“Ey iman edenler! Eğer size bir fâsık bir haberle gelirse onu tahkik edin…” (Hucurat Suresi 6)
Henüz FETÖ tartışmaları başlamamış,
Hakan Fidan'a operasyon çekilmemiş,
Erdoğan'ı ameliyat masasında öldürme senaryosu sahnelenmemiş,
Dershane tartışmaları alevlenmemiş,
Gezi kalkışması denenmemiş,
17/25 Aralık yapılmamış,
15 Temmuz olmamışken yani bundan tam 7 yıl önce Fehmi Koru, Taha Kıvanç mahlasıyla, 4 Nisan 2010'da Yeni Şafak gazetesinde, Sözcü'nün bir FETÖ projesi olduğunu yazmıştı.
“Öğrenciliği cemaat evlerinde geçmiş...” başlıklı yazısında Koru şunları demekteydi: “Ayrılanlar Sözcü'ye mi gider? Herhalde... Cemaat'in (FETÖ) aklına bir kez daha hayranlık duymama sebep olan bir proje 'Sözcü'... Öğrenciliği Cemaat evlerinde geçmiş, sahibi görünen delikanlıya buradan şapka çıkarıyorum. Bulundukları yerde 'ileri giden' yazarlar için bir sığınak gibi 'Sözcü' gazetesi; 150 bin civarında satışıyla para bile kazandırıyor olmalı. Muhalefetini de yakın kontrol altında tutacaksın, neme lâzım!”
Sözcü'nün FETÖ'cü olduğu konusunda hayli ısrarlı olan Fehmi Koru, 26 Mart 2012 tarihli Star gazetesindeki yazısında ise "Turgut Özal'ın rahle-i tedrisinden geçmiş Ertuğrul Akbay ile yurtdışındaki 'cemaat' evlerinde yetişmiş genç Burak Akbay, en kıyıcı kalemleri topladığı gazeteleriyle iktidara göz açtırmaz gibi görünseler de, Sözcü'nün işlevi bence en samimi iktidar yanlısı gazete kadar önemli” diye yazmıştı.
7 YIL RESMİ TEKZİP YOK
Sözcü'nün sahibi Aybay ailesi ilki 7 yıl, ikincisi ise 5 yıl önce yazılan yazılarla ilgili bugüne kadar hiçbir tekzip de bulunmamış. Fehmi Koru'ya dava açmamış, resmi yollarla yalanlamamış… Yani sükût ederek, ikrarda buluna gelmiş…
Ne zaman ki, 15 Temmuz olmuş, 15 Temmuz'un gündüzünde Sözcü muhabiri Erdoğan'ın kaldığı yeri gizlenme olarak telakki edip, ifşa edici haber ve resimler yayınlamış, öncesinde ve sonrası FETÖ'cüleri koruyucu yayınlar yapmış bir gazete, kendisine FETÖ operasyonu yapıldığı gün, Fehmi Koru'yu yalanlıyor.
‘Yalanlamak' ne kelime, Sözcü'nün görünen patronu Burak Akbay'ın babası, Ertuğrul Akbay, Koru hakkında doğrulanması imkânsız bir masal anlatıyor.
Çünkü hikâyenin ya da kuyruklu yalanın sözde faili sadece Akbay ve Koru.
7 yıl susup, gazetesine operasyon yapılınca saldırıya geçen Akbay, iddialarına şahid getirebilir mi? Getirebilecek olsaydı, zaten anlatırdı, gösterirdi. Demek ki yok!
Mahkemede bitecek olan bu hadise nereden bakarsanız bakın bel altı seviyesinin bile fersah fersah altında.
Koru'yu savunacak değiliz ve zaten Koru'nun buna ihtiyacı da yok.
Öte yandan bu konuda Savcı'ya ifade veren Koru, yazıların kendisine ait olduğunu kabul etmekle kalmayıp, “Burak Akbay'ın babası Ertuğrul Akbay bana ‘Burak İsviçre'de cemaate ait bir evde yetişti' dediğini söylemiş üç gün önce.
Koru devamında şunları söylüyor savcıya: “Bu yazımdan sonra Ertuğrul Akbay beni cep telefonumdan aradı. Yazıyı yazdığım için beni eleştirdi. Ben de kendisine 'Burak Akbay kendi imzası ile bir cevap verirse bunu gazete köşesinde yayımlayacağımı' söyledim. Kendisinin söylediklerini yayımlamamı istedi. Ben de 'Muhatabım sen değilsin, Burak Akbay açıklama gönderirse gönderdiği yazıyı köşeme taşırım' dedim. Bu yazımla ilgili herhangi bir açıklama gelmedi. Ben cemaatin muhalefeti de kontrol altına alıp gerektiğinde hükümete sert muhalefet yapmak için bu gazeteyi kurdurmuş olabileceğini düşündüm ve bu yazıyı kaleme aldım.”
Belli ki, bu yazı öncesinde Koru, ister baba Akbay'dan öğrensin, isterse de başka kaynaklardan, Burak'ın Gülen'le ‘muhtemel' irtibatını biliyordu. Aksi halde durduk yere bunu yazacak kadar ‘ahmak' biri değil.
Bu güne kadar tekzip edilmemiş. Zira Akbaylar FETÖ ile irtibatlı bile olmasa, tekzip yapmak işlerine gelmemiş.
Hiçbir ikna edici yönü olmayan açıklamalarının yanına Sözcü'nün FETÖ'nün yayın organları Zaman ve Bugün gazeteleri ile müştemilatlarına Kayyum atanması sırasında attığı manşetlerden, FETÖ'yü koruduklarını açıkça görebiliriz. Savcılar bu soruşturma esnasında bu manşetleri de görecektir.
Her ‘zanlı' gibi zamanında ve ikna edici bir savunma yapmak yerine, bel altı vurarak yapılan zamansız savunma Sözcü'nün suçüstü olmanın verdiği travmanın neticesinde halet-i ruhiyesinin bozulduğunu, bu yüzden en iyi bildiği şey olan ahlakî değerden yoksun bir saldırıya yöneldiğini açıkça ortaya koyuyor.
Her kim, Müslümanların ve memleketin hayrını değil şerrini istiyorsa Allah elini ayağını dolaştırsın.
Vesselam.
İşte Sözcü'nün FETÖ medyasına destek manşetleri
30 ekim 2015 vuma
29 Ekim 2015 Perşembe
5 Mart 2016 Cumartesi
5 Mart 2016 Cumartesi
27 Ekim 2016 Salı
Edepsizlik diz boyu. Başbakanla cb dan ismiyle bahsediyorlar. Nasıl bir kin nasıl bir öfke. Nasıl bir halk düşmanlığı.
Bu olayın sadece bu kadarla kalmadığını düşünüyorum. Başka bir siteden koru hakkında söylediklerini ayrıntılı bir şekilde okudum,normal bir akışta söylememiş. Örneğin iki arkadaş olarak koru ifadeleri akışa uygun söylediği halde İki arkadaştan diğerinin söyledikleri ve söyleme akışı sadece belden aşağı değil içinde başka mesajlarda var gibi geldi bana senaryoya uygun davranıyor gibi bir hali var. Anlatılan olayla ilgili bir yalanlama geldi mi?