Osmanlı arşivlerindeki kıyıma tepkiler çığ gibi
Türkiye Cumhuriyeti'nin müesses nizamı içinde "Osmanlı" adını taşıyan ilk devlet dairesi 1984 yılında kabul edilen 3056 sayılı "Başbakanlık Teşkilat Kanunu" ile ihdas edildi.
OSMANLI AŞŞİVLERİ DAİRE BAŞKANLIĞI LAĞVEDİLDİ
O zamana kadar Başvekalet/Başbakanlık Arşivi Umum Müdürlüğü adlı kurum, yeni kurulan Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü'nün çatısı altında "Osmanlı Arşivi Daire Başkanlığı" adıyla 2018 Temmuz'una kadar faaliyetlerini sürdürdü. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi bünyesinde ilga edilen Başbakanlık ile birlikte Osmanlı Arşivi Daire Başkanlığı da ortadan kalktı.
OSMANLI ARŞİVLERİ TARİHE KARIŞTI
Haliyle Cumhuriyet kurumları arasında Osmanlı adını taşıyan tek kurum da tarihe karıştı.
Cumhurbaşkanlığı bünyesinde yeniden kurulan Devlet Arşiv Başkanlığı altında Osmanlı adıyla bir kurum artık yer almıyor. Bu durumdan ne anlaşılmalı henüz kestirmek zor.
MEÇHUL BİR EL ÇALIŞANLARI HAVUZ ATTI
Başbakanlık ilga edilince personeli de bir aydır "havuzda" boy sırasına göre dağıtımını bekleyen alabalıklar gibiydi. Sonunda dağıtım gerçekleşti, adı tarihten silinen Osmanlı Arşivi'nin henüz kesin sayısı bilinemeyen ancak 250'inin üstündeki yetişmiş uzman personeli başka kurumlara dağıtıldılar.
HERKES ŞOKTA
Kimin ne için kuruma operasyon çektiği henüz bilinmiyor. Bu nedenle herkes şokta.
Kamuoyunda büyük tepkiyle karşılanan operasyon sonrasında 5 yıldan 31 yıla kadar sürelerle çalışmış, Osmanlı Arşivi'ne emek vermiş herbiri gerçek hazine durumunda olan uzman yetişmiş nitelikli insanlar, internet sayfasından nakledildikleri yerleri öğrendiler.
ZABITA ÇALIŞAN YÖNETİCİ YAPILDI
Açıköğretim Fakültesi mezunu ve daha önce Altındağ Belediyesi'nde Zabıta Müdürlüğü'nde çalışmış bir kişi, Devlet Arşivleri Genel Müdür Yardımcısı yapılıyor ve Osmanlı Arşivleri de kendisine bağlanıyor.
TEPKİLER ÇIĞ GİBİ
Harf İnkılâbı ve lîsan tahribatı bizi yeterince geriye atmadı mı ki, şimdi yetişmiş Osmanlı arşivleri mütehassıslarını alelade yerlere tâyin ediyorlar. Bu gibi insanlar kolay yetişmiyor, bu hatadan âcilen rücu edilmeli.
Harf İnkılâbı ve lîsan tahribatı bizi yeterince geriye atmadı mı ki, şimdi yetişmiş Osmanlı arşivleri mütehassıslarını alelade yerlere tâyin ediyorlar. Bu gibi insanlar kolay yetişmiyor, bu hatadan âcilen rücu edilmeli.
— Nurullah Mısıroğlu (@MisirogluN) 12 Ağustos 2018
Millet en ulvi ve en yüksek hedefte ittifak halindeyken, ucuz ve kişiliksiz olanlar, nazik dönemleri fırsata çevirmeye çalışır.
— Murat Başaran (@mbasaran67) 13 Ağustos 2018
Savaşıyoruz diye "yağmacılara" göz yumamayız.
Herkes işini doğru yapacak, moral bozmayacak.
Osmanlı Arşivleri'ndeki kıyım durdurulmalıdır.@RT_Erdogan
Osmanlı ve Cumhuriyet Arşivleri çalışanlarının pek çok nitelikli ve yetişmiş kadrosu, otuz küsur yıllık emeklerinin karşılığında 28 Şubat cuntasının dahi beceremediği bir şekilde, adeta tasfiye edildiler.
— Mehmet Canatar (@canatar_m) 12 Ağustos 2018
Osmanlı arşivleri merhum T.Özal tarafından canlandırılmıştı. 1980'li yıllara kadar Osmanlı'ya yan bakan bir eğitim sistemimiz vardı. Bugünlerde Osmanlı arşivlerinde tasfiye ve sürgün haberleri geliyor. Beyler ! Osmanlı, Türk milletinin köküdür. Ne yaptığınızın farkında mısınız?
— ÖMER AKDAĞ (@omerakdag34) 13 Ağustos 2018
Şu anda Osmanlı arşivlerinde yetişmiş, sahasında uzman, görüşü önemsenen 150 civarında "insan", kıyıma uğramış, SGK, tapu idaresi, ıvır zıvır kuruma gönderilmiş. İsimleri duydukça utancımdan kulaklarıma kadar kızardım. "emaneti ehline vermeyiniz" diye mi algıladılar tavsiyeyi?
— Hamdi Akyol (@hamdiakyol_) 13 Ağustos 2018
MEHMET TOPAL: Eski kurumum Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü (Devlet Arşivleri Başkanlığı) personeline dair yeni uygulamayı teessürle öğrendim. Yaşları ellinin üzerinde ve hizmette 30 yılını ikmal etmiş emektar dostlarım başka kurumlara dağıtılmak suretiyle yenilenme ve tasarruf (!) yapılmış. Merhum Özal devrinde Arşivciliğimiz milli bir politikataya dönüştürülünce istihdam olunan ve depolarda yüzyılların tozu ve böcek ilaçlarına muhatap olup hiç şikayetçi olmadan fedakarane çalışan sevgili arkadaşlarıma bu muameleyi reva görmeleri üzücü. Bir kalemde 30-40 bin devlet memuru alımının yapılabildiği şartlarda sayıları 100'ü bulmayan ve müstesna donanımlara sahip arşcivcilerin kuruma yük olarak görülmesini kabullenmek zordur. Arşiv Başkanlığımızın, emeklilikleri yaklaşmış olan ve uzmanlıkları şüphe götürmeyen arkadaşlarımızı emekli olana kadar sevdikleri ve ait oldukları kurumda mahfuz tutmasının hakkı teslim ve ali-cenaplık olacağını düşünüyor, dostlarıma geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum.
SIDDIK ÇALIK: Osmanlı ve Cumhuriyet arşivlerinde çalışan bir çok Osmanlıca uzmanının kendi alanlarıyla ilgisi olmayan başka kurumlara dağıtılması, son derece yanlış ve haksız bir karar olmuştur. Ortalama otuz yıldır bu kurumda çalışan söz konusu uzmanların yetişmesi kolay olmamıştır. 200 milyonu aşkın arşiv belgesinin tasnifi ve okunmasının yıllarca süreceğini göz önüne alırsak, bugün Türkiye'de sayıları bini bulmayan Osmanlıca uzmanından ikiyüz kadarını ilgisi olmayan kurumlara gönderme yanlışlığından bir an önce geri dönülmesi gerekmektedir.
FUAT YAVUZ: Arşiv çalışanı olmak, arşiv bilgisine, donanımına sahip olmak sıradan bir iş değildir. Orada on senesi idareci olmak üzere yaklaşık otuz senelik birikimimle söylüyorum, yapılan tasarruf son derece yanlıştır. Yanlışlıklar manzumesi arşiv sitesinin Sultanahmet'ten Kağıthaneye taşınmasıyla, (Sultanahmetteki binanın otel yapıldığını da unutmayalım) bir kısım personele uzman statüsü yerine araştırmacı kadrosu verilmesiyle başlamıştı. Halen de devam ediyor. Mevcut idari yapı personele sahip çıkmadığı gibi temininde güçlük çekilen personelin özlük haklarını karşılayamamanın ezikliğini, bu şekilde sürgün uygulamasıyla, ya emekli olun ya da tayin ediyorum demektedir. Bu uygulama sanırım mahkemeyle çözüme kavuşur. Arşivi arşivciler yönetmediği sürece bu problemler devam edecektir. Hayırlısı olsun.
ZAFER KARATAY: Gönderilenler İFP yani istihdam fazlası personel olarak Devlet Personel Başkanlığına gönderilip oradan alakasız yerlere gönderilmişler. Çok yakından tanıdığım, gerçekten işlerinin ehli arkadaşlarımı var. terfi ve taltif edilmesi gerekirken işe yaramaz konumuna konulmuşlar...
NİZAMETTİN OĞUZ: Çok yazık çok.Hem geçmişle bağlarımız koparıldı, mezar taşlarımızı bile okuyamıyoruz diye feryat ederler. Yine de o bağı sağlayan cefakar insanları bozuk para gibi harcarlar. Umarım yanlıştan dönülür. Yüzlerce yılın tozunu Türk tarihinin üstünden temizleyen değerli insanlar toz edilmez Hukukun belirli zümre için işlediği bir dönemdeyiz maalesef. Osmanlı Arşivinde sürgün edilen, kıyılan, tasfiye edilen arkadaşlarımıza geçmiş olsun diyorum. Bu açık bir tasfiye hareketidir. Bu zamandan itibaren tasfiye edilen arkadaşlarımızın yerine muhtemelen iki kat fazla personel yapılacaktır, işte o zaman arkadaşlarımızın konuyu müteselsilen AİHM'ne kadar götürme hak ve mecburiyetleri doğar.
ALİ KIVRAK: Dedete'nin ne olduğunu bilmeyen bir adam geliyor, kendisi kısa donla sokakta misket oynarken dedete soluyarak evrak ayıran temizleyen işinin erbabı adamları hallaç pamuğu gibi atıyor.... Allah'ım aklımı muhafaza eyle.
SİNAN ÇULUK: Ben de 28,5 yıllık bir arşiv personeli olarak bu şekilde yeni tayin edildiğim görev yerimi öğrendim. Bundan sonra SGK İstanbul Müdürlüğü bünyesinde Araştırmacı kadrosunda devlet memuriyetim sürecektir. Sürecin nasıl şekilleneceğini, neler olacağını şimdiden kestirmek güç. Ne olursa olsun, hep birlikte nakledildiğimiz arkadaşlarım için hayırlısı olsun.
S.A.SAĞLAM: Osmanlı Arşivi Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi çerçevesinde kurulan devlet arşivleri başkanlığı na bağlandı. İhtisas sahibi ehliyet ve liyakatli personel başka kamu kurumlarına dağıtıldı. Belge okuma degerlendirmede Türkiye'de belki bir numara diyebileceginiz bir kişi SGK'ya... Balkan araştırrmalarında bir numara diyebileceginiz bir kişi devlet tiyatrolarına vbg yüzlerce sahasında uzman kişilerin alakasız kurumlara ve pasif görevlere atanması osmanlı arşivinin şahsında büyük bir kayıp ve devletin yanlışı olararak tarihe geçecektir.
GÜLTEKİN YILDIZ: “Devlet Arşivleri Başkanlığı'nın kurulmasını müteakip Başbakanlık Osmanlı ve Cumhuriyet Arşivlerinin bazı personeli "uzman" statüsüne geçecek diye sevinirken; dün gece Osmanlı Arşivi'nde çalışan 200'ün üzerinde arşivci, çeşitli devlet kurumlarına dağıtıldılar. Arşiv nedir bilmeyen, bilgi belge yönetiminden habersiz kişilerin kalem oynatması, sicil incelemesi ile ihtisası Osmanlı belgeleri olan kişiler SGK'ya, Tapu Kadastro'ya, İçişlerine intikal ettiriliyor; bunu 28 Şubat'ta denemişlerdi de mani olmuştuk, ne acı şimdi tanık olmamız. Kendi için varolan kişi yetişmiş insanları yemekle; kendinde varolan kişi kendini yetiştirmekle; kendiliğini aşabilen kişi ise kendinden de iyilerini yetiştirmekle meşgul olur”.
Eee ne sonuç hiç tepki Yok. Bizim cenah çoğunluk değil azınlık ve ağır değil hafif.
Sadece durumu düzeltmek yetmez..bunu kim yaptıysa onuda görevden alicaksin..(çünkü ya fetocudur..yada işini bilmeyen liyakatsiz biridir..her ahvalde yerinde kalması doğru değil.. ) belkide bu işi onaylayan kimseye kasıtlı olarak yanlış bilgi verilmiştir.. o bilgiyi vereni uzaklaştırmak lazim
Reisimizin bundan haberi yok mu? Her şeye müdahil olarak Duruma acilen el koyup uzmanlarımıza ve tarihimize sahip çıkılmalıdır.