Aman dikkat çocuğunuzu çalabilirler. Yok yok, sizin bildiğiniz sıradan çocuk hırsızlarından söz etmiyorum. O da mümkünse de bu hırsızlar başka. Başka çünkü bunlar hem çocuğunuzu çalar, hem de parasını size ödetir.
Bunlar çocuğunuzun bedenini çalmazlar. Zira bedenden çok akıl, ahlak ve imanına talipler. Üstelik bunlar suç çeteleri ve organ kaçakçılarından daha akıllılar. Bunlar çalar, ama iz bırakmazlar. Üstelik bir de ödemesi güç fatura bırakır giderler. Dünyanızı verseniz ödeyemezsiniz, üstüne ahretinizi de isterler.
Malum okullar açılıyor. Bir kırtasiyeye gidip çocuğunuza çanta, defter, kalem alacaksınız. Çocuk beğenecek, siz de bedelini ödeyeceksiniz. Hiç düşündünüz mü bunlar sıhhatli mi?
Değiller, ama hadi diyelim sıhhatliler. İyi ama üstündeki yazılar, resimler, semboller ne anlatıyor? Bunu yapanlar sizin çocuğunuza ne mesajı veriyorlar? Karşılığında neyine talipler?
Yahudi'nin kültürünü, batının serkeşliğini empoze ediyor olmasınlar! Hiç merak buyurmayın, tam da böyleler. İnceden çalışılmış, çocuğu hatta büyükleri yoldan çıkaracak, aklını çelecek, vesvese verecek şekilde işlenmiş, şeytanî telkin, resim ve ikonlar… Ahlaksızlığa davet, cinselliğe çağrı, değer hırsızlığı, inanç tahribi. Özetle ne ararsanız var…
Masonik semboller, Yahudi ikonları, kilise motifleri, cinsel objeler, korkunç sanal varlıklar… Batının ahlaksız sanatçılarının arsız/iffetsiz resimleri, gizli ürün reklamları, şeytanî varlıkların ve batıl kültürün sözde kahramanlarının çizimleri, batı şehirlerinin tanıtımı… Yapılan en basit anlamda bilinç hırsızlığı… Ve çok daha ötesi!
Sadece defter, kalem, çanta da mı var bunlar? Hayır! Kıyafetlerde, çocuk yiyeceklerinde, çocuk okuma kitaplarında, bilgisayar oyunlarında, çizgi filmlerde, reklâmlarda, oyuncaklarda, vs. vs.
‘Şeytan ayrıntıda gizlidir' derler. Son derece doğru! Şeytan sadece yanımızda değil, beslenirken taamımızda, ciddiyetsiz işimizde, eğitimde, öğretimde, okulda, çantada, kıyafette, basit bir silgide ve kalemde… Kısaca zarar verebileceği her şeyde ve her yerde...
O iblis ve iblisten aşağı varlıklar olan ‘hannas,' geleceğimiz olan çocuklarımıza talip. O halde koruyacağız onları! Üstelik ne pahasına olursa olsun, koruyacağız! Andolsun Rabbime koruyacağız! Korumazsak ateş gelir hepimize dokunur, dokunmakla kalmaz yakar.
Sen çocuğunu korursan, ama komşun korumazsa, onun çocuğu gelir senin çocuğu kendine benzetir. Üzüm gibi karartır yavrunu. O halde sadece bizimkini değil, bizim olan hepsini koruyacağız.
Bizim olan bizden doğan değil, hepsi bizim. Allah'ın olan bizim olandır. Bizim olan her şeyi koruyacağız, amma önce bize en yakın olandan başlayarak...
Şu ana kadar bilmiyorduk. Ama işte öğrendik. O halde koruyacağız! Anlayacağız. Yazısız, resimsiz olan silgiyi, kalemi, defteri alacağız.
Sade olan zarif çantaları tercih edeceğiz, satıcıya yazısız, resimsiz çanta getirmesini, aksi halde almayacağımızı söyleyeceğiz. Üreticiye göstereceğiz tepkimizi. Devlete sesleneceğiz, ‘koru yavrularımızı, geleceğimizi' diyeceğiz. Yapılıncaya kadar direneceğiz...
İstemezsek vermezler. Direnmezsek yapmazlar. Almazsak üretmezler. Söylersek satmazlar. Hatırlatırsak duyarlar. Ödemezsek bedelini, çaresiz dediklerimizi yaparlar.
Biz susarsak, küfür konuşur. Biz yapmazsak, gavur yapar. Biz öğretmezsek, çocuk hataya düşer. Biz bilmezsek, çocuk da bilmez.
Parayı alın teri dökerek biz kazanıyoruz. Çocuğu ömür törpüleyerek biz yetiştiriyoruz. O bizim geleceğimiz. Biz oyuz, o biz.
O halde lütfen bugünden itibaren çocuğumuza yazısız, çizisiz, resimsiz kırtasiye ürünleri alalım. Kıyafetler giydirelim. Unutmayın, çok renklilik kölelik işareti, sadelik asaletin nişanesi. Yazılı çizili giymek, yozlaşmanın alameti...
Zehir iki türdür ve her ikisinin de panzehiri var. Biri insanı hasta eder yahut öldürür. Diğeri bilinci, ahlakı ve imanı alır götürür. Her ikisinin de bir ilacı var: Kur'an ve Sünnet'e dayalı bir hayat!