Allah, birbirinize düşürsün

Allah, birbirinize düşürsün
16.07.2018 21:48:56

Almanya Dışişleri Bakanı Heiko Maas, 'Beyaz Saray'a artık güvenemeyiz' dedi. Avusturya Dijitalleşme ve Ekonomi Bakanı Margarete Schramböck ise 'Biz ABD'nin düşmanı değiliz, biz ABD'nin dostuyuz ve dost olarak muamele görmek istiyoruz' açıklamasında bulundu. İngiltere Başbakanı May ise ABD'ye Rusya uyarısı yaptı.

Almanya Dışişleri Bakanı Heiko Maas, Beyaz Saray'a artık kayıtsız şartsız güvenemeyeceklerini söyledi.

Maas, Funke Medya Grubu'na bağlı gazetelere yaptığı açıklamada, ABD Başkanı Donald Trump'ın Avrupa Birliği'ni (AB) “düşman” olarak nitelemesinin ardından AB ülkelerine birliktelik gösterme çağrısında bulundu.

"Beyaz Saray'a artık kayıtsız şartsız güvenemeyiz." diyen Maas, ABD ile ortaklığı korumak için bu ortaklığa yeniden “ayar vermek” gerektiğini belirtti.

Bunun da "öz güvenli ve egemen Avrupa" ile mümkün olacağını vurgulayan Maas, ABD Başkanı Trump'ın Twitter paylaşımları "absürt" ve sözlü saldırıları keskin olsa da Avrupa'nın bölünmemesi ve AB ülkelerin birbirine daha yakın olması gerektiğini kaydetti.

Avusturya ve AB Komisyonundan Trump'a tepki

Avusturya Dijitalleşme ve Ekonomi Bakanı Margarete Schramböck 'Biz ABD'nin düşmanı değiliz, biz ABD'nin dostuyuz ve dost olarak muamele görmek istiyoruz. Yaptıklarımıza ilişkin değerlendirmeleri Twitter'dan öğrenmek istemiyoruz' dedi.

Avusturya Dijitalleşme ve Ekonomi Bakanı Margarete Schramböck, ABD Başkanı Donald Trump'ın AB'yi ülkesinin "düşmanı" olarak tanımlamasına tepki göstererek, "Biz ABD'nin düşmanı değiliz, biz ABD'nin dostuyuz ve dost olarak muamele görmek istiyoruz. Yaptıklarımıza ilişkin değerlendirmeleri Twitter'dan öğrenmek istemiyoruz." dedi.

Avusturya'nın başkenti Viyana'da Avrupa Birliği (AB) Konseyi Dönem Başkanlığı kapsamında gayriresmi sanayi ve ticaret bakanları toplantısı yapıldı.

Toplantının ardından düzenlenen ortak basın toplantısında, Avusturya Dijitalleşme ve Ekonomi Bakanı Schramböck, AB Komisyonu Dijital İç Pazardan sorumlu Başkan Yardımcısı Andrus Ansip ve AB İç Pazar, Sanayi ve Yatırım Komiseri Elzbieta Biennkowska gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Schramböck, ülkesinin dönem başkanlığında dünya pazarında rekabet gücü olan ve sanayi alanında Avrupa'yı daha ileriye taşıyacak sanayi politikaları üzerinde görüş alışverişinde bulunduklarını belirtti.

Avusturya'nın AB Dönem başkanlığında "Koruyan Avrupa" sloganını seçtiklerine işaret eden Schramböck, dijitalleşme ile Avrupa'daki refah ve endüstriyel gelişmeyi koruyarak geliştirmek istediklerini bildirdi.

"YAPAY ZEKA DESTEKLENMELİ"

Schramböck, 2018 sonrası sanayinin Avrupa ve Avusturya için "dijitalleşme, yenilik ve beceri" olduğunu dile getirerek, sanayi alanında "yapay zekanın" önemine dikkati çekti.

Yapay zekanın üretimi artırmasının yanı sıra yeni iş imkanları doğurduğunu ifade eden Schramböck, "Avrupa genelinde çalışanların yüzde 37'si dijital alanda yetersiz. Dijital yeterlilik ve yapay zeka alanındaki çalışmaları güçlü bir şekilde desteklememiz gerekiyor." dedi.

"BİZ ABD'NİN DOSTUYUZ"

Bakan Schramböck, ABD Başkanı Trump'ın AB'yi ABD'nin düşmanı olarak tanımlamasına ilişkin soru üzerine, "Biz ABD'nin düşmanı değiliz, biz ABD'nin dostuyuz ve dost olarak muamele görmek istiyoruz. Yaptıklarımıza ilişkin değerlendirmeleri Twitter'dan öğrenmek istemiyoruz" ifadelerini kullandı.

AB Komisyonu Dijital İç Pazardan sorumlu Başkan Yardımcısı Andrus Ansip de endüstriyel üretimde robot ve yapay zekanın yüzde 25 oranında etkin bir rol oynadığına işaret ederek, Asya ve ABD'ye oranla Avrupa'nın yapay zeka alanında yaptığı yatırımların yetersiz olduğunu söyledi.

Çin ve ABD ile Avrupa'nın rekabet edebilmesi için birlik üyesi ülkelerin iş birliği içinde hareket etmesi gerektiğini vurgulayan Ansip, "Bu alanın kesinlikle ciddiye alınması gerekiyor. Bu nedenle AB Komisyonu olarak yapay zeka alanında daha fazla yatırım yapılması önerisinde bulunduk" dedi.

Ansip, Trump'ın "düşman" açıklamasına ilişkin olarak da her zaman liberal ekonomiden yana olduğunu, korumacı ekonominin ülkeleri ileriye taşımadığını söyledi. Ansip, "Bizi diğer ülkelerden ayıran yapay bariyerler oluşturmadan ekonomik ilişkilerin güçlendirilmesi için çalışmalıyız" değerlendirmesinde bulundu.

AB İç Pazar, Sanayi ve Yatırım Komiseri Elzbieta Biennkowska da AB'nin korumacı bir ekonomik blok olmayacağını, her zaman liberal pazardan yana olduğunu belirterek, "Rüzgar eken fırtına biçer. Bizler rüzgar eken taraf değiliz ancak fırtınaya karşı da reaksiyon göstermemiz gerekiyor. Tamamen gerçek bir dostu düşman olarak tanımlamak gerçekten sevimsiz bir durum, buna karşı sağduyulu bir şekilde hareket edeceğiz" dedi.

İngiltere Başbakanı May'den 'Rusya' uyarısı

İngiltere Başbakanı Theresa May, 'Çıkarlarımızı ve değerlerimizi zayıflatma çabalarında ısrar ettiği sürece Rusya ile mücadeleye devam etmemiz gerekiyor' dedi.

May, ABD Başkanı Donald Trump ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in Finlandiya'nın başkenti Helsinki'de düzenledikleri ortak basın toplantısı sırasında İngiliz Parlamentosunun alt kanadı Avam Kamarasında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Brüksel'de geçen hafta yapılan NATO Zirvesine katıldığını anımsatan May, toplantıda Rusya ile bu ülkenin oluşturduğu tehditlerin ele alındığını söyledi.

Başbakan, ülkenin batısındaki Salisbury kasabası ve yakınında yaşanan zehirlenme olaylarına dikkati çekerek bunların, "küresel normlara ve yasalara yönelik Rusya'nın giderek büyüyen umursamazlığı"na örnek oluşturduğunu savundu. May, kimyasal zehirlenmelerin ayrıca, "Batı demokrasilerini baltalamak ve dünya çapındaki çıkarlarımıza zarar vermek için iyi hazırlanmış bir davranış modelinin bir başka örneği"ni teşkil ettiğini belirtti.

Son yıllarda Rusya'nın İran'a silah satışını artırdığını, Suriye rejiminin kimyasal silah kullanımını perdelediğini ve ekonomik bakımdan zarar veren siber saldırılar düzenlediğini ve yalan haberler yaydığını öne süren Theresa May, uzun vadeli hedeflerinin ise Rusya ile yapıcı bir ilişki olması yönünde devam ettiğini dile getirdi.

"Bu nedenle bugünkü Trump-Putin Zirvesinin gerçekleşmesinden dolayı memnuniyet duyduğunu" ifade eden Başbakan May, "Ancak geçen hafta, Başkan Trump ile görüştüğümüz üzere, bunu birlikte ve kuvvetli duruşumuzla yapmalıyız. Bu, Rusya'nın davranışını değiştirmesi konusunda açık ve sarsılmaz olmak anlamına geliyor. Çıkarlarımızı ve değerlerimizi zayıflatma çabalarında ısrar ettiği sürece Rusya ile mücadeleye devam etmemiz gerekiyor. Biz de tam olarak bunu yapacağız" diye konuştu.

Brüksel'deki zirvede yayımlanan NATO sonuç bildirisinde, Salisbury saldırısı kınanırken, İngiltere'nin, saldırıdan büyük olasılıkla Rusya'nın sorumlu olduğu değerlendirmesi bağlamında NATO'nun İngiltere'yle dayanışma içinde olduğu aktarılmıştı.

İngiltere, adada yaşanan zehirlenmelerde, Rusya tarafından imal edildiği ileri sürülen, askeri nitelikte ve sinir sistemi üzerinde etkili kimyasal maddenin kullanıldığının kesinlik kazandığını duyurmuştu. Bu maddenin Sovyetler Birliği tarafından 1970 ve 1980'lerde geliştirilen "Novichok" adlı kimyasal grubunun üyesi olduğu belirtilmişti.

İngiltere'nin Rusya'yı suçlamasıyla başlayan krizde, İngiltere 23 Rus diplomatı, Rusya da İngiltere'ye cevap olarak 23 İngiliz diplomatı sınır dışı etmişti.

Kraliyet ailesi Trump'ı istemedi

Prens Charles ve Prens William, İngiltere'ye gelen Trump'la bir araya gelmek istemedikleri için karşılama törenini Kraliçeye bıraktıkları ortaya çıktı.

ABD Başkanı Donald Trump İngiltere'de, Başbakan Theresa May ve Kraliçe 2. Elizabeth ile bir araya gelmişti.

Trump ziyaretinden dikkat çekici bir ayrıntı ortaya çıktı.

The Sunday Times'da yer alan habere göre, Prens Charles ve Prens William, Donald Trump ile bir araya gelmek istemedikleri için Kraliçe Trump'ı tek başına ağırlamak zorunda kaldı.

Kraliçe ayrıca karşılama töreninde de Trump'la askerleri tek başına selamladı.

Konuyla ilgili Buckingham Sarayı'ndan açıklama geldi. Yapılan açıklamada, Trump'ın turunun bir devlet ziyareti olmadığı için, Kraliçe'nin tek başına ağırladığı belirtildi.

Arjantin'de Amerikan üssüne protesto

Arjantin'de bulunan çeşitli gruplar, Amerika'nın Neuquen'de kuracağı askeri üssünü protesto etti.

Arjantin'de politik partiler, sosyal örgütlenmeler, insan hakları grupları ve Kızılderili halkın devamı olan Mapuçeler bir Amerikan üssünün inşa edileceği alana karavanla ilerleyerek Arjantin'in toprak bütünlüğüne saygı talep ettiler.

“ADI İNSANİ, KENDİSİ ASKERİ…”

Amerika tarafından Neuquen'de kurulacak olan bir “insani yardım” üssünün protesto edildiği belirtildi. “Neuquen'de yankee üssüne hayır” sloganıyla hareket eden 60'dan fazla örgütün temsilcisinin Salı günü üssün inşa edileceği yere yürüdükleri belirtildi. Örgütler yerel ve ulusal hükümetten “askeri üs” olarak adlandırdıkları üssün inşasının durdurulmasını ve toprak bütünlüğünün desteklenmesini talep etti.

Amerikan üssünün adının ise hükümet yetkilileri tarafından “Acil Harekat Komitesi” ve “Sivil savunma” için yeni bir büro olduğu duyuruldu. Meclis üyesi Francisco Baggio'nun aktardığına göre inşaat Amerika güney komutası tarafından masrafları karşılanacak ve “bütün petrol rezervlerine yakın” şekilde şehir civarında faaliyete geçecek.

“ÜSSÜN KURULDUĞU YERDE İNSANİ YARDIMA İHTİYAÇ YOK

60 örgütlenme tarafından imzalanan belgede ise “Üsse askeri üs demekten kaçınıldığı için insani üs dendiği ve Arjantin Kongresi'nin onayının gerektiği belirtildi. ”Ayrıca, “Bizi doğal afetlerden korumak istiyorlarsa bu üssün volkanik patlamalar veya deprem bölgesi olmayan Neuquen bölgesine kurulmaması gerekir” ifadelerine yer verildi.

Mapuçe lideri Jorge Nahual ise konu hakkında “Harekete geçmeliyiz. Kritik bir dönemden geçiyoruz ve daha kötüsü geliyor. Bu insanlık dışı kapitalistlerin yağması şimdi hükümetin onayını ve desteğini de arkasına aldı” diye konuştu.

PATAGONYA DOĞAL KAYNAK CENNETİ

Nahual, “Üs Amerikan askeriyesinin stratejik istihbaratını yerine getirmek için kurulacak ve kendi şirketlerinin menfaatlerini korumak için yapılacak. Patagonya bitmez tükenmez bir doğal kaynak ve bu doğal kaynakları sömüren şirketler de Amerika'dan. İşte bunu korumak için buradalar” diye sözlerine ekledi.

YORUM YAP