40 yaş altı için ‘12 Eylül' pek bir şey ifade etmeyebilir. Ama biz ve 50 yaş üstü kuşak için çok şey ifade eder. Bu yüzden ben, 11 ve 12 Eylüllerden korkarım.
İşin garibi, AK Parti'de bu 12 Eylül'de genel kurul yapma kararı aldı. Beşir Atalay hoca, 12 Eylül tarihini açıklayınca “Allah'ın günümü tükendi. Keşke başka bir gün olsaydı” dedim kendi kendime.
Takvim günlerinin ne suçu/günahı olabilir ki? Elbette yok. Bizdeki sadece bir çağrışım.
* * *
Ak Parti olağan genel kuruluna dönük gelen kulis bilgileri can sıkıcı. Sosyal medyadaki paylaşımlara bakınca da gelen haberlerin doğruluk payı güçleniyor.
İddia o ki, birileri ‘12 Eylül hesabı' yapıyormuş…
Bazıları, birilerini hesaplarına alet ediyormuş…
Bu yüzden sürprizler yaşanabilirmiş bu 12 Eylül'de…
İddiaya göre, 3-4 liste çıkabilirmiş… İnşaallah dedikodudur bunlar.
Şu acı günlerde bazı muhterisler, partinin tabiî lideri ‘Erdoğan, Beştepe'de ve partiye müdahale edemez' diye aklından geçirmiyor ve hesap yapmıyordur.
İnşaallah koltuk ve el sayımı ile meşgul değillerdir.
Biz şimdiden söyleyelim ki, Erdoğan'a rağmen biri bunu aklından geçiriyor ve yapacak olursa sonu hüsran olur.
Etraftakilerin dolduruşuna gelecekler varsa, sadece kendilerine değil, partiye ve Türkiye'ye yazık ederler.
Yahudi baronlar, Avrupa Birliği, Arap Birliği, Fars imparatorluğu hayali peşinde koşanlar, İsrail, Neoconlar, Türkiye düşmanlarınca finanse edilen sözde Türkiye medyası, boğazlarda şaraplarla efkâr dağıtanlar, falanlar filanlar kısaca bütün dünya Recep Tayyip Erdoğan düşmanlığı ile yanıp tutuşurken, bu çevreleri sevindirme gafletine talip olanlar varsa, bile ki gittikleri yol yol değildir.
Onlara önce hesap gününü hatırlatırız.
Ayrıca Erdoğan fobikler bilsin ki, bizim meselemiz ‘Erdoğan' değil. O'nun temsil ettiği dava!
Bu bayrak bugün Erdoğan'ın elinde, yarın da başkasında olur. En esaslı mesele şu: Kim neyi ne için yapıyor?
Din için mi, nefsi için mi?
Ülke için mi, etraflarını saran dalkavuklar için mi? Biz buna bakarız.
Din içinse, ülke içinse ona sevdalanırız, güç veririz. Hatalarına bakarken ‘kul oluşundan mı, yoksa kasıtla mı' diye sorar, sorgularız.
Kulluğundan ise ‘hatasız kul arayan varsa kendine baksın' deriz.
Kibir veya kasıt varsa ilk taşı biz atarız.
* * *
12 Eylül için hazırlık yapanlara ‘mazinize bir bakın ve benlik davasını bırakıverin…'
‘Sizden başkası da var, yeter işi/emaneti ehline bırakın, ölüm var…'
‘Eşrafınıza, aile bireylerinize, sizin üzerinizden nemalanmak isteyenleri dinlemeyin...'
‘Kapınızın önünde terfi için saf tutanların düştüğü sefaleti unutmayın…'
‘Koltuğun ateş olduğunu unutmayın…' diye öğütleriz.
Daha söylenmesi gereken ne varsa da demekten geri durmayız.
Görelim Mevlâ'mız neyler, neylerse güzel eyler.