşını bitirme eğiliminde olmadığını” sözlerine ekledi.
Buna göre Amerika'nın güvenliğine yönelik var olmayan tehditlere karşı Trump yönetimi ve “müttefikleri Amerika'nın menfaatlerini ne zaman gerekirse bütün seviyelerde birleşerek savunmaya hazırlıklılar ve beraber çalışmaya devam edeceğiz” denildi.
Onun açıklamalarından kendi yorumunuzu çıkarsayın. Trump yönetimi muhafazakarlarının aklında her ne var ise Suriye'de savaşı Amerika'nın müdahalesini sonlandırmak bunun bir parçaı değil.
Trump IŞİD belasını yenmekle ilgili yalan söyledi. Amerika El Kaide'nin yanı sıra onun El Nusra kolunu ve diğer bölgesel terörist grupları destekliyor.
Journal'a göre , “Suriye'den çıkışa halen Beyaz Saray'daki ve Pentagon'daki en üst düzey yetkililer tarafından yaygın bir biçimde muhalefet ediliyor. Amerikan askeri yetkilileri ise geri çekilmenin nasıl görüneceği konusunda konuşmayı reddettiler.”
Önceki makalelerde açıklandığı üzere Amerika Suriye'ye ayrılmak için değil kalmak için geldi. Bu durum en azından 1990'ların Balkan savaşlarındanve 9/11 Amerika saldırganlık savaşlarının öncesinden beri böyle.
Trump uzun bir çizgideki Clintonlar, Bush/Cheney, Obama ve çift taraflı kongre muhafazakarları gibi Amerikan savaşçı başkanlarının sonuncusu. Bir şey söyleyip başka bir şey yapma konusunda rahatsız edici bir geçmişe sahip.
Kendisinden öncekiler gibi Amerika'nın askeri-endüstriyel yapılanmalarına tutkun, devraldığı savaşları sürdürüyor, yenilerini planlıyor. Uğusrsuz bir şekilde Rusya, Çin ve ya da İran'la muhtemel savaşa yönlendiriyor.
Washington'un müdahalesini sonlandırarak Suriye'de barış ve istikrara yönelik yeni bir sayfa açma beklentisi dünyanın toprağını sömürgeleştirme, kaynaklarını yönetme ve insanlarını sömürme emperyal ajandası ile ters düşüyor.
Şu çok açık ki Washington'un küresel baskınlık savaşı değişmeyecek.
Kaynak: Stephenlendman.org
ABD'nin Suriye'den çekilmesi ile Erdoğan artık oyunun baş aktörü
Donald Trump'ın, ABD güçlerinin Suriye'den çekildiğini açıklamasının ve Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın konuşmasının üzerinden 24 saatten fazla bir süre geçti. Erdoğan, Türkiye'nin iki terörist tehdide karşı “Kürt milisler ve İŞİD'in son cihatçıları “ müdahalede bulunacağı sözünü verdi.
Amerikan birliklerinin geri çekilmesi uygulanırsa, “ İŞİD cihatçılarının yanı sıra YPG'nin Kürt milislerini yok edecek Türkiye'dir. " Bu açıklamayı 21 Aralık Cuma günü Recep Tayyip Erdoğan konuşmasında belirtti.
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a göre, 14 Aralık'ta ABD cumhurbaşkanı ile yapılan bir telefon görüşmesi sırasında her şey netleşti. ABD'li mevkidaşı Trump ile konuştuktan sonra Erdoğan, Türk ordusunun Fırat'ın doğusundaki Kürt kuvvetlerine karşı yapılacak askeri operasyonunu erteleyerek, ABD ordusunun geri çekilmesini beklemeye başladı.
Donald Trump'ın açıklamasından sonra Erdoğan artık oyunun baş aktörü oldu. Recep Tayyip Erdoğan'a göre Türkiye, cihatçılar tarafından kontrol edilen son bölgeleri ortadan kaldırmak için bir strateji geliştirecek. Bu amacı için Amerikalılar üzerinde baskı bile yapıyor. Erdoğan'ın Kürt milislere yönelik taarruzu ertelemeyi sırf bu yüzden kabul etmesi acizlik olarak tanımlanamadı.
Kaynak: AlexisBillette, RFİ.fr Tercüme: timeturk